10.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ALP USTAOĞLU
Grand slamler arasında farklı bir yeri olan Wimbledon Tenis Turnuvası’nda sona gelindi. Rakiplerini eleyerek finale çıkan Barty ile Pliskova’nın maçının büyük mücadeleye sahne olması bekleniyor. Her vuruşu aynı seviyede yapılan Avustralyalı raket mutlu sona daha yakın
Wimbledon Tenis Turnuvası’nda tüm engelleri aşıp, finalde dünyanın zirvesine çıkacağınız şampiyonluk için aranızda sadece bir maç ve rakip kaldığında gerginlik zirve yapıyor. Wimbledon kadınlar finaller tarihi; Martina Navratilova, Chris Evert, Steffi Graf, Serena Williams gibi hem oyun hem rakamsal anlamda tenisin en büyüklerinin kıyasıya savaşına sahne oldu.
Çünkü oyuncular belki bir daha erişemeyecekleri bu şansı iyi kullanıp ‘Wimbledon Şampiyonu’ olabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu seneki kadınlar finalinin adı Ashleigh Barty-Karolina Pliskova oldu. Hangi oyuncu kazanırsa yeni bir Wimbledon şampiyonu ortaya çıkacak. Pliskova uzun zamandır turda üst sıralarda bulunuyor. 16 WTA şampiyonluğu bulunan ve tüm grand slamlerde yarı final oynayan Pliskova’nın koleksiyonundaki eksik parça olan grand slam şampiyonluğu için Wimbledon muhteşem bir taçlanma olacaktır.
Diğer tarafta ise Avustralya’nın son zamanlarda yetiştirdiği en büyük oyunculardan biri olan dünya bir numarası Barty olacak. Kadınlar tenisinde etkili servis oyuncular için en önemli belirleyici özelliklerin başında geliyor. Genel olarak etkili servisin ve ace sayısının erkekler kadar yüksek olmadığı kadınlarda iyi servise sahip oyuncular daha kolay ön plana çıkabiliyor. Wimbledon’da bu sene maç başına ortalama 9 ace ile oynayan Pliskova’ya karşı Barty’nin ise maç başına 8 acelik bir ortalaması var. Daha iyi ilk servis ortalaması tutturacak olan oyuncu rakibine avantaj sağlayacaktır.
Tabii ki Barty’nin en önemli alametifarikası olan forehand, backhand, kısa top, file önü vuruşları gibi literatürdeki her vuruşu hemen hemen aynı seviyede yapabilmesi ve bu anlamda portföyünün geniş olması Avustralyalıyı ön plana çıkarıyor. Barty özellikle uzun boyundan dolayı kortta hareketli olamayan Pliskova’yı koşturup, kısa toplarla oyununu çeşitlendirebilirse Çek oyuncunun dengesini ciddi anlamda bozabilir.
İki ay önceki Roma finalinde Swiatek’e hiç oyun alamadan 6-0’lık iki setle yenilip tarihe geçen Pliskova’nın kariyerinde bu tarz dalgalanmalar yaşadığı maçlar var. Barty ise bu anlamda da daha istikrarlı bir oyun yapısına sahip, Avustralyalı oyuncu kazansın ya da kaybetsin genellikle aynı oyun düzeyini korumayı başarıyor. Sonuç olarak yıpratıcı özellikleri olan iki oyuncunun finalinde Barty’nin az farkla önde olduğunu düşünüyorum.
Erkeklerde final Berrettini-Djokovic
Wimbledon’da kadınlardan sonra tek erkeklerde de finalistler belli oldu. İlk maçta Polonyalı Hubert Hurkacz’ı 6-3, 6-0, 6-7 ve 6-4’lük setlerle 3-1 yenen İtalyan Matteo Berrettini bileti kaparken, ikinci karşılaşmada ise bir numara Novak Djokovic, Shapovalov’u 7-6 (7-3), 7-5 ve 7-5’lik setlerle 3-0 mağlup ederek kupaya bir adım daha yaklaştı.
Roger Federer’in veda yılı olabilir!
Federer’in çeyrek finaldeki vedası özellikle Britanyalıları üzdü. Tabii ki bunun haklı sebepleri var. Tenis artık bilimi arkasına alarak daha fiziksel mücadeleye dayalı bir noktaya doğru evriliyor.
Teknolojik gelişmeler bu noktadaki değişimi hızlandırdı. Bütün bu gelişmelerin içerisinde Federer aynı kalmaya devam ediyor. Onun oyununa baktığımızda Edberg’in zerafetini ve Sampras’ın sertliğini yakalayabiliyorsunuz. Korttaki duruşu, enerjisi ve oyunu ile unutulmuş eskilerden izler taşıyor, bu yönüyle Federer farklı bir sentez.
Aynı zamanda bu eski-yeni sentezi belirli zaafları da beraberinde getiriyor. Sonuç olarak Federer, ezeli rakipleri ve neredeyse artık birer makineye dönüşmüş olan Djokovic, Nadal ve iyi zamanlarında Murray’e oranla daha kusurlu bir deha. Final puanlarındaki kırılganlığı yüzünden pek çok final ve şampiyonluk kaybeden, bu anlamda aslında bilindiğinin aksine ‘winner’ olmayan, özellikle sert rakiplere karşı yumuşak kalabilen İsviçreli raket işte bu ve benzeri zaafları özel kılıyor.
Wimbledon’da Federer’i kortta seyreden izleyiciler bu tarihi sentezi izlemeyi seviyorlar. Ayrıca genel tavır ve duruş olarak İngilizlerin bu turnuvaya en çok yakıştırdığı ve şampiyon olarak görmek istediği oyuncu Federer. Bu yüzdendir ki İsviçreli oyuncu Britanya’dan bir oyuncu ile oynasa bile desteği azalmıyor. Bu istisnai bir durum. Çeyrek final sonrası basın toplantısında basına iyi bir süre ayıran ve tüm soruları cevaplamaya çalışan Federer’e, İngiliz gazetecilerin sürekli olarak ‘gelecek sene de gelecek misiniz’ sorusunu sorması aslında bu konudaki ortak duyguyu yansıtıyor. Federer seneye de muhtemelen gelecektir, İsviçreli oyuncunun 2022’yi her turnuva için veda yılı yapacağını düşünüyorum.