Daha bir kaç ay öncesine kadar ligin alt sıralarında bulunan takımlar Fenerbahçe’ye kan kustururlardı. Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenmek hatta gol yemeden yenmek onlar için kolay, Fenerbahçe içinse kötü alışkanlık haline gelmişti. Pandeminin hızlandırılmış liginde şimdi işler tam tersi... Yani doğal akışına girdi. Artık Anadolu’dan gelip Kadıköy’de Fenerbahçe’den puan almak zor görünüyor. Dünkü oyun bize bunun işaretlerini çok net verdi. Ama son üç yılın ne yapacağı belli olmayan Fenerbahçesi bir kaç maç sonra beni yanıltırsa hiç şaşırmam...
Dün de çok net gördük ki, Gustavo ve Pelkas bu takımın liderleri... Sahada aynı anda iki lider olur mu? Neden olmasın... Hatta çok da iyi olur. Üçüncü bölgenin lideri Pelkas, geri kalan bölgede de Gustavo... Verin topu ikisine sistem tıkır tıkır işliyor. Dün üç tane gol kaçırdı Pelkas. Üçünde de olması gereken yerde olduğu için o pozisyonları buldu. Yani son adam gibi duran Samatta ya da Thiam’ın arkasında oynarken.... Asist yaptığında da aynı yerdeydi. Öbür golün başlangıcında da... Ama ne zaman ki Pelkas kanada geçti hızlı oyun aceleci oyuna, yüksek tempoda durağana döndü. Pelkas’tan yüksek verim almak istiyorsa Erol hoca maça başladığı bölgede sürekli oynatmalı.
Beş-altı maçtır Gustavo’da müthiş bir çıkış var. Bildiğimiz, tanıdığımız Brezilya Milli Takımı’nda oynayan Gustavo gibi... Tek top oynamayla ilgili adeta ders veriyor. Aldığı doğru pozisyonlarla da dönen topları toplama istatistiğinde de zirveye oynuyor. Görünen o ki, Gustavo da artık keyif alarak ve elbetteki keyif vererek resital sergilediğinin farkında...
Thiam, Samatta, Valencia üçlüsünün etkileyici bir blok oluşturduğu kesin... Rakip kanat oyuncuları da stoperler de ciddi anlamda zorlanıyorlar. Ama bu üçlünün çok ciddi ortak sorunu var. Eğer bu sorun çözülürse gol atmak çok daha kolay, hele pozisyon üretmek ondan da kolay olacaktır. Bu şeytan üçgeninin sorunu topu çok sevmeleri. O topu ayaklarında biraz daha az tutsalar, Gustavo’dan örnek alsalar ve Pelkas’ı biraz daha iyi anlayabilseler gol rekorları kırmaları işten bile olmayacaktır.
Gelelim takımın yenisine... Bu Attila’da iş var. İlk maçta bu kadar net konuşmak doğru mu? Elbette değil... Ama biz uzun yıllardır Fenerbahçe’de onlarca stoper izledik, izliyoruz. Hiç birisi çıktıkları ilk maçta bu kadar etkileyici, bu kadar Fenerbahçe taraftarını umutlandırıcı oynamamıştı. O’na da ve elbette resmen Fenerbahçeli olan Mesut’a da hoş geldiniz diyelim...