Son dakika haberi - Şansal Büyüka: Burak Elmas haklı ama çaresiz

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Galatasaray Başkanı Burak Elmas kısa aralıklarla iki ayrıntılı açıklama yaptı ve önemli şeyler söyledi. Dikkatli dinledim, son derece dikkatli okudum. Başkan Elmas’ın önce kendisi ile ilgili değerlendirmesinden başlayayım.

- Sayın Başkan dedi ki: Ben yaptıklarımla, yapamadıklarımla, kendime 10 üzerinden 5 veriyorum.
Bende diyorum ki: Sayın Başkan, kendinize haksızlık etmeyin. 5’ten çok daha fazlasını hak ediyorsunuz.
***
- Başkan Burak Elmas diyor ki: Aramızdaki 14 puanlık fark, sadece hakem yanlışlarıyla açıklanamaz.
Ben de diyorum ki: Başkan süper haklı... Galatasaray bu puan farkı için sadece hakemleri eleştirmek yerine kendi yanlışlarıyla da yüzleşmeli...
***

-Başkan Burak Elmas diyor ki: Dönem dönem üstümüzde baskılar var, transfer olsun, başka konular olsun. Boyun eğmeyeceğiz...
Ben de diyorum ki: Haklısınız başkan... Kulüpleri, başkanlar ve adı üstünde seçilen yönetim kurulları yönetir.
***

- Başkan diyor ki: Hakem atamalarını yapanlar, disiplin cezalarını verenler değişse de sorunlar baki kalıyor. Liyakatsiz kişilerin görev alması bunu doğruluyor.
Ben de diyorum ki: Sayın Başkan maalesef burada da haklı... Liyakatsiz insanlar ülkede süper prim yaparken, siz bu liyakatsiz insanları Futbol Federasyonu’ndan nasıl temizleyeceksiniz? Gücünüz yetecek mi?

***
- Burak Başkan diyor ki: TFF’yi istifaya davet etmiyorum, bu bir mecburiyet... Kulüplerin iradesine rağmen bu görevi sürdürüyorlar.
Ben de diyorum ki: Sayın Başkan yüzde yüz haklısınız. Peki, yeni bir TFF Başkanı, yönetimi, ilgili kurulların seçiminde iradenizi gösterebilecek misiniz? Siyaset-ticaret-menfaat karışmadan, “ahbap-çavuş” ilişkileri olmadan, hemşerilik ve çıkar duyguları öne çıkmadan yeni bir futbol düzeni kurabilecek misiniz? İradeniz, gücünüz buna yetecek mi?

***
Sadece kendi adına değil, çoğu konuda bütün kulüpler adına konuşan Galatasaray Başkanı Burak Elmas çok haklı... Ama haklı olmak yetmiyor. Gerçeği kabul edelim: Haklı ama çaresiz... Bu düzen, yeni bir düzene izin vermez. Bunu değiştirmeye kulüplerin de Burak Elmas başkanın da gücü yetmez.

Başkan belli ki memnun değil
A Spor’da Levent Tüzemen anlattı. Galatasaray Başkanı Burak Elmas’ın sohbet toplantısında, “Malatya maçında penaltı pozisyonu için neden itiraz etmediniz?” diye sormuş, Başkan Elmas, “Ne oynadık ki, niye itiraz edeceğiz” cevabını vermiş. Başkan aynı toplantıda, “14 puan fark sadece hakem hataları ile açıklanamaz” ifadesini de kullanmıştı.

Başkan Burak Elmas belli ki, sadece TFF’den, MHK’den, hakemlerden değil, takımın oynadığı futboldan ve oraya koyduğu performanstan da mutlu değil...

Kötü bir alışkanlık!

Türk futbolunda özellikle son yirmi yıldır “feci” bir alışkanlık oldu. TFF Başkanı seçiliyor, altında dört başkan vekili... Biri Trabzonsporlu, biri Fenerbahçeli, biri Galatasaraylı, biri Beşiktaşlı...
Sanki Türk futbolunu yönetmiyorlar, aidiyet duygusu ile bağlı oldukları kulüplerinin temsilciliğini yapıyorlar. Böyle TFF Yönetim Kurulu olmaz. Bu anlayışta kurulan TFF Yönetimi’nin Türk futboluna hayrı dokunmaz.

Davul bile dengi dengine!

- Cüneyt Çakır, Galatasaray’ın beraberlik golünde VAR’ı dinleyip golü verdi. Gidip baksa, faul gerekçesiyle muhtemelen iptal ederdi.
- Cüneyt Çakır, Altay penaltısında oyunu önce devam ettirdi. VAR’a kandı, gitti baktı, çok tartışılan bir penaltı çaldı.
- Cüneyt Çakır, İbrahim’in kolu ile topun teması pozisyonunda VAR uyarsa, izler belki daha sağlıklı bir karar verirdi. İzlemeden devam ettirdi.
- Allah aşkına Cüneyt Çakır’ın VAR hakemi Bahattin Şimşek mi olmalı?
- Davul bile dengi dengine vuruyor.

Beşiktaş ile örtüşmüyor

- Beşiktaş orta alanına teknik zenginlik geldi, atletik yapı gitti. Atletik özelliğini kaybeden hiçbir takım, günümüzün futbolunda başarı sağlayamaz. Pjaniç ve Alex Teixiera’nın şu görüntüleri ile yararları mı oldu, zararları mı, tartışılır...
- Beşiktaş takımını çok uzun bir zamandır, rakibi karşısında savunma yapmaya çalışırken görmemiştim. Çok yadırgadım. Beşiktaş, Kasımpaşa maçının özellikle ikinci yarısında ne kadar savunmada kaldı, buna rağmen işe yaramadı. Kasımpaşa beraberlik golünü attı, daha fazlasını da kaçırdı. Bu görüntü Beşiktaş ile örtüşmedi.

Çebi’nin yerine olsam...

Beşiktaş’ta Ahmet Nur Çebi başkanın yerinde olsam, ocak transferinde ligin ikinci yarısı için para harcamam. Kabul edelim; şampiyonluk yarışında atı alan Üsküdar‘ı geçti. Başkanın yerinde olsam; sadece geleceği olan, önümüzdeki yıllarda Beşiktaş’a yararı dokunacak futbolcuları toplarım. Yeni Can Bozdoğan’lar bulmaya çalışırım.

Seyirci biliyor!
- Trabzonspor seyircisi, Adana Demirspor maçında, “Oley oley, şampiyon Trabzon” diye tempo tuttu. Kim ne derse desin, gerçek budur, seyirci biliyor.
- Sivasspor takımı uzun bir aradan sonra “sanal” Sivasspor’dan kurtulup, son iki maçta “gerçeğe dönüş” yaptı.
- Alanya seyircisi Sivas maçında, “Vur, kır, parçala, bu maçı kazan” diye slogan attı. Nerede kaldınız, böyle bir slogan mı kaldı? İşe yaramadığını da gördük.
- Trabzon iki pozisyon yakaladı, iki gol attı... Adana Demirspor beş pozisyon yakaladı, sıfıra yattı.
- Hangisi daha mucize: İlk 8 haftada tehlike bölgesinde dolaşan Başakşehir mi, son 7 haftada zirveyi zorlayan Başakşehir mi?
- Karagümrük bu ilkel ve riskli savunma anlayışıyla daha çok puan kaybeder.
- Hatayspor hızla yükselmişti, son haftalarda paraşütsüz düşüyor.
- Kayserispor; 60 dakika 10 kişi, 40 dakika 9 kişi oynayıp üç puan aldı. Helal olsun...

Rahat atıyor kolay yemiyor
Trabzonspor son maçlarda, alışılmış “güçlü oyun” anlayışının biraz gerisinde kalmış gibi... Özellikle ikinci yarılarda çok baskı yiyor, oyunu rakibe bırakıyor ama üç puan getirecek skoru asla bırakmıyor. Rahat gol atıyor, kolay gol yemiyor. Bu özellikler Trabzonspor’u şampiyon yapar.

Bu adam kulübede oturdu!

F.Bahçe en iyi lig maçını oynadı. Szalai iki net tehlikeyi önledi, iki asist yaptı. Bu adam kulübede oturuyor, inanılmaz...

- Fenerbahçe “ilk”leri yaptığı en iyi Süper Lig maçını oynadı. İlk defa devamlılığı vardı. Birinci dakikadan, doksan artıya kadar giden bir devamlılık...
- İlk defa uzun toplarla, araya attığı toplarla rakip savunmanın arkasına süper koşular attı.
- İlk defa hücuma bu kadar etkili çıktı. Geçiş oyunları mükemmeldi.
- İlk defa baskı yemedi, ilk defa ikinci yarılarda durmadı, ilk defa bunalmadı.
- İki golcü Berisha ile özellikle Serdar Dursun ilk defa bu kadar öne çıktı.
- İlk defa 90 artılarda, hem de 4-0 galipken bile rakibe önde baskı yaptı.
- İlk defa kenarlardan bu kadar orta yaptı.
- İlk defa Fenerbahçeli taraftarlar tırnaklarını yemeden, totem yapmadan bir maçı bitirdi.
- Ferdi, sıra dışı oynadı. İçten, etkili, istekli...
- Crespo, en derin karşıtlarını bile pes ettirdi.
- Szalai iki net tehlikeyi önledi, iki asist yaptı. Bu adam kulübede oturuyor, inanılmaz...
- F.Bahçe’nin iki santrforu Berisha ve Serdar için bu maç “milat” olabilirse, Fenerbahçe için de olur...

Ne golcüler geldi, geçti

Bu ülke ne santrforlar, ne gol kralları gördü. Her sene 30 gol barajını aşan Burak Yılmaz, Beşiktaş’ta; Gomez, Galatasaray’da Gomis... Trabzonspor’da Sörloth... Ben, santrfora santrfor demem, dört büyüklerde oynayıp 25-30 gol atmadıktan sonra...

Ligin değerleri

Balotelli (Adana Demirspor): Tarihi eser gibi... Kalite yerinde duruyor.
Kerem Atakan (Sivas): Buca’da, Göztepe’de filiz verdi, Sivas’ta yeşerdi.
Can Bozdoğan (Beşiktaş): İlk on biri çok daha önceki maçlarda hak etmişti.
Nwakaeme (Trabzon): Kenarda oynayıp bu kadar etki yaratan bir başka oyuncu var mı?
Uğurcan (Trabzon): Sen ne büyük kalecisin be kardeşim...
Lung (Kayseri): Bir maçta, bir sezonluk kurtarış yaptı.
Serdar Dursun (Fenerbahçe): Gollerin devamı gelir mi, atamadıklarının acısı çıkar mı?

Bir buruk teselli!

F.Bahçe’ye gönül verenler, lider Trabzonspor’dan 12 puan geride kaldık diye enseyi karartmasınlar. Teselli arıyorlarsa; Galatasaray’dan 4, Beşiktaş’tan 6 puan önde olduklarını hatırlasınlar. Bu da az avantaj değil...

Alkışlanan goller
- Can Bozdoğan (Beşiktaş)
- Serdar Dursun (Fenerbahçe / 2. golü)
- Pinares (Altay)
- Hamsik (Trabzon)
- Nwakaeme (Trabzon)
- Diagne (Galatasaray)
- Thiam (Kayseri / 1. gol)