Galatasaray adına çok kritik ve bir o kadar da önemli galibiyet... Normal zamanda ve normal koşullarda Galatasaray’ın neredeyse tamamı dolu stadında Alanyaspor’u yenmesi kadar doğal bir şey olamaz... Ne var ki, 5-1’lik ağır bir yenilginin hemen arkasından cezalılar, sakatlar ve maçın hemen başında yaşanan kayıplar dünkü karşılaşmayı Galatasaray adına gergin ve korkutucu yapıya çevirdi. Sarı-kırmızılılar doğrusunu söylemek gerekirse önce taraftarı sonra da Hüseyin Göçek’in kritik düdükleriyle kazanmayı başardı.
Önce Galatasaray taraftarının hakkını teslim edelim... Dün Alanyaspor maçının kazanılmasındaki en önemli rol onlara aitti. 5-1’lik yenilgiden sonra sil baştan yapıp takımını her taraftar grubu böylesine coşkulu, böylesine arzulu desteklemez... O taraftarın katkısıyla Galatasaray sahada tempo yapmayı, en olmadık anlarda pozisyona girmeyi ve belki de yine taraftarın desteğiyle zaman zaman aşırıya kaçan sertliği yapmayı becerdi...
Oysa, Alanya’nın giderek risk aldığı son 10 dakika hariç Galatasaray hep “bal yapmayan arı” misali oynadı. Sürpriz bir şekilde kadroya dahil olan Yasin’in herkesi şaşırtan performansı, sağ tarafta Mariano-Rodrigues ikilisinin etkili çıkışları, orta alanda da Belhanda’nın saman alevi misali pas trafiğine katkısı, eksik ve Hüseyin Göcek’in pek oynamalarına izin vermediği Alanyaspor’a yeterli oldu... Ama ne bu oyun ne de bu gergin yapı Beşiktaş derbisinde Galatasaray’ı öne çıkarmaya yetmez...
Haksızlık etmeyelim... Yukarıda da belirttiğim gibi son 10 dakikadaki müthiş baskı, Gomis’in gol açlığı Galatasaray’a istediği galibiyeti getirdi. Hak edip, etmediğini tartışabilir miyiz? Ortaya konan oyun için asla böyle bir tartışmaya girmem... Ciddi fark var arada... Galatasaray, bölük pörçük oynasa da her durumda kazanan taraf olurdu... Ama hakem kararları üzerinden tartışmaya açık bir maç... Özellikle 58. dakikada Serdar Aziz’in, Gassama’ya gaddarca yaptığı hareket net bir kırmızı kart ve penaltıdır... Ayrıca Ndiaye ve Maicon’un sarı kart almadan bu maçı tamamlamış olmaları da ciddi anlamda kötü hakem performansıdır. Hatırlatmakta fayda var, bu iki oyuncu kart sınırındaydılar ve o kartları görmüş olsalar Beşiktaş maçında oynamama ihtimalleri söz konusuydu.
Her şey bir yana Latovlevici’nin bir grup taraftarın sürekli protestosuna maruz kalması ve bunun hemen sonrasında da Tudor’un onu oyundan alıp Linnes’i sahaya sürmesi çok kabul edilebilir bir durum değil... Buradaki taraftar tepkisini anlamakta çok zorluk çekiyorum. Maçı kazandıran taraftarın içinde bu anlamsız protestoyu yapan böyle bir grubun çıkması Galatasaray adına hem şaşırtıcı hem de üzücü bir durumdu...
Bizi haftaya süper bir derbi bekliyor, bunu da hatırlatmakta fayda var...