10.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Tenisseverlerin büyük ilgi göstediği Fransa Açık Tenis Turnuvası’nda sert oyuncuların ayakta kaldığı final haftası başladı ve bu haftanın ilk ayağı olan çeyrek finaller oynanıyor.
Toprak, sert ve çime oranla daha yavaş bir zemin. Top bu zeminde yavaşlıyor ve daha alçak sekiyor ayrıca sekme esnasında topun zeminle olan açıları da farklılık gösterip oyuncuları yanıltabiliyor. Güçlü servisi ve vuruşları olan isimlerin bu özellikleri toprak zeminde büyük oranda devre dışı kalabiliyor.
Dolayısıyla toprak maçlarında diğer zeminlere oranla daha fazla uzun ralliler ve oyun süreleri görebiliyoruz. Zeminin zaten başlı başına bir yıpranma faktörü olduğu Roland Garros’ta bir de genellikle üst seviye rakiplerle oynandığı için bu mücadele kırıcı olabiliyor. Bu anlamda genellikle Paris’te 2. haftaya kalan oyuncular daha sert ve mücadeleci oyun yapısına sahip tenisçiler oluyor.
Erkeklerde çeyrek final tablosuna baktığımızda ‘sertlik ve mücadele’ faktörünü rahatlıkla görebiliyoruz. Erkeklerde ilk 8’de; Djokovic, Nadal, Tsitsipas, Zverev, Berrettini, Schwartzman zaten sağlam ve inatçı bir oyun yapısına sahip oyuncular. 22 yaşındaki Davidovich Fokina ilk defa bu seviyelerde oynadı, ancak o da hareketli ve dinamik bir oyuncu, burada sadece dünya 2 numarası Medvedev farklı olabilir, Rus oyuncu aslında sert bir oyun tarzına sahip ancak toprak zemini sevmediği için bu faktör onu biraz yumuşatıyor.
İlk çeyrek final maçında Zverev beklendiği gibi Davidovich Fokina’yı 3 sette geçti ve yarı finale kaldı. Sonucu merakla beklenen diğer maçta Tsitsipas, Medvedev’i 3-0’la geçerek yarı finalde Zverev’in rakibi oldu. Bu durumda yarı finalde eşleşmeler Tsistsipas-Zverev ve muhtemel Djokovic-Nadal olacak gibi görünüyor.
İstikrarlı oyun fark yaratıyor
Bu önemli turnuvada kadınlarda da durum aynı. Teknik ve yumuşak oyun karakterine sahip isimler elenirken, geriye Zidansek, Badosa, Pavlyuchenkova, Rybakina, Sakkari, Gauff, Swiatek, Krejcikova gibi kırıcı ve sert oyuncular kaldı.
Ancak kadınlarda Djokovic veya Nadal gibi ne yapsanız bir yerden sonra fayda etmediği rakipleriniz olmadığı için iki ek faktör önem kazanıyor. O da oturmuş bir oyun tarzı ve bu tarzı maç içinde iniş çıkış yaşamadan uygulayabilme becerisi. Bir puanlama yapacak olursak oyun seviyesinde 4 ile 9 arasında gidip gelmek yerine 5 ile 7 arasında olmak daha iyi sonuç veriyor.
Zidansek-Badosa yarı finali bunun bir örneği. Daha yüksek profilli oyuncu olan Badosa iniş çıkış yaşayınca, Zidansek kompakt kalarak kariyerinin ilk grand slam yarı finaline yükseldi. Genç yetenek Rybakina ve Pavlyuchenkova arasındaki karşılaşma da benzer yapıda oynandı. Rybakina sürekli iyi servis ve dominasyon yaratan oyuna ihtiyaç duyuyor, bu olmadığı zaman sıradanlaşıyor. Tecrübeli Pavlyuchenkova özellikle son karar setinde daha sakin ve kontrollü kalarak yoluna devam etti. Zidansek-Pavlyuchenkova yarı finali Roland Garros tarihine yeni bir finalist kazandıracak.
Üçüncü çeyrek final maçında ise Krejcikova, Coco Gauff’u yenerek kariyerinin ilk grand slam yarı finaline ulaşmış oldu. Henüz 17 yaşında olan Gauff tenis dünyasına 15 yıl süresince damga vuracak bir oyuncu. Gauff, sakatlık yaşamazsa yıllarca bu seviyelerde kalıcı olacaktır.
Kadınlarda en önemli çeyrek final maçı Iga Swiatek ve Maria Sakkari arasında oynanacak. Swiatek harika ve çok yönlü bir oyuncu, Sakkari de kendisine yıllardır yaptığı yatırımın karşılığını almaya başladı. Biraz erken olsa da galibin bu senenin Roland Garros kadınlar şampiyonu olacağını düşünüyorum.
Çılgın Medvedev!
Bir önceki yazıda teniste farklı karakterde oyunculara ihtiyaç olduğunu ve Medvedev’in bu anlamda önemli bir figür olduğunu belirtmiştim. Medvedev’in yazının ertesi günü yaptığı ise Roland Garros tarihine geçti.
Rus oyuncu Tsitsipas ile oynanan çeyrek final karşılaşmasındaki maç puanında kendi servisinde genellikle sadece antrenmanlarda denenen under arm servis atarak puanı rakibine hediye etti ve maçı da kaybetti (Bu son puanı herkesin mutlaka izlemesini tavsiye ediyorum).
Basın toplantısında kendisine ‘bu kadar önemli bir yerde böyle bir deneme yapmak biraz çılgınca değil mi?’ sorusuna verdiği yanıt da çocuksu bir gülümseme ile şöyle oldu; ‘Bilmem, canım öyle istedi, farklı bir taktik denemek istedim!’