12.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ALP USTAOĞLU
Roland Garros’ta Pavlyuchenkova ile Krejcikova kadınlarda mutlu sona ulaşmak için bugün ter dökecek. Asıl merak edilen konu çiftlerde de devam eden Krejcikova’nın yorucu maçlardan sonra finale nasıl bir enerjiyle çıkacağı. Zidansek’i 1.5 saatte devirmesi Rus raketi mutlu sona sanki bir adım daha yaklaştırdı
Roland Garros’ta yarı final zamanı geldi ve açılış kadınlar maçları ile yapıldı. Bu sene kadınlarda çok sürpriz sonuç vardı. Turnuvanın favorisi gösterilen isimler daha ilk haftada elendi.
Geçen senenin şampiyonu Iga Swiatek de çeyrek finalde Sakkari’ye kaybedince kariyerlerinde ilk grand slam yarı finalini oynayacak olan 4 tenisçi kaldı. Dolayısıyla kadınlarda artık yeni bir grand slam şampiyonumuz olacak. Yarı final ilk maçında Anastasia Pavlyuchenkova, Tamara Zidansek’i yenerek kariyerinin geç kalınmış finaline ulaştı, Rus oyuncunun bu seviyelerde daha önce olması bekleniyordu.
Akşam seansında oynanan günün 2. maçı ise muhteşem bir mücadeleye sahne oldu. 2020 pandemi senesini en verimli geçiren tenisçi olan ve bu sene patlama yapan Maria Sakkari ile aynı zamanda bu sene çiftlerde de yarı final oynayacak olan Barbora Krejcikova karşılaştı. Krejcikova zor bir tenisçi tipi, rakibin en ufak boşluğunu iyi değerlendiriyor. Çeyrek final maçında Coco Gauff 2. sette biraz sallandı, Krejcikova seti bir anda 5-0 yaptı, bu maçta da ilk setin ortalarından itibaren Sakkari kısa bir süre problemli bir periyoda girince set Yunan oyuncunun elinden anında gidiverdi.
İkinci sette durumu eşitleyen Sakkari, final setinde her topu çeviren (üstelik en doğru noktalara gönderen) ve iyi savunma yapan rakibinin şablonunun dışına bir türlü çıkamayınca Krejcikova maçı aldı götürdü. Sakkari’nin antrenörü Tom Hill analiz konusunda başarılı ve idealist bir spor adamı, Yunan oyuncunun geldiği bu seviyede büyük payı olan Hill’in gelecek adına çıkaracağı dersler olduğunu düşünüyorum.
Kadınlar finalinin adı; Pavlyuchenkova-Krejcikova oldu... Şimdi asıl merak ettiğim konu, çiftlerde de devam eden Krejcikova’nın böylesine kırıcı ve yorucu bir maçtan sonra iki zorlu maça nasıl bir enerji seviyesi ile çıkacağı olacak. Yarı finalde 1.5 saatlik bir maç oynayan ve dinlenecek olan Pavlyuchenkova’yı şampiyonluğa sanki bir adım daha yaklaştırdı.
Eski doğu bloku etkisi
Geçen hafta Rusya’dan bir arkadaşımla sohbet ettik, geçmişten bahsederken “eski rejim zamanında üzerimizde baskı vardı, ama eğer sanatçı ya da sporcuysan işte o zaman daha ayrıcalıklı bir hayat yaşama şansın olabilirdi” dedi.
Eski doğu bloku ülkelerindeki sanatçı ve sporcu yetiştirme geleneği, bu gelenekleri oluşturan disiplin ve bir plan çerçevesinde hareket etme yeteneği halen etkisini devam ettiriyor. Erkeklerde bu biraz yavaşladı. Artık son yıllarda o coğrafyadan eski sıklıkta yıldız oyuncu pek yetişmiyor. Ancak kadınlarda bu etki hala güçlü.
Roland Garros’ta bu sene çeyrek finalde 8 oyuncunun 5’i eski doğu bloku ülkelerinden geldi (Sloven, Kazak, Rus, Çek ve Polonyalı oyuncu). Bu 5 tenisçinin basın toplantılarına sürekli katıldım, hemen hepsi öncelikle oyun planından, stratejiden ve bunları büyük bir disiplin içinde uygulamaktan bahsediyorlar.
Bu bütünlüğü sağlayabilmek için de arkalarında profesyonel bir ekiple çalışıyorlar. Bunun en iyi örneği ise Iga Swiatek... 19 yaşındaki Polonyalı oyuncu arkasında antrenör, yardımcı antrenör, fizyoterapist, psikolog, iletişim danışmanları ile neredeyse bir ordu ile dolaşıyor. Başarıya biraz da bu gözle bakmak gerek çünkü kort içinde iyi olabilmek için öncelikle kort dışında organize olmak ve iyi iş çıkarmak gerekiyor.
Nadal ve Djokovic fırsat vermeyecek!
Turnuvanın belki de en güzel sözünü çeyrek finalde Rafael Nadal ile oynadığı maçtan sonra Diego Schwartzman söyledi: “En iyi tenisimi oynadım, ama yine de o kazandı.”
Rakipleri ne yaparsa yapsın, bir süre sonra hiçbir şeyin fayda etmediği Nadal ve Djokovic için artık teknik analize gerek olmadığını düşünüyorum. Örneğin 2004 yılından beri Roland Garros’ta oynayan Nadal, bu süre içinde çıktığı 107 maçın 105’ini kazandı, 18 senede 2 maç kaybeden bir tenisçiye zaten fazla söylenecek bir şey yok, aynı şekilde Djokovic için de çim ve sert kortta benzer istatistikler söz konusu. Bu oyuncular için artık maç değil set kaybeder mi tartışması yapılıyor. Örneğin Nadal, Roland Garros’ta set kaybettiği zaman olay oluyor ve basın toplantıları hararetli geçiyor. Bu iki oyuncu, Federer gibi 38 yaş sınırına gelip artık doğa kanunları onlara ‘dur’ diyene kadar bütün grand slam turnuvalarına ambargo koyacaklar gibi görünüyor.
Bu durumda olan da Zverev, Tsitsipas, Medvedev ve Thiem gibi oyunculara olacak. Bu genç oyuncular da bu süre içinde bir grand slam kazanabilmek için çaresizce çırpınıp duracaklar. Belki arada 1-2 tane sürpriz şampiyonluk kapabilirler ama bu bile çok zor görünüyor. Erkekler tenisinde yeni jenerasyon bir süre daha Masters Turnuvaları ile idare etmek zorunda kalacak.
Fransa’da dev final
Roland Garros’ta tek erkeklerde finalin adı Novak Djokovic-Stefanos Tsitsipas oldu. Herkesin merakla beklediği erken finalde Djokovic ile Rafael Nadal karşı karşıya geldi. Nefes kesen mücadeleyi 3-6, 6-3, 7-6 (7-4), 6-2’lik setlerle 3-1 kazanan Djokovic kupaya bir adım daha yaklaştı. Günün ilk yarı final maçında ise dünya sıralamasının 5 numarası Tsitsipas, Alman rakibi Alexander Zverev’i 3-2 yenerek finale çıkmayı başaran ilk Yunan raket oldu.