Dünya KupasıSpor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

25.03.2022 - 06:53 | Son Güncellenme:

Dünya Kupası Play-Off Yarı Final mücadelesinde Portekiz ve Türkiye, Dragao Stadı’nda karşı karşıya geldi. Mücadele ev sahibi ekibin 3-1 üstünlüğü ile sona erdi. Bu sonuçla ay-yıldızlılar, Dünya Kupası'na katılma şansını kaybetti. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

A Milli Futbol Takımı, 2022 Dünya Kupası Play-Off Yarı Final mücadelesinde Portekiz'e 3-1 mağlup oldu ve Dünya Kupası hayalleri suya düştü. Burak Yılmaz'ın mücadele 2-1'ken kaçırdığı penaltı maça damga vurdu. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi;

Haberin Devamı

KATAR, YATAR... - ŞANSAL BÜYÜKA / MİLLİYET
Çok uzun yıllardır, inanın çok uzun yıllardır Burak Yılmaz’ın penaltı kaçırdığını görmedim… Topu penaltı noktasına koyar, kaleye bakar, ya sağ köşeye ya sol köşeye topu yerden ve darbeli bir vuruşla bırakır… Böyle ne penaltılar attı… Kötü kadere bakın; Burak, Türk futbol tarihine geçecek, belki de mucizeye yelken açacak penaltıyı, hiç alışılmadık şekilde, havadan kullanarak yine hiç alışık olmadığımız şekilde kötü vurarak kaçırdı… Aslında maçı ilk yarıda kaybettik… Portekiz’in iki kenar adamı; sağda Otavio, solda Jota’yı tutamadık… Çok kaçırdık… Hadi Berkan sol savunmaya alışkın oyuncu değil, Otavio‘yu çok kaçırdı, yıllardır Avrupa’da oynayan Zeki, her seferinde Jota‘yı bu kadar çok nasıl kaçırdı inanılır gibi değil…

Haberin Devamı

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

İlk yarı kötü oynadık zaten… Hakan Çalhanoğlu çok sıradandı… Cengiz ortalıkta hiç gözükmedi… Burak birşey yapamadı… Sahada sadece Portekiz milli takımını durdurmaya çalışan ama bunu asla başaramayan bir Türk milli takımı vardı… İlk yarıyı iki farklı yenik kapatınca, ikinci yarıya belki de doğaçlama “ne çıkarsa bahtına“ diye oynamaya başladık… Portekiz’e yine pozisyonlar verdik ama hiç olmazsa golü de düşünmeye başladık… Cengiz bayağı bir kımıldadı, Hakan da öyle… Dorukhan ile Yusuf‘un oyuna katılması da takıma bir ivme kazandırdı… Önce umut golü geldi, sonra mucizeye yelken açacak, Türk futboluna yeni bir tarih yazdıracak penaltı kararı…

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

Her penaltıyı “gözü kapalı“ gol yapan bugüne kadar yerden vuruşlar dışında penaltı atmayan Burak Yılmaz havadan ve son derece berbat bir vuruşla kendini ve koca bir ülkeyi tarifsiz üzüntülere boğdu… Ama futbolda bu var… Penaltı ile kaçan dünya şampiyonlukları bile var…
“Ah“ diyoruz, “vah“ diyoruz, “canınız sağolsun“ diyoruz, her elenişe, her dışlanmışlığı bir teselli, bir kılıf buluyoruz… Sonuçta Avrupa ve dünya futbolundan biraz daha uzaklaşıyoruz… Üstelik şu penaltıyı atsak, umudu ve tur şansını yakalasak İtalya‘yı eleyen Makedonya ile oynayacaktık… Ayağımıza gelen şansı teptik… Aslında biz avucumuzun içine aldığımız grup birinciliği şansını, kendi ülkemizde, grubun en sıradan 3 takımı karşısında beraberlik alıp 6 puan kaybederek; o avucumuzun içindeki şansı, Kaf Dağının ardına bıraktık… Tabi olmadı... Teselliyi, birbirimizi kandırmayı bırakalım… Türk futbolunun her alanda radikal değişimlere ihtiyacı var… Bunları yapmaya başlamadan daha çok Avrupa kupalarını, dünya şampiyonalarını ıskalarız… İşte o ıskalara bir yenisini ekledik… Katar; yatar...

Haberin Devamı

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

PENALTI DEĞİL, DÜNYA KAÇTI - ATTİLA GÖKÇE / MİLLİYET
Tamam, anlaşıldı. Futbolda üçlü savunma anlayışı yeniden gündem kazanıyor. Buna itirazımız yok ama, Milli Takım ne zamandan beri “üçlü” oynuyor da Portekiz karşısına da “içselleştirilmiş” bir defans kurgusuyla çıktı?Stefan Kuntz’un üçlü savunma için futbolcularıyla ne kadar çalıştığını, nasıl zaman bulduğunu bilmiyoruz. Ama o kadro bir hazırlık maçı bile oynamadan, en keskin virajda Portekiz’e karşı “üçlüyle” çıkıyor. Bunu anlamak çok kolay değil.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

Ozan, Çağlar ve Merih, ağır, dağınık ve sakar bir tablo sergilediler. İçeri adam kaçırdılar… Topu oyuna sokmada sarsak ve dalgındılar. Süper Lig’in ayağıyla en isabetli uzun top atan kalecisi Uğurcan, Zeki’ye öyle iki top attı ki ikisi de taca gitti. Dahası, baskı altındaki arkadaşlarına uzun top kullandı kalecimiz… O topların hiç birine sahip olamadık. Savunmada yanlış kurgu ve dirençsiz, dağınık oyun, orta alanda da hiçbir pozitif değer taşımadan sürdü. Zeki, Orkun, Hakan ve Berkan da baskılı, çabuk ve temaslı bir oyun çıkaramadılar. Portekiz takımının oyuncuları, sanki idmanda gazozuna oynarmış gibi rahattılar. Bilinen çabuklukları ve oyun anlayışlarıyla hiç zorlanmadan ilk yarıyı 2 golle kapattılar. Hepimizin ayrı bir değer atfettiği ve inanılmaz bir kariyer öyküsü yazan Ronaldo, kendi klasına göre kötü günündeydi. İki kez ayağı kaydı düştü, bir röveşata denemesinde ıskaladı. Attığı iki şut Uğurcan’da kaldı.

Haberin Devamı

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

Milli Takım’ın şaşırtıcı oyununu hüzünle izlemeye devam ediyorduk. Top savunma bölgesinden orta alan ve üçüncü bölgeye taşınamadı. Dört pozisyon yakaladılar yine de… Cengiz, Orkun ve Burak’ın vuruşları kalecide kaldı. Berkan’ın kafa vuruşu da gol getirmedi. Elimizden kayıp giden maçı 65.’de Berkan, Cengiz ve Burak yeniden başlattılar. Sevinelim ki onların emektar ustası 37’lik Ronaldo düşe kalka asabi bir maç çıkarırken, bizim emektarımız Burak beklediğimiz golü atarak maçın fitilini ateşledi. 

Haberin Devamı

Dragao stadının gürültüsü arttı, maçın temposu yükseldi. Heyecan katlandı. 83’de Fonte’nin ayak darbesiyle yıkılan Enes Ünal, o kadar haklı bir isyan sergiledi ki, sonunda Alman hakem VAR’a gidip penaltıyla döndü… Topun başında Kaptan Burak vardı… Ama dışarı vurdu… Futbol topunun ağırlığı kural kitabında 453 gram... Yine de inanmayın. Burak Yılmaz’a sorun. O yorgun ayak topa değil, tonlarca ağırlıkta kocaman bir kayaya vurmuştu sanki. Onu anlıyoruz. Çocuklara teşekkür ediyoruz. Sonraki üçüncü gol de uğradığımız şokun bedeli gibiydi. İlk yarısı harcanan, ikinci yarısı tarihe geçen bir maça tanık olduk. Bu defa zaferimizi değil, maalesef hayal kırıklığımızı yazdık.
Onurla!

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

GÜÇLÜ DEĞİL ÜÇLÜ - SERDAR SARIDAĞ / MİLLİYET
Türkçe dersleri alan Stephan Kuntz, acaba güçlü defansı, üçlü defans diye mi anladı, insan gerçekten çok merak ediyor. Elbette futbolun içerisinde var olan üçlü savunmalara ses çıkarılmaz lakin eldeki malzeme yani oyuncu grubu ve ilk 11 tercihleri ne kadar olur işte bu tartışma sabaha kadar bitmez. Özellikle ilk yarıda en çok aksayan noktamız, orta dörtlünün solundaki Berkan oldu. Ne sol bek ne de sol açık gibi oynayabildi. Cengiz Ünder ile Kerem Aktürkoğlu’nu geriden bu kadar uzak tutan bir kurgu karşısında yediğimiz gollere şaşırmamak lazım. 15. dakikada Otavio’nun ayağından ilk golü yediğimizde acaba bu maç da İtalya maçı gibi geçecek diye düşünenler mutlaka olmuştur. 42. dakikada Jota’nın attığı iki gole kadar bizim beraberliği yakalayacak golü geçtim, organizasyonu bile geliştiremedik. Cengiz 21. dakikadaki şutu, kaleci Costa’nın ellerine gidene kadar bir nebze olsun heyecanlanmamıza neden oldu. Bir de 27. dakikada Orkun’un, Costa’nın son anda kornere çeldiği şutu ekleyebiliriz.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

İkinci yarıya, Kuntz değişiklikler yaparak başlar diye düşündük fakat kadroda değişim olmamıştı. 56. dakikada Costa, ceza sahasını terk eden Uğurcan’ın üzerinden aşırttı ama top üstten auta gitti. Bu da gol olsa o dakikadan sonra maç tam bir hazırlık maçı gibi geçerdi. Burak Yılmaz’ın 65. dakikada attığı golden sonra “yoksa bu iş olacak mı” derken 84. dakikada penaltı kazandık. Tam sevinirken 85. dakikada Burak Yılmaz penaltıyı kaçırdı. Zaten bu dakikadan sonra maçın kalan bölümünü de oynamak pek kolay değildi. 90+4. dakikada Nunes’in attığı gol perdeyi tamamen kapattı. Hollanda ve Norveç’i yenerek umutlandığımız bu yolda, Katar’ı göremeden geri dönmeyi kabullenmek, çok zor geliyor çok!

MEHMET DEMİRKOL: EKİBİ DORUKHAN'I ÖNERDİ AMA... / FANATİK
Kuntz, Galatasaray’ın Barça deplasmanını örnek alabilir diyordum. Portekiz’in 4-2 kaybettiği EURO 2020 Almanya maçından başlayarak, son İrlanda ve Sırbistan maçındaki 3-4-3 oynayan rakiplere karşı yaşadığı sıkıntıların üstüne gitmeye karar verdi. Muhtemelen rakibin savunmada yaşadığı kayıplar da onu iyice yüreklendirmiş olmalı. Ama Orkun ve Hakan’ın temassız oyunu merkezi Portekiz için bir cennete çevirdi. Üstelik Hakan da Moutinho için kolay bir markaj oldu. Bu konuda ne hayal etti acaba? Ve ayrıca planı değiştirmek için acaba neden bu kadar bekledi? Burada Dorukhan’ın oynaması gerektiğini bizzat ekibinin önerdiğini biliyorum. Kuntz’un tutmayan kumarı bu oldu. Muhtemelen Berkan tercihi haklı olarak çok konuşulacaktır. Çünkü bu da başımızı ağrıttı.

ACI BİR FİNAL
Otavio çok rahat hareket etti. Portekiz’in beklenmedik silahı oldu. Berkan’ın üst üste yüksek tempoya alışkın oluşu ve atletik gücü bu konuda tercih edilmesinin sebebi. Ama iç kulvarı oynamakla çizgiyi hem de bu seviyede oynamak, hem de böyle yumuşak bir orta sahayla hiç kolay değil. İlk yarıda gole en çok yaklaşan oyuncumuz olsa da. Tabii savunmanın Ozan dışında fazlasıyla şaşkın oluşu da işimizi zorlaştırdı. Bizi hayata döndüren onların rahatlaması Cengiz’in ise oyun kuruculuğu üstlenmesi oldu. Bizim ümitlenmemizden çok, onların paniklemesi en büyük avantajımızdı ama Burak’ın penaltı kaçıracağı kimin aklına gelir. Acı bir final oldu.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

ALİ ECE: BÖYLE YENİME ACISI / FANATİK
Portekiz eleme grubunda İrlanda ve Sırbistan’ın 3’lü savunmalarını çözemediği için bizimle Play-Off oynamak zorunda kaldı. Ancak o maçlarda misal Sırbistan’ın sol kanadında Kostiç oynuyordu, Avrupa’nın son zamanlardaki en iyi sol kanat beklerinden birisi. Biz 3-4-3’ün sol kanat bekinde Berkan ile başladık, tüm sezon merkez orta saha oynayan Berkan ile. İrlanda’nın sağ kanat beki misal Tottenham’lı Doherty idi, 3’lü savunmanın sağ stoperi ise aslen sağ bek olan Coleman. Yani biz 3-4-3 oynayacaksak Zeki kanat beki değil sağ stoper olabilirdi, o da tabii bu formsuz halindeki Zeki değil!

'NEDEN BURAK KULLANDI?'
Pratikte ilk 15 dakika neredeyse hiç top çıkartamadık, önce pozisyon üstüne pozisyon verdik sonra da Otavio’dan golü yedik. Biz ön alan presinde zaman zaman etkili olup pozisyon üretsek de presi sistematik biçimde uzun vadeli yapamadık. 45-55 arası Portekiz 3. golü bulamayınca Santos takımını geriye çekti. Biz de bir anda öne çıktık ve kaos futboluna başladık. Tek golümüzde Cengiz’in asisti klastı. Yakaladığımız momentum ile skoru penaltıdan 2-2’ye getirebilirdik, penaltıyı Enes ve Çalhanoğlu gibi daha iyi iki penaltıcımız varken neden Burak kullandı? İşte benim Kuntz hocadan beklediğim bu anlarda Almanlığı'nı konuşturması, bu tip tek maçlık durumlarda ince detayları önceden belirlemesi.

SERDAR ALİ ÇELİKLER: HİKAYE KÖTÜYSE KAHRAMAN NE YAPSIN / HABERTÜRK
Portekiz'e karşı, Porto'da dolu bir statta oynamak zor. Ama Sırbistan onları evlerinde yenmişti. Sırplar o maçta 3'lü; daha doğrusu 5'li oynayıp korkutucu Portekiz hücumcularını durdurmuştu. Portekiz'den puan alanlar da 3'lü oynayınca Stefan Kuntz, takımımızı 5-2-3 ile sahaya sürdü. Berkan Kutlu sol kenar beki, uzun zamandır oynamayan Ozan Kabak sağ stoperdi. Sağ kenar beki Zeki. Orta ikili Çalhanoğlu ve Orkun'du.

İlk 15 dakika sıfır, gerçekten sıfır pas yapabildik. Uğurcan başta olmak üzere stoperler topu uzun attı. Portekiz'e akın yenileme şansı verdik hep. 15'te savunmada yerleşikken bir dış şut direkten döndü ve boş kaleye Otavio tamamladı. O andan sonra takım rahatladı. Oynamaya başladı. Önde basmaya başladığımız andan itibaren Portekiz'in makyajı döküldü. Savunmaları da Moutinho da çok top kaybetti. 3 kez top kaptık. Birinde Cengiz, Burak'a; ikincisinde Burak, Cengiz'e vermek yerine kaleye vurdular ve auta gitti. Kerem arka direğe kesti Berkan net bir vuruş yapamadı. Bir de yerleşik bir akında Orkun ile etkili bir şutumuz oldu.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

'GOLÜ BULSAK UZATMAYA BİLE KALMADAN 3'Ü BULABİLİRDİK'
Portekiz'e karşı 15-35 arası 20 dakikada 4 pozisyondan fazla bulamazsın zaten. Ama bizim 3 şutumuz auta gitti. Birini kaleci çeldi. Portekiz hiç oynamadığı anlarda; devreye 1-0 girip 2. yarı için güzel planlar yapacakken bu sene yılın oyuncusu olması muhtemel Uğurcan çok kötü bir gol yedi. Jota ne kadar iyi vurursa vursun aşağı yukarı 11-12 metre uzaktaydı kaleden. O gol olmasa 2. yarıya daha iddialı çıkabilirdik.
2. yarıya daha etkisiz başladık aslında. Ortada, temposuz giden bir maçta bir anda Ozan Kabak'ın kestiği bir akında başlayan atağımız Berkan-Burak-Cengiz paslaşması nihayetinde Burak'la golü attık. 2-1'den sonra oyunun tüm kontrolü elimize geçti. Akınlarımız arttı. Enes Ünal'ı da Yusuf Yazıcı'yı da attı sahaya Kuntz. 84'te Enes'e yapılan penaltı kader anımızdı. Portekiz'in hocası tüm forvetlerini çıkarıp defansif oyuncularını sahaya sürdüğü anlarda bundan daha iyi şans elde edemezdik. Golü bulsak uzatmaya bile kalmadan 3'ü bulabilir inanılmaz bir geri dönüşe imza atabilirdik. Ama Burak penaltıyı auta attı. İnanılmazdı. Çalhanoğlu da Enes de atabilirdi diyenler olacaktır. Ama sonuçta önemli olan penaltıyı kaçırmamızdı. Bir duvar yazısında söylendiği gibi, hikaye kötüyse kahraman ne yapsın?

'HOLLANDA'DAN 6 YİYEN TAKIMDAN PORTEKİZLİLER'E TIRNAK YEDİREN TAKIMA DÖNDÜK'
Stefan Kuntz, özellikle 2-1'den sonra yaptığı değişikliklerle olumlu not aldı. Yine de 5-2-3 dizilişi; orta sahayı 2 kişiyle tutmamız mümkün değildi. Tutamadık da zaten. Ama 2-1'den sonra orta saha da dahil her hattımızla üstündük. Penaltıyı atabilsek maçı da alırdık, buna inanıyorum. Yazık oldu. Lakin Hollanda'dan 6 yiyen takımdan Portekizliler'e tırnak yediren takıma döndüğümüzü de unutmayalım.
Terimist ve Güneşist isimler Kuntz'u hedef tahtasına oturtacaklardır. Ama senin kalecin 11 metreden kafa golü yerse golcün penaltı kaçırırsa hoca da bir yere kadar. Portekiz bu haliyle Dünya Kupası'nda da pek bir varlık gösteremez.

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...

ÖMER ÜRÜNDÜL: KUNTZ'A ARTIK GÜVENMİYORUM! / SABAH
Bazı teknik direktörler durduk yerde şapkadan tavşan çıkarırlar...Dün gece Kuntz da bu hayalcilere katıldı... Sistemi oturmamış, kadro istikrarı sağlayamamış bir takımız. Böyle kritik bir tabloda nerden çıktı üçlü defans? Üstelik 3-4-3 sisteminde orta dörtlü de çok büyük bir hataydı... Göbekte savunma yönleri yetersiz Hakan ve Orhun! Bir de üstelik fizik gücü ve devamlılığı ile kondisyonu en yüksek futbolcumuz Berkan hiç başarılı olamayacağı sol çizgiye çekilmişti...
Portekiz maç başından itibaren orta sahayı çok kolay geçti. Her rakip atakta ve yüksek ortalarda üç stoperimiz uyumsuzluktan adeta birbirlerini marke ediyorlardı. Devreyi iki farklı skor dezavantajı ve kötü bir futbolla bitirdik.
İkinci yarı Portekiz temposunu düşürdü. Buna rağmen çok pozisyona girdiler ama cömertçe harcadılar. Sonra maçtaki en olumlu işimizi yaptık ve güzel bir gol attık. Bu rehavete giren rakibi strese soktu ve bize de ümit verdi. Sonra da penaltı kazandık ama Burak ile değerlendiremedik ve son saniyelerde üçüncü golü de yedik. Kuntz'a güveniyordum. Ancak dünkü felaket takım tertibi ve bir de bunun üstüne son 8 dakikada günümüz futboluna hiç uymayan üç nokta santrforla oynamasını da görünce ilerisi için ümidimi kaybettim. Kuntz'un büyük hataları ile bu maçı kaybettik. Üstelik de sahada varlığı yokluğu belli olmayan Ronaldo'ya rağmen..

Spor yazarları Portekiz - Türkiye maçını değerlendirdi: İnanılır gibi değil, radikal değişim gerek...