Dom Luis köprüsü oturduğumuz yerden çok rahat görünüyordu... Güneşli havanın tadını çıkarmak için Douro Nehri'nin kenarındaki restoranlara kendini atan Portolular, hem şaraplarını yudumluyor hem de üçlü çeken Beşiktaş taraftarlarını seyrediyordu. Fenerbahçe'nin o dönemki ilk on birini ezbere sayan Brezilyalı garson bile, siyah - beyazlı coşkuya kendini kaptırmıştı. 2007-2008 sezonundaki Porto - Beşiktaş maçı öncesinde, kendilerini tur teknelerine atan, Beşiktaşlı taraftarları bıraksalar, akıntıyla birlikte Atlas Okyanusu'nun, serin sularına karışıp gidecek gibilerdi sanki.
Estadio do Dragao'ya (Ejderha Stadı) gitmeden önce o gün yediğimiz yemeğe, şimdi dönüp baktığımda, gözümün önüne siyah - beyaz bir film geliyor sanki. 2-0 Beşiktaş'ın mağlup olduğu o gecede, golleri Lucho Gonzales ile Ricardo Quaresma atmıştı. Quaresma'nın kaderi daha sonra Beşiktaş ile kesişecekti. Porto'nun ilk on birinde oynayan Arjantinli Lisandro Lopez ise yıllar sonra Portekiz basınına "Ben, ülkem dahil, Güney Amerika’nın önemli statlarında futbol oynadım. Ama Porto’nun Beşiktaş ile İnönü’de oynadığı karşılaşmayı asla unutamam. Stadın bir an üzerimize geldiğini hissettik. Stada ayak bastığımızda gürültüden kulaklarımız tıkanmıştı. Beşiktaş’ı sahada oynatan sanki seyirciydi. İnanılmaz anlar yaşadım. Bunu söylerken bile tüylerim diken diken oluyor. İçlerindeki şeytanı çıkarmak için trans halindeymiş izlenimini veriyorlardı” ifadelerini kullanmıştı.
Günümüze gelecek olursak, şu anki Porto, o zamanki Ejderhalar gibi değil. O kadro benim için efsane bir kadroydu. Fakat günümüz Porto'sunun başındaki Teknik Direktör Sergio Conceiçao, yeni bir efsane yazmanın peşinde. Conceiaço demişken, onun Inter'deki yıllarını unutmak mümkün değil. Portekiz Milli Takımı'nda yıllarca sağ kanatta oynadı. Sanırım bir kanat oyuncusu olduğu için Sergio Conceiçao, taktiğinde yetenekli kanat oyunculara çok yer veriyor. Örneği Jesus Corona onun etkili silahlarından biri. Keza Yacine Brahimi, Hernani ve bir dönem Galatasaray'da forma giyen Alex Telles de, Porto hücum hattını besleyen en önemli aktörler arasında. Öyle güçlü kanat varyasyonları var ki, Aboubakar 5 lig maçında 5 gol attı. Şükürler olsun ki, geçen sene gördüğü kırmızı kart yüzünden, Beşiktaş'a karşı forma giyemeyecek. Bu durum muhakkak bir avantaj ama 3 golü bulunan forvet arkası Moussa Marega gizli forvet rolü oynarken, tek gollü diğer forvet Tiquinho Soares ise yardımcı golcü rolünde. Güçlü kanatlarla birlikte Aboubakar'sız forvet hattının arkasında olması beklenen, 10 numara Oliver Torres ile merkezdeki Hector Herrera, savunma arkasına atabileceği toplarla, Pepe'yi bile tek ayak üzerinde bırakabilirler.
Ligde oynadığı beş maçta kalesinde gol görmeyen tek takım olan Porto'nun, bir başka ürkütücü istatistiği ise attığı 12 golün 10 tanesini kendi evindeki üç maçta attı. Estadio do Dragao'da, sanki İrma Kasırgası gibi gol kasırgası haline gelebilen Portekiz ekibinin, nasıl durdurulabileceğinin çalışmaları mutlaka yapılıyordur. Napoli gibi topu bile göstermeyen bir takımı İtalya'da yenebilen Teknik Direktör Şenol Güneş'in, bu maça çok iyi hazırlandığını biliyorum. Portekiz'deki maçta sadece Beşiktaş'ın bekleri değil, ileri uçtaki kanat oyuncuları bile ekstra çalışmak zorunda kalacak. Orta sahada Atiba, Medel, Tolgay ve Oğuzhan gibi oyuncularla hakimiyet kurulabilir ama Porto kanat ataklarında en büyük görev, Beşiktaş kanatlarının en ucunda oynayacak isimlere düşüyor. Quaresma, yürüyerek bile adam geçebilme özelliğinin yanında, muhakkak defansif anlamda son terini sahaya damlatmalı. Portekiz basınında kapak olacağım diye kendine oynamak yerine, 2007-2008 sezonunda Porto formasıyla oynadığı gibi oynamalı. Ayrıca bu maç, Beşiktaş'ın oyun kimliği anlamında fabrika ayarlarına geri dönebileceği bir maç olabilir. Skoru geçiyorum; Beşiktaş sezonun en iyi maçlarından birini oynayabilirse, bu durumun lige yansıması da olacaktır. Şampiyonlar Ligi'nde yer alan tek Türk takımı unvanı nedeniyle, bu karşılaşma aynı zamanda tüm Türkiye için milli maç tadında bir maç olacaktır. İnşallah yarın gece bizler Douro Nehri kıyısında sizler ise Boğaz'da galibiyeti hep birlikte kutlarız. O nedenle yolun açık olsun Beşiktaş diyelim.