Şurası bir gerçek, sezonun ilk yarısının bitmesine en çok sevinen takım Beşiktaş... Şenol Güneş, açık açık söylemese de teknik ekibe, yakın çalışma arkadaşlarına hatta aynadan kendisine bile ‘oh çok az kayıpla ilk yarıyı bitirdik, şükürler olsun ki, devre arası geldi’ demiştir...
Çünkü; Beşiktaş yorgun, tedirgin ve tek kanadı üzerine uçmaya çalıştığı için de beceri kalitesinden bir hayli uzaklaşmış bir takım... Dünkü karşılaşmanın neredeyse tamamı Antep’in sahasında oynandı. Beşiktaş, meşin yuvarlağı Antep’e topu topu 15 dakika ya bırakmıştır ya da bırakmamıştır. Buna karşın pozisyon bulan, hem de dört tane birden Gaziantep oldu. Beşiktaş’ın attığı gol, tartışmalı penaltısı, bir de Cenk’in kaçırdığı var, hepsi o... Gerçekçi konuşmak lazım... Antep biraz daha diri ve asıl önemlisi Beşiktaş’tan daha az korkarak oynasa idi bu maçın sonucu çok daha farklı olabilirdi.
Babel tamam bu sezon Deportivo’daki performansı ile Beşiktaş’ın ilacı olabilir (aynı seviyede oynamak koşuluyla)... Ama dün bir daha göründü ki, siyah-beyazlıların öncelikli ihtiyacı bir kanat hücumcusundan çok bir stoper... Hem de Tosic, Rhodolfo ikilisinin kat be kat üstünde kalitelisi olmalı... Rhodolfo dün uzun koşularda öylesine çalım yedi ki anlatılır gibi değil... Tosic de ondan farklı değildi. Hem kademede hem de eşleşmelerde müthiş hatalar yaptı. Beşiktaş’ın şansı Quaresma’ydı... O da dün 10 dakika vasatın üzerine çıkınca siyah-beyazlılar üç puanı hanesine yazdırdı.
Gelelim maçın hakemi Serkan Çınar’a... Dünün en kötüsüydü. Eyyamın kralını yaptı. Verdiği penaltı akıllara ziyan, Beck’in pozisyonu gerçek penatıydı. Antepli oyunculara kolaylıkla çıkardığı sarı kartını Beşiktaşlı oyuncular için cebinde unuttu... İlk yarının en formsuz kurumu MHK, o MHK’nın en kötü hakemi de Serkan Çınar’a dünkü Beşiktaş’ın aslında ihtiyacı da yoktu.