Serdar Sarıdağ

Serdar Sarıdağ

serdar.saridag@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş, şampiyonluk yarışında yoluna istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Türkiye'de üçüncü bölgesi en üretken olan takım. Pas sayısı konusunda zirvede kendine yer yapmış. Gol dağılımına baktığımızda kaleciler hariç hemen hemen herkes gol atmış. Lens bile atmış düşünün. Ghezzal, asist kulvarında aldı başını gidiyor. İki golcüsü Larin ve Aboubakar'ın toplam gol sayıları, ligimizdeki bir çok takımı geçmiş durumda. Elbette böyle bir takımı durdurmak kolay değil.
Aykut Kocaman, Medipol Başakşehir'i böyle bir Beşiktaş karşısında anca bu şekilde oynatabilirdi. Yanlış anlaşılmasın, eleştiri anlamında ifade etmiyorum. Bu taktiği en doğru taktikti. Nitekim bir topu direkten döndü ve Crivelli ile net bir pozisyon buldu ki bunlardan biri gol olsa çok daha farklı bir skor olabilirdi.
Maçın taktik detaylarını hızlı geçelim. Beşiktaş, oynadığı futbolla hak ettiği bir üç puan kazandı. Karşılaşmadaki en ciddi sorun, Beşiktaş'a verilmeyen penaltıydı. 61. dakikada, Rafael'in Larin'e arkadan yaptığı hareketin net penaltı olduğu konusunda kimsede fikir ayrılığı yok. Cüneyt Çakır görmeyebilir. VAR işte böylesine net pozisyonlar için var. VAR'da kim var? Mustafa Öğretmenoğlu. Önündeki ekran sayısı eminim bir elektronik eşya satan mağazadaki ekran sayısından fazladır. Farklı farklı açılardan görebilme şansı var. Ama bu kadar net pozisyon için, Mustafa Öğretmenoğlu maçın hakemini neden çağırmadı?
Bir kaç gün önce, ülkemize gelen Jaap Uilenberg'i TRT'de seyrettim. Avrupa'nın farklı liglerinden görüntüler eşliğinde, Türkiye'de tartışma konusu olan pozisyonları çok net bir şekilde anlattı. Bu pozisyonlardan biri - pozisyon birebir aynı olmayabilir - Larin için verilmeyen penaltı gibi net bir pozisyondu. Sayın Uilenberg gösterdiği pozisyon üzerinden özetle "VAR'daki hakem, bunun gibi çok net pozisyonlar için maçın hakemini VAR'a çağırmalı" dedi. Eminim, Uilenberg'in TRT'deki programını Mustafa Öğretmenoğlu da seyretmiştir. Seyretmese bile seminerlerde karşısına çıkmıştır.
Peki Medipol Başakşehir - Beşiktaş maçı berabere bitse ne olacaktı? Ya da Beşiktaş yenilse. Maçtan sonra düşünebiliyor musunuz verilecek olan demeçleri? Sakın kimse "Bu ülkede çok hakem konuşuluyor" falan demesin. Böyle bir pozisyonu Mustafa Öğretmenoğlu nasıl pas geçer. Uilenberg bu durumlar için de bir yorum yaptı: VAR'daki hakem de insandır. Hata yapabilir.
Peki kabul. Geçen haftaki Sergen Yalçın'a kulak verelim "bize VAR'dan penaltı verilmiyor." Sergen Yalçın, cezalı olduğu için Medipol Başakşehir maçından sonra konuşamadı. Ama konuşma imkanı olsaydı acaba bu pozisyon ve geçen haftaki demeci için ne derdi. Sahi, Sergen Yalçın'ın böyle bir açıklamasından sonra, Mustafa Öğretmenoğlu neden bu pozisyon için Cüneyt Çakır'ı çağırmadı? Kafamda sadece bu değil bir çok soru var. Acaba neden?