03.06.2024 - 10:56 | Son Güncellenme:
- Yönetici olarak Türk futbolundaki en büyük sorun nedir sizce?
Bir yerde bir sorun varsa o sorunun sebebi yöneticidir, başkandır. Türk futbolunun içindeki büyük problemin sebebi, kendimi de dahil ederek söylüyorum, yönetici ve başkanlardır. Süper Lig’in son haftalarında yaşadığımız olaylar futbolumuzu çok gerdi. Bizler yönetici olarak sakinliği koruyamadığımızda sokaklarda ve tribünlerde istenmeyen olayların yaşanmasına vesile oluyoruz. Maalesef futbolun bir eğlence ve oyun olduğunu unutuyoruz. Bu kadar gerginliğin kimseye faydası olmuyor. Sosyal medya savaşlarına dönmüş bir ortamdayız. Futbol sahada oynanan bir oyun ve bizler bu oyunun en iyi şekilde oynanmasını sağlamakla yükümlüyüz. Türk futbolunun en büyük sorunlarından bir diğeri ise mali disiplinsizlik. Birçok kulüp, harcamalarını gelirlerinden fazla yapıyor ve bu sürdürülemez bir durum yaratıyor. Transfer ücretleri ve futbolcu maaşları, kulüplerin mali yapısını zorlayan en büyük etkenler. Uzun vadeli planlama ve doğru bütçe yönetimi bu sorunların çözümü için kritik öneme sahip. Altyapıya yapılan yatırımlar, mali disiplin ve profesyonel yönetim anlayışı, Türk futbolunu hak ettiği yere taşıyacaktır.
- Türk futbolunun yeniden değer kazanması gerektiğini söylüyorsunuz. Bu konuda neler yapılmalı?
Türk futbolunu tekrar daha değerli hale getirmemiz gerekiyor. Özellikle marka değerinin yükseltilmesi için yoğun çaba harcanmalı. Herkesin sakinleşmesi gerekiyor. Kavgadan uzak durmalıyız. Süper Lig’in son haftasında yaşananların kimseye bir faydası yok. Aksine kayıpları büyük. Türkiye Futbol Federasyonu, MHK, Kulüpler Birliği ve tüm paydaşlar bir araya gelmeli ve sağduyu içinde bugünkü ortamdan uzaklaşmalı.
- Türk futbolunun geleceği için neler yapılmalı?
Türk futbolu her zaman büyük bir potansiyele sahip olmuştur. Ancak, bu potansiyelin tam anlamıyla gerçekleşmesi için bazı yapısal değişikliklere ihtiyaç var. Özellikle mali disiplin ve sürdürülebilir yönetim konusunda ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Kulüplerimizin finansal olarak sağlıklı bir yapıya kavuşması, uzun vadeli başarı için şart. Maalesef, Türk futbolunun en büyük sorunlarrı arasında mali disiplinsizlikde var. Birçok kulübümüz, harcamalarını gelirlerinden fazla yapıyor ve bu da sürdürülemez bir duruma yol açıyor. Uzun vadeli planlama ve doğru bütçe yönetimi bu sorunların çözümü için kritik öneme sahip. Doğru adımlar atıldığı takdirde, Türk futbolunun geleceği parlak olabilir.
- Türk futbolunun şu anki durumunu ve mali yapısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk futbolunu tekrar daha değerli hale getirmemiz gerekiyor. Marka değerinin yükseltilmesi için yoğun çaba harcanmalı. Herkesin sakinleşmesi ve kavgalardan uzak durması gerekiyor. Son haftalarda yaşanan olaylar futbolumuza zarar veriyor. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Merkez Hakem Kurulu (MHK), Kulüpler Birliği ve diğer paydaşlar bir araya gelip bugünkü ortamdan uzaklaşmalı. Sorunların temelinde yöneticiler ve başkanlar var. Gerginliği azaltmamız ve futbolu bir eğlence olarak görmemiz gerekiyor.
- Göztepe’de görev yaptığınız dönemdeki planlarınız nelerdi?
Göztepe’ye ilk geldiğimizde Mehmet Sepil başkanla beraber kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yaptık. Kısa vadede takımın 2. Lig’den TFF 1. Lig’e çıkmasını hedefledik. Bunu ilk senede başardık. Orta vadede stadın ve tesislerin yapılmasını hedefledik. Urla’da çok güzel bir tesisimiz mevcut. Harika bir stat kazandırdık. Burada emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek az kalır. Uzun vadede ise altyapıya yatırım yaparak, Süper Lig’de kalıcı ve Avrupa’da tekrar adından söz ettiren bir kulüp olmak istedik. Bu hedeflerin çoğunu gerçekleştirdik. Ancak altyapı tesisimiz bazı sorunlar nedeniyle durdu. Yine de alt yaş gruplarında milli takımlara çok sayıda oyuncu verdik.
- Altyapıya verilen önemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Altyapı, Türk futbolunun geleceği için en önemli unsurlardan biri. Genç yeteneklerin keşfedilmesi ve geliştirilmesi için altyapı yatırımlarının artırılması gerekiyor. Bu sadece oyuncu yetiştirmek için değil, aynı zamanda kulüplerin mali açıdan da sürdürülebilir olmasını sağlamak için önemli. Genç oyuncuların yetiştirilmesi, transfer harcamalarını
azaltırken, aynı zamanda Türk futbolunun kalitesini de artıracaktır. İzmir’de Göztepe gibi ülkenin gurur duyduğu bir kulüp olarak altyapıya gereken önemi vermeye çalıştık.
- Altyapıya yatırım konusunu açar mısınız?
Altyapı, Türk futbolunun geleceği için en önemli unsurlardan biri. Genç yeteneklerin keşfedilmesi ve geliştirilmesi için altyapı yatırımlarının artırılması gerekiyor. Ancak altyapı hocalarına gereken destek verilmediği için büyük işler beklememiz doğru değil. Yurt dışında altyapı hocaları istikrarlı bir şekilde çalışıyor ve tüm eğitimlerini altyapı üzerine almış oluyorlar. Altyapıya ve hocalarımıza aynı değeri vermeliyiz. Göztepe’de görevdeyken altyapıya büyük önem verdik ve genç oyuncularımızı milli takımlara kazandırdık. İşte önümüzde son örnek Arda Güler var. O muhteşem çocuk Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi’ni kazandı ve tarihe geçti. Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran ilk Türk futbolcu unvanını elde etti. Bundan daha güzel bir mutluluk ve gurur olabilir mi? Türk gençlerinin aralarında ne Arda’lar ne Icardiler var. Bulunup, işlenmeyi bekleyen. İşte Türk fubolunda altyapının önemini iyice kavratmak lazım. Sözde değil özde eylemler hayata geçirerek...
- İzmir futbolunun durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
İzmir futboluna çok üzülüyorum. İzmir futbolu olması gereken yerde değil. 10 tane profesyonel takımımızın olması sayısal anlamda çok önemli ama üst liglerde olmalı. Gelecek sezon 1. Lig’de İzmir takımı olmayacak. Bu çok üzücü. Türk futboluna İzmir’den çok oyuncu kazandırdık. İZVAK’ın tüm kulüpleri aynı çatı altında toplaması ve İzmir’deki futbol iklimini güzelleştirmesi çok değerli. Futbol bir oyundur ve rekabet güzeldir; ancak bu rekabet saha içinde kalmalıdır. İZVAK’ın burada önemli rolü var. İzmir kulüplerimizin hak ettikleri üst liglerde yer almalarını arzu ediyoruz. Tüm kulüp başkanlarımızla bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunabiliyor, sorunlarımıza ortak çözümler üretebiliyoruz.
Umudum, en kısa sürede diğer İzmir kulüplerimizin de hak ettikleri üst liglerde yer almaları yönünde. Gerek federasyondan gerekse diğer Anadolu kulüpleriyle biraraya geldiğimizde İZVAK’ın birleştirici gücünden övgüyle bahsediliyor. Buradaki oluşum ve futbol iklimini örnek gösteriyorlar. O anlamda İzmir’de ki bu iklim herkese örnek olduğunu düşünuyorum. Burada Göztepe Süper Lig’e çıktı. Altay’ın da, Karşıyaka’nın da, Bucaspor’un da Süper Lig’e gelmesini çok arzu ediyoruz. Hem kendi içimizde rekabet edelim hem de ülkeye örnek olacak güzel görüntüler verdik, verelim....
Federasyon seçimleri hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Benim federasyondan ayrılmamın nedeni görevimi en iyi şekilde yaptığımı düşünmem ve bazı mutsuzluklar yaşamam. Görevdeyken TFF 1. Lig’lerden sorumluydum ve birçok güzel projeye imza attık. Federasyon ve Kulüpler Birliği olarak futbolun tüm paydaşları bir araya gelip sorunları çözebiliriz. Gerginliklerden vazgeçmeli ve ortak bir dil kullanmalıyız. Türk futbolunun ihtiyacı sabır ve saygı. Hakemlere de saygı duymamız gerekiyor. Seçimler için kartlar toplandı, karılıyor ama daha dağıtılmadı. Net bir aday yok. Passolig’den sorumluydum ve birçok sorunu çözdük. Kulüpler Birliği’ne Passolig’den sorumlu Emir Kahraman’la birlikte gidip sunum yaptık. Algıları değiştirdik. Kulüpler artık taraftar datalarını kullanabiliyor ve turnike geçiş ücretleri hemen ödenmeye başlandı. Federasyon, kulüpler birliği ve futbolun tüm paydaşları bir araya gelip sorunları çözebiliriz. Yeter ki sorunları çözmek isteyelerim. Sorunun ta kendisi olmayalım. Gerginliklerden vazgeçmeliyiz. Türk futbolunun ihtiyacı sabır ve saygı.
Türkiye Futbol Federasyonu yeni döneminde yeninden görev almak ister misiniz?
Türkiye Futbol Federasyonu’nda görevdeyken yaptığım güzel işlerden dolayı vicdanım çok rahat. Ege’nin ve İzmir’in tek temsilcisi olarak orada görev almaktan büyük gurur ve mutluluk duydum. Türk futbolunda hep birlikte doğru adımlar atarsak, geleceği parlak olacaktır. Altyapıya ve mali disipline önem vererek, sürdürülebilir bir başarı yakalayabiliriz. İzmir futbolunu daha iyi yerlere getirmek için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Şunun altını önemle çiziyorum. Bu ben olayım bir başkası olsun, Türkiye’de futbolun ilk kez oynandığı coğrafyadan yani İzmir’den birilerinin Türkiye Futbol Federasyonu’nda görevde olması mutlaka gerekli. Oralarda olunmaması kabul edilir değil. Hem İzmir’e hem Ege’ye tüm takımlara eşit ve adaletli yaklaştım. İstifa ettikten sonra tüm kulüplerimizin başkanları tarafından aranıldım. İstifa kararımdan dönmem için. Niye mutsuz oldum? İşte Türk futbolunda genel sorunlar. Bazı noktalarda çözümün parçası olamamanızda sizi yıpratıyor. O yüzden ayrıldım. İzmirli olarak yakışanı yaptım. Ayrıldık diye birbirimizin arkasından konuşmanın anlamı yok. Fikir ayrılığı olabilir ama dostça bir ayrılık olmalı. Ben federasyona girmek için kimseyi aramadım. Kimseyi araya sokmadım. Kimseden torpil talep etmedim. Bir davet geldi ve kabul ettim. Hatta Ahmet Agaoğlu kulüpler Birliği başkanıydı o zaman. Liste açıklanınca o bile şaşırdı. Ya bizim niye hiç haberimiz olmadı falan. Ya başkanım burası hizmet alanı biz buraya hizmet etmeye geldik. İşte bundan sonra haberiniz oldu. Çok mutlu oldular. Ben seçim öncesi federasyonun organize ettiği hotelde bile kalmadım. Başka hotelde kaldım ve ertesi gün gittim seçime... Son kertede elbette İzmir’i, Ege’yi temsilen bilgi, birikim, tecrübelerimden Türk futboluna katkıda bulunmak isterim. Genç beyinlere ve liyakat sahibi akıllara her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki süreç ne gösterecek bilmiyorum ama bir davet gelirse seve seve göreve hazır olduğumu belirtmek isterim. Türk futbolunda yeni bir resetlenme olacak ve yeni bir hikaye yazılacaksa o hikayenin bir parçası olmaktan gurur duyarım...