13.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Eski bir futbolcu olarak sporun tüm sorunlarıyla yakından ilgilenen Başbakan R.Tayyip Erdoğanın estirdiği değişim rüzgarları ilk olarak GSG Müdürlüğüne Mehmet Atalayın vekaleten atanmasıyla başladı. Atalay, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin onayına takıldığı için asaleten oturamadığı koltuğunda Başbakan Erdoğanın da manevi desteğiyle gücünü hissettirmeye başladı.TFF Başkanı Haluk Ulusoyun seçimden çekilmesi, Levent Bıçakçının seçilmesi, başkanvekilliğini Erdoğanın en güvendiği kişilerden biri olan Hasan Doğanın üstlenmesi AKPnin spor alanındaki etkinliğinde ilk örnekleri oluşturdu.AKP, hemen her dalda yepyeni adaylarla spor sandıklarında da gücünü göstermeye yöneldi. AKP desteğindeki adaylar için koşullar yumuşatıldı, spor teşkilatında kulisler yoğunlaştı. Delegelere baskı yapıldığı iddiaları arttı. AKP, seçimlerde umduğu etkiyi kısmen sağladı. Basketbol Federasyonu seçimleri ise AKPyi ikiye böldü. Bazı partili üyeler, Ülker grubunun desteklediği Lutfi Arıboğanın yanında yer alırken; Efes Pilsen ve Fenerbahçenin desteğiyle güçlenen Demirel, yönetim kuruluna da AKPli birkaç üyeyi alınca seçimi üç oy farkla kazandı. Desteklediği adayın seçimi kaybetmesinden sonra AKP, Arıboğan için formüller üretmeye başladı. Plansız, programsız ve hazırlıksız üretilen bu formüller "oldubitti"yle piyasaya sürülünce, bundan hem Türk sporu hem de Lutfi Arıboğan zarar gördü. Türk basketboluna, oyuncu ve yönetici olarak yıllarını veren Arıboğana, Mehmet Atalay, Yüzme Federasyonu Başkanlığını teklif edince ortalık "tozduman" oldu. Başkan Haluk Toygarlı teklifin ortaya çıkmasıyla tepkisini istifa ederek gösterdi. Kendisine yabancı bir camia olduğu gerekçesiyle Yüzme Federasyonu başkanlığını geri çeviren Arıboğan için sürpriz bir paket daha hazırlayan AKP, Futbol Federasyonu Genel Sekreterliğini sundu. AKP tarafından "vazgeçilemeyen adam" rütbesine yükseltilen Arıboğan son teklifle ilgili süre isterken, Atalayın daha önce yüzme ve cimnastik federasyonlarının seçimlerinde Ahmet Gülümü aday olmaya teşvik ettiği, ancak başarısız olduğu biliniyor. 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara gelerek koalisyonlar dönemini sona erdiren, enflasyonla mücadele, ihracatın geliştirilmesi, yapısal reformların hızla meclisten geçmesi ve ABde müzakere sürecinin başlaması gibi konularda beklenenin üzerinde başarı ve etkinlik sağlayan AKP, R. Tayyip Erdoğanın liderliğinde Türk Sporuna da biçim vermeyi sürdürüyor.