Her iki takım açısından da kazanılması gereken bir maçtı. Berabere bitse derbi için belki normal sonuç ama hem Beşiktaş hem de Galatasaray’ın fikstürüne baktığımızda iki taraf da mutlaka kazanmak istiyordu.
Lider Trabzonspor’un kazandığı haftada, Sergen Yalçın ve Fatih Terim için derbideki beraberlik, bir puan kazanmak değil, iki puan kaybetmek demektir. İlk yarıda Cicaldau’nun 35. dakikada attığı gole Vodafone Park gibi bir deplasmanda atılması nedeniyle sıradan bir gol gözüyle bakamayız.
Üstelik, sarı-kırmızılı ekip Beşiktaş’ın sahasında uzun süredir gol atamıyordu. Larin’in bu gole 39. dakikada attığı golle verdiği cevap hem Beşiktaş’ı oyuna ortak etti hem de Kartal’ın soyunma odasına moralli girmesini sağladı.
İkinci yarı oynanan oyun daha tempoluydu. Larin’in 64. dakikada attığı golden sonra, oyunun temposu daha arttı. Derbiye yakışan bir heyecana şahit olduk. Mustafa Muhammed’in 81. dakikada kullandığı penaltıyı Ersin kurtarınca, derbinin coşkusu daha da arttı. Aslında Galatasaray beraberliğe bu dakikadan önce yaklaşmıştı. Halil’in 66. dakikadaki şutu direği yalayıp geçti sanki.
Aynı Galatasaray’ın kazandığı penaltı öncesinde, 79. dakikada da çok net bir fırsat bulmuştu. Bu dakikalar Beşiktaş adına en önemli şans dakikalarıydı. Ersin’in penaltı kurtarışından sonra Souza ile Vida tartışması ise çok gereksizdi. Beşiktaş bu dakikalarda oyun konstrasyonunu kaybetti. Galatasaray gol atsa Beşiktaş kendi kalesine atmış olacaktı. Kötü gidişata Galatasaray galibiyetiyle sonra veren Beşiktaş, kazandığı üç puanla zirveye yakın durmaya devam etti.