SkorerTakımların simge ve sembolleri

Takımların simge ve sembolleri

26.05.2009 - 11:16 | Son Güncellenme:

Kara kartal, aslan, sarı kanarya, şahin, horoz, karpuz gibi takım sembollerin öyküsünü biliyor musunuz?

Takımların simge ve sembolleri

Takımların flamaları, resmi internet siteleri ve formalarında yer alan, taraftarların tezahüratların hayat bulan kara kartal, aslan, sarı kanarya, çift başlı kartal, şahin, leopar, horoz, minare, buğday ve karpuz gibi sembol ve simgelerin birbirinden farklı öyküsü bulunuyor.
AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, taraftarların hayran olduğu, desteklediği takımların birbirinden farklı sembol ve simgeleri bulunuyor.
Takımların önemli bölümü sembol olarak hayvanları seçerken, bazıları tarihi yerleri ve tarımsal ürünlerini tercih ediyor.
Semboller içinde kartal, aslan, şahin gibi yırtıcı hayvanlar kadar sarı kanarya, horoz gibi daha evcil olanları da bulunuyor. Buğday ve karpuz gibi tarımsal ürünler de takımların simgesi, amblemi olabiliyor.

Haberin Devamı

GALATASARAY’IN ASLANI

         Galatasaray’ın simgesi olan aslan, futbolcuları Nihat Bedik’ten geliyor. Galatasaray kurulmadan 3 yıl önce dünyaya gelen Bedik, Galatasaray Lisesi’nde eğitimini sürdürürken spor hayatına başladı.
1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince sadece futbolcu olarak değil üç adım atlama, yüksek atlama, binicilik, yelken ve yüzme
alanlarında da kulübüne hizmet eden Bedik, tam 20 yıl boyunca futbolcu olarak verdiği mücadelesinde 268 kez forma giydi.
Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yapan, 18 kez giydiği A Milli Takım formasını 8 kez kaptan olarak taşıyan Bedik, 1936 yılında aktif
spordan çekilmesine rağmen spor yapmayı ihmal etmedi. "Aslan" ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılan, futbol oynadığı dönemlerde "Aslan Nihat" olarak
çağırılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray’a kendi lakabını simge olarak bıraktı.

Haberin Devamı

"HEY YAVRUM KANARYAMA BAK, YİNE UÇTU"

         Fenerbahçe’nin simgesi sarı kanarya da "Uçan kaleci" olarak tanınan ünlü kalecileri Cihat Arman’dan geliyor. Fenerbahçe Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu,
sarı kanaryanın öyküsünü şöyle anlattı:
"1939 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan kaleci Cihat Arman, 1952 yılına kadar oynuyor. O dönemlerde Türkiye’nin en iyi kalecisi olan Arman’a
"Uçan kaleci" deniliyor. Arman, sahaya genellikle kanarya sarısı formasıyla çıkıyor. Lacivert forması da var ancak bu sarı forması daha çok biliniyor. Bir
maçta Arman, kalenin 90 olarak tabir edilen köşesine giden top adeta uçarak çıkarıyor. O sırada taraftarlardan birisi, ’hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu’
diye bağırıyor. Bu kanarya zihinlerde yer ediyor. 1952 yılında Fenerbahçe genç kadro kuruyor. Bu kadro, ardı ardına şampiyonluğunu kovalayınca basın, kanarya sembolünü telaffuz etmeye başlıyor. Basın, o dönemlerde iyi maçlar çıkaran takımla ilgili ’sarı kanaryalar yine güzel oynadı’ şeklinde haber yazınca kanarya tam anlamıyla simge olarak kalıyor."

BALIKÇININ "HAYDİ KARA KARTALLAR" DİYE BAĞIRMASI

         Beşiktaş’ın simgesi olan kara kartalın çıkış noktası ise bir taraftarın tezahüratı. 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla giren
Beşiktaş, haftalar ilerledikçe puan farkını açıyor ve ligdeki liderliğini sürdürüyor. Bitime 5 hafta kala Süleymaniye ile 19 Ocak 1941 Pazar günü Şeref
Stadı’ndaki maçta Beşiktaş, yine güzel bir oyun ortaya koyuyor.
Maçın ikinci yarısının ortalarında Beşiktaş takımı, önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirdiği sırada siyah beyazlıların akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir taraftar, "Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar" diye bağırıyor.
Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazetecileri bir anda etkileyen balıkçı Mehmet Galin’in bu tezahüratı, o maçtan sonra
Beşiktaş’a sembol oldu. 6-0’lık galibiyetin ardından Beşiktaş’ın sembolü "Kara Kartallar" oldu.

Haberin Devamı

"TİMSAHIN DOĞUŞU

         Bursaspor’un simgesi timsah, bir yöneticinin izlediği belgeselden yola çıkılarak hayat buldu. 1992 yılında yeşil-beyazlı yönetimde yedek üye olarak yer alan Lemi Keskin, o yıllarda takımın sembolünün inci olduğunu ve genellikle "Yeşil inci" olarak telaffuz edildiğini söyledi.
Beşiktaş ile 1992 yılında İnönü Stadı’nda bir maç yaptıklarını ve 0-0 berabere kaldıklarını anlatan Keskin, şunları kaydetti:
"Mart ayındaki bu maçtan sonra takımın sembolünün durağan yerine hareketli olması gerektiğini düşündüm. Kartal havada uçarken onun karşısında inci
pek uymuyordu. O dönemlerde yeni sembolü düşünürken belgeselde timsahın boğayı parçaladığını gördüm. Timsah ilk etapta bana sıcak geldi. Yöneticilere ve kulüp başkanına konuyu anlattım, ama kolay olmadı. Marttan ağustosa kadar tanıdığım, tanımadığım birçok Bursaspor taraftarına sembolün nasıl olması gerektiğini sordum. Takımın rengi yeşildi. Sembol, hayvan veya yeşil olmalıydı. Buna en uygun olanı da timsahtı. Sonunda ağustos ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında takımın sembolü timsah olarak belirlendi."
Keskin, Bursaspor’un ünlü gol sevinci olan "Timsah yürüyüşü"nün ise ilk kez Ugandalı futbolcuları Majid Mussisi tarafından yapıldığını belirterek, kulüp olarak o dönemlerde timsah ve Bursaspor ile ilgili belgesel bile hazırlattıklarını anlattı.

Haberin Devamı

FRANSIZLAR’IN KORKULU RÜYASI ŞAHİN BEY SEMBOL OLDU

Haberin Devamı

         Gaziantepspor’un ambleminde yer alan, takımın sembolü olan "Şahin" ise Fransızlara karşı kentin savunmasında önemli rol üstlenen Şahin Bey’den
geliyor.
Halk tarafından "Şahin Bey" olarak bilinen Mehmet Sait, 1911’de Trablusgarp Savaşlarına gönüllü olarak katıldı. Balkan Savaşlarında, Birinci
Dünya Savaşında Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşan Şahin Bey, Fransızlara karşı Antep savunmasını her şeyin üstünde tuttu.
Gaziantepspor tarihinde önemli yere sahip Şahin Bey, kentin futbol kulübüne Şahin simgesini veren isim oldu. Hatta, takımın rengi Fransızlarla
çarpışan çetelerden akan kanın rengi kırmızı ile matemi simgeleyen siyah olarak belirlendi.

LEOPAR, ÇİFT BAŞLI KARTAL VE HOROZ

         Ankara’da 6 Haziran 1978’de Ankara Belediyespor olarak kurulan Ankaraspor, sembol olarak ise kendisine güç ve asaleti temsil eden, bir dönem
Anadolu’da ve özellikle Ankara çevresinde de yaşayan "Anadolu Leoparı"nı kullanıyor.
Denizli’nin takımı Denizlispor ise amblem olarak adeta kentle özdeşleşen horozu seçti. Kulübün logosu, dünyaca ünlü horozunu simge alarak,
yeşil–siyah renklerden oluşuyor.
Turkcell Süper Lig’e çıkan Diyarbakırspor, bugün formasında taşıdığı renklerin yeşilini Diclespordan, kırmızısını ise Yıldızspor’dan aldı. Kulübün
amblemi, kentle özdeşleşen kale surları ile ünlü karpuzu oldu.
Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan Konya’nın takımı Konyaspor’un sembolü de ambleminde yer alan çift başlı kartal. Doğunun ve batının
hakimi olarak nitelendirilen keskin bakışlı çift başlı kartal, futbolun da hakimi olmak için yeşil-beyaz renklerin üzerinde amblem olarak yer buldu. Anadolu
Selçuklu Devleti’nin simgesi olan çift başlı kartalı, Konyaspor’un ambleminde buğday başakları yalnız bırakmadı.
Antalyaspor’un simgesi ise kentin sembolü olarak bilinen tarihi Yivli Minare oldu. Antalya Ulu Camii’nin minaresi olan Yivli Minare, yıllardır takımın ambleminde yer alıyor.