Ligin ilk maçına mükemmel bir giriş yaptı Fenerbahçe... Daha 20. dakikaya girilmemişti ki, iki olağanüstü santrfor golüyle sarı-lacivertliler öne geçmişti bile. Yüzde 80 nem, 27 derece sıcaklık altındayken ve 11’e 11 oynanırken, bu skoru elde ettiler.
23. dakikada Gaziantep bir eksilince ‘fark geliyor’ derken, garip bir şekilde Fenerbahçe takımı el frenini çekiverdi. Neden böyle oldu, açıkçası kendi adıma bir anlam yükleyemiyorum. Sadece ben değil, tüm Fenerbahçe taraftarının da merak ettiği bu sorunun yanıtını, Fenerbahçe teknik ekibi ve özellikle İsmail Kartal da bu maçın değerlendirmesini yaparken arayacaklardır.
Yukarıda dediğim gibi iki olağanüstü santrfor golü izledik. Elbette Dzeko’nun attığı bu gollerin asistleri de mükemmeldi. Ama son vuruşlar gerçekten gözümüzün pasını sildi. Dzeko birinci golde sol ayağının içi, ikinci goldeyse sağ ayağının içiyle iki köşeyi de havalandırdı. Fenerbahçe taraftarının yıllardır özlemini çektiği o golcü Kadıköy’e dün ayak bastı.
Dzeko’nun bir de direkten dönen vuruşu var ki, orada bile tüm sezona mesaj göndermeyi ihmal etmedi.
Ali Koç dönemlerinin en güçlü ve en efektif kadrosunu izledik dün... Bu takıma daha tribünde oturan Fred ve Cengiz dahil olacak. Alınması planlanan ya da alınacağı söylenen bir kaleci, bir 6 numara da var. O zaman çok daha etkileyici bir kadroya sahip olacak sarı-lacivertliler. Peki düşünülen o kadro nasıl bir verim verecek? Açıkçası dünkü maçtan sonra kafamda soru işaretleri var.
Birinci sorum, Altay Bayındır ile ilgili. Onun yerinde daha tecrübeli bir kaleci olsa, sanırım dünkü golü yemez, en azından o pozisyonda topu bir şekilde dışarı atardı.
İkinci sorum ise İsmail hocanın tercihleriyle ilgili. İkinci yarıya Mert Hakan Yandaş yerine Zajc ile başladı. Mert sakatlandı da mı bu değişiklik oldu bilmiyoruz. Ama 10 kişi kalmış rakibinizin karşısında Szymanski oyundayken, Zajc ile başlıyorsanız, bu tercihiniz sorgulanır. Gördük ki, aynı pozisyonda oynayan iki oyuncu, son derece verimsiz bir orta saha yarattı.
Oysa küskün Batshuayi ile ikinci yarıya başlamak, hem eksik ve yorgun rakibinizi yıpratır, hem de Belçikalı futbolcuya moral aşılardı. Ayrıca daha fazla pozisyon zenginliği ortaya çıkardı.
Aslında bu maçın genelinde söylenecek çok şey var ama benim yerim dar. Ancak; maçın hakemi Abdulkadir Bitigen’e de değinmeliyim. Kırmızı kartı doğru bir kart olmasına karşın, tartışabileceğimiz ciddi kararları var. VAR yardımıyla iptal ettiği penaltı ve VAR yardımıyla verdiği Tadic’in kaçırdığı penaltı, bunların başında geliyor.