30.12.2023 - 08:22 | Son Güncellenme:
Süper Lig 2022-23 Sezonu şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası şampiyonu Fenerbahçe'nin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki Al-Awwal Park (Kral Suud Üniversitesi) Stadyumu'nda saat 20.45'te başlaması gereken Turkcell Süper Kupa mücadelesi TFF'nin ve kulüplerin ortak kararıyla ileri bir tarihe ertelendi. Spor yazarları alınan kararı ve süreci köşelerinde değerlendirdi.
ATTİLA GÖKÇE: BARIŞ GELDİ KUPANIN LAFI MI OLUR! (MİLLİYET)
Top döndü, dolaştı, taktik, teknik beklentiler derken... Diplomatik setlere taştı... Spor ile siyasetin, diplomasinin birbirine girdiği gecede en büyük darbeyi bence Suudi Arabistan kendi kalesine attığı golle indirdi.
On milyonlarca ikramiye, uçak yolculukları, konaklama giderleri... Hepsinden vazgeçer kendi giderlerimizi de öderiz.
Suudi Arabistan, yaşanan evrensel sorunlara rağmen hak ettiği saygıyı her zaman gördü. Hele 2012 Olimpiyat Oyunları’na kadın sporcuların katılması gibi tarihi bir karar ve uygulama hayata geçtiğinde o saygıya sempati de eklendi.
Peki, acaba saygı gördük mü? Kuşkuluyum.
Suudi yetkililer, ille de kendi anlayış ve kurallarını dayattılar. Süper Kupa gecesine anormal bir baskı ile yaklaşıp kendi güç ve otoritelerini öne çıkarmak isterken... Ne mutlu o başkanlara ki sahada ve tribünlerde müzik dahil her türlü etkinliğe karşı baskılara direnmeleri ve duruşlarıyla ev sahiplerini durdurdular.
Fakat o da ne? Tuhaf iddialar var. Soyunma odalarında polis gözetimi. Görevli nöbetçi polisler futbolcuların üzerini arayarak, oynamalarında sakınca görmedikleri takdirde sahaya çıkmalarına izin vereceklermiş. Sporun hangi dalında müsabaka alanına polis kontroluyla çıkılıyor. Nazi Almanyası’nda görülmemiş tutumu “din kardeşleri”nin sergilemesi oldukça garip. Dramatik. Saygısızca.
Suudi yetkililer, iki takımın Atatürk resimli formalarla sahaya çıkıp ısınmaları bilgisini, YURTTA SULH CİHANDA SULH yazılı barışa çağrı pankartıyla dünyaya seslenme isteklerini anlayamadılar. Buna izin vermeyeceklerini açıkladılar. Sonra bizi kendi halimize bırakıp çekildiler.
OSMAN ŞENHER: BÜTÜN TÜRKİYE AYAĞA KALKTI (MİLLİYET)
Bütün Türkiye, “Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa maçını seyredeceğiz” diye heyecanlandı. İstanbul’da saat 19.30’dan sonra trafik bile boşaldı. Televizyonun başında maçın oynanmasını bekleyenler ise büyük bir trajedi yaşadı.
Şimdi sizlere soruyorum: Suudi Arabistan yetkilileri, Atatürk resimli antrenman formasıyla ısınmaya çıkacak olan Fenerbahçe ve Galatasaray’a “çıkamazsınız” diyor. Bu duyulduğu an zaten bütün Türkiye ayağa kalktı. Şayet, Başkan Dursun Özbek ve Ali Koç, Suudi yeklililerin baskısına boyun eğip, Atatürk tişörlerini çıkartıp normal formayla ısınmaya çıkmasaydı inanın her iki kulübün başkanı da bir daha Türkiye’de dolaşamazdı. Şu hassas olduğumuz dönemde böyle bir baskıyı hiç bir Türk kabul edemez.
Sonuçta başkanlar dik durdu, direttiler ve maça çıkmadılar. Ben kendilerini alkışlıyorum. Burada sorun Federasyon Başkanı... Sen 100. yılda Süper Kupa’yı Suudi Arabistan’da oynatıyorsan kulüpleri böyle bir sorun ile başbaşa bırakmamalıydın. Türk insanı onuru için yaşar. Aç kalır, sıkıntı çeker ama onurundan, Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ten kesinlikle vazgeçmez. Bunu düşünebiliyorsunuz, Türk futbolunu idare eden, Türkiye’de yaşayan, içimizden biri olan Mehmet Büyükekşi hesaplayamıyor. Sakın hiç kimse kulüpleri ve başkanlarını suçlamasın... Madem böyle bir programı TFF yaptı, o zaman ceremesini de kendisi çekecek. Bunun başka yolu yok. Şu an bütün takımlar izin yaparken Galatasaraylı ve Fenerbahçeli futbolcular telef oldu. Kolay mı? 4.5 saatlik yol git... İklim değişikliği... Bu kadar stres... Hepsi ezeli rakipleri yenmek için konsantrasyonları en üstte... Şimdi yıldızlar topluluğu dediğimiz bu iki takımın futbolcuları kendilerini nasıl toparlayacaklar? Hiç dinlenmeden önümüzdeki hafta maçlara başlayacaklar. Bana saçma sapan bir iş gibi geliyor bu yaşadıklarımız. Dünyada hiçbir Futbol Federasyonu Başkanı kulüplerini bu duruma düşürmez.
Bir de bunun tazminat kısmı var. Fenerbahçe ve Galatasaray’dan 40 milyon dolar tazminat isteneceği söyleniyor. Şayet böyle bir şey varsa son kuruşuna kadar bu parayı TFF’nin ödemesi gerekir. Kulüplerin hiç bir günahı, suçu yok. Onlar çıkıp aslanlar gibi futbollarını oynayacaklardı. Ama onurlarıyla oynanınca “biz maça çıkmıyoruz” dediler ve sözlerinin arkasında durdular.
Şimdi eminim iki takımın da uçakları İstanbul’a inince büyük taraftar grupları kendilerini alkışlayarak karşılayacak.
ERCAN GÜVEN: KIRMIZI ÇİZGİMİZİ 'YEŞİL'E ÇEVİREMESİNİZ
Olmaz olsun Suudilerden alacağımız milyonlar… Kalbimizde Atatürk ve Cumhuriyet aşkı olduktan sonra…
Ayıptır ya… Süper Kupa’yı kazanana 65, ikinciye 43 milyon neredeyse Türkiye nüfusu kadar. Adam başı bir lira atsak o heybe dolar.
Ey Federasyon, Süper Kupa’nın Riyad’da oynanması için iki büyük kulübü zorlarken tahmin edemedin mi işin ulusal krize döneceğini? Sende çevre kontrolü yok mu? Bilmiyor musun iki devin hassasiyetlerini?
Başta değerli kulüplerimiz, hepimiz Cumhuriyetin 100. Yılına adamışız Süper Kupa’yı…
Riyad’a gidip evdeki bulgurdan mahrum kalmaya, son ana kadar “Atatürk yasağı” ile mücadele etmeye, İstiklal Marşı okumak için pazarlığa girişmeye, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” pankartını dürüp büküp açamadan geri getirmeye, Al Awwal Park’a “milli yasaklar” koyanların alnına Latin Harfler ile “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazamadan dönmeye, gerek var mı?
Tişörtteki Atatürk resmine bile tahammül edemedi “mal sahibi”! Valla fotoğrafından mavi gözleriyle bakan Atatürk de onlara tahammül edemezdi zaten. İyi ki, görmedi.
Sana ne kardeşim Fenerbahçe ile Galatasaray’ı seyretmek için Riyad’a gitmiş vatandaşlarımızın, futbolcuların ne giyeceğinden? Biz sokaklarımızda etekle dolaşan senin sakallı yalın ayak vatandaşlarına kış diyor muyuz?
Herkes arabulucu oldu Riyad’da, sadece iki büyük kulübümüz delikanlı gibi durdu.
Helal olsun Fenerbahçe’ye…
Helal olsun Galatasaray’a.
Asil ve vatansever duruşları sebebiyle Süper Kupayı “ikiz” yapıp ikisine de vermeliyiz aslında. Ya da ikiye böldürmeliyiz; yarısı Fenerbahçe müzesi duvarına, yarısı Galatasaray müzesi duvarına.
Altlarına da vinyet; “Atamıza saygılarımızla”!
SORUN ATATÜRK’ÜN GÖZLERİ VE SÖZLERİ
Maçtan dört-beş saat önce toplantı üzerine toplantı yapılıyor Suudi Arabistan başkentinde. Gençlik ve Spor Bakanımız, TFF yetkilileri, Fenerbahçe ve Galatasaray başkanları, Suudilerle cebelleşiyor…
Efendim, daha önce yollanan “akışta” yokmuş Atatürk tişörtleri ve pankarta yazılan sözleri. Yahu ev sahibinin duvara astığı resim için kiracıya karışması gibi bir şey bu.
Birincisi sana ne… Satın aldığın organizasyona milli hassasiyetlerimiz de mi dahil? Ayrıca Pazartesi gönderilmiş pankartların, tişörtlerin bilgisi. Emrivaki Arap tarzı mı?
Aslında maçtan önce okunacak İstiklal Marşı dertleri. Bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mavi gözleri ile sözleri.
Onların problemi… Neresi siyasi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”un?
DEZENFORMASYON NEDİR?
Maçtan daha dört saat önce tüm kanallarımızda ekranların altından “resmi” TFF açıklaması akıyor:
“Süper Kupa maçı Türk Bayrağımız huzurunda, 100. Yıl kutlama etkinlikleriyle, şehitlerimiz için saygı duruşuyla ve sanatçı Norm Ender’in okuyacağı İstiklal Marşımız ile başlayacaktır. Bu konuda yapılan dezenformasyona itibar etmeyiniz…”
Hiçbir problem yokmuş yani… Muhtemelen birtakım vatan hainleri canımız ciğerimiz Suudilerle aramızı bozmaya çalışıyor belli ki! Bayrağımız da asılacakmış, İstiklal Marşımız da okunacakmış, şehitlerimizi de anacakmışız Suudi’lerin yüksek müsadeleriyle!
Sahi; dezenformasyon nedir?
“Riyad’da ciddi kriz var” haberleri mi, Fenerbahçe ve Galatasaray pılıyı pırtıyı toplayıp geri gelmeyi düşünürken TFF’nin açıklaması mı?
Yoksa, yayıncı kanalın Riyad’daki yorumcusu tarafından, olay mahallinden her şeyin şahane olduğunu anlatılıp “Maçtan sonra Süper Kupa iyi ki Riyad’da oynanmış diyecek herkes” pansumanı mı?
İKİ SÜPER
Uzatmaya gerek yok. Gerisini Suudi yetkililer düşünsün.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın “oynamama” kararı yüzünden kaybedeceklerimizin hesabına ise hiç lüzum yok.
Her şey başımız gözümüz üstüne.
En başta da hakikaten büyük iki kulübümüz… Onlara kızarız, eleştiririz, rakip olur bağırırız ama ikisi de canımız. Onlar biziz.
Kırmızı çizgilerimizin “dolar yeşiline” dönmesine izin vermedikleri için tekrar, tekrar, tekrar bravo onlara.