Tayfun Bayındır

Tayfun Bayındır

tayfun.bayindir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’de sezon başından beri senaryo aynı... Daha önceki dönemlerde görmediğimiz bir tempolu başlangıç, 20-25 dakika süren bu başlangıçta kaçan fırsatlar, bazen araya sıkıştırılan bir gol, sonra eğer gol varsa önce biraz daha yalandan bir baskı, ardından devre bitene kadar süre gelen garip bir skoru koruma telaşı.
Bence bu senaryoyu Vitor Pereira yazmış olamaz. Elbette bir baskılı oyun planı var. Elbette bu baskıyla gelen, kapılan topları hızlı kullanma çabası var. Ama golü attıktan hemen sonra savunmaya çekilmek (hem de Kadıköy’de), sanki maçın bitmesine 3-5 dakika kalmış gibi telaşlı bir şekilde skoru koruma çabası asla Portekizli’nin senaryosu değil. Bu ikinci bölümü oyuncular doğaçlama oynuyorlar...
Doğaçlama oyun için her zaman yetenek, ama asıl önemlisi cesarete ihtiyaç vardır. Bunların yanına takım oyununu da ekleyelim. Yetenek bolca var Fenerbahçe’de, cesur oyun o da var diyebiliriz. Ama iş takım oyununa gelince yetenekli olan ve kendilerini yetenekli sananlar biraz sahte performans ortaya koyuyorlar. Çözüm istikrarda yatıyor. Ne yazık ki Fenerbahçe’deki istikrar sezon başından beri hiçbir maça aynı 11 ile çıkamama istikrarı; bu da kolay olacak, farklı kazanılacak maçları zora sokuyor, hatta puan kayıplarına neden oluyor.
Genel bir durum tespiti sonrası dünkü maçla ilgili ilk aklıma gelen şu, eğer karşılaşma öncesi gerçek bir Fenerbahçe taraftarına ‘Kimin gol atmasını istersiniz’ diye sorulsaydı, sanırım ezici bir çoğunluk ‘Gustavo’ derdi. 34 yaşındaki istikrar abidesi Brezilyalı son günlerde hak etmediği eleştirilere maruz kalıyor. Oysa rakamlar bütün takımı bir tarafa, Gustavo’yu bir tarafa bırakıyor. Sağlam bir destekçisi olsa (Formda bir Mesut, daha diri Crespo gibi) daha tempolu hücum eden, daha çok üreten bir Fenerbahçe’yi izlemek işten bile değil. Yorulmuş ve yalnız bırakılmış bir Gustavo’dan savunma ve göbekteki tüm açıkları kapatmasını bekleyemezsiniz. Sosa ne zaman iyileşip döner ve Gustavo’nun alternatifi olur bilmiyorum, ama Brezilyalının daha fazla yük kaldırma ihtimalini de zayıf görüyorum açıkçası.
Dün dikkate değer bir kaç konu vardı. Öncelikle Kasımpaşa’nın düştüğü ofsayt sayısı. Aslında ofsayta yakalandığı pozisyonlar demek daha doğru. Bir hayli yüksek. Bu Pereira’nın üçlü sisteminde, gerçek üç tane stoperin yan yana oynamasının karşılığıdır. Az hatayla oynadılar, ama özellikle değindiğim ofsayt konusunda çok etkileyiciydiler. Sahanın en iyi oyuncusu olan Ferdi’nin arkadaki üçlüye verdiği destek diğer kanattan da gelseydi ne Kasımpaşa özellikle ikinci yarı Fenerbahçelilerin yüreklerini ağzına getirecek ölçüde hücum oynayabilirdi, ne de Fenerbahçe’nin gol ayakları bu kadar çaresiz kalabilirlerdi.
Kanattaki arıza genç Muhammed Gümüşkaya. Yetenekli, kesinlikle 3-5 yıla kalmaz ligimizin en etkileyici oyuncularından biri olur. Ama henüz hazır değil. Bu seviyedeki futbolculardan öncelikle görerek pas atması ve özellikle kaptırdığı toplardan sonra yardıma gitmesi beklenir. Fenerbahçe’nin yediği golde topu kaptıran Muhammed. Benim hesaplarıma göre oyunda kaldığı süre içinde en fazla top kaybeden yine Muhammed. Etkili oynadı mı? Oynadı. Ama yeterli değil. Muhammed’in hisleriyle pas atmak yerine ki onun için zamana ihtiyacı var; görerek daha da önemlisi bilerek pas atması gerekiyor.
Son olarak, milli takım arasına lider girmek, kazanarak girmek Fenerbahçe adına büyük kazanç ve büyük moral...