Serdar Sarıdağ

Serdar Sarıdağ

serdar.saridag@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İlk 45 dakikada hocası değişmiş ama oyunu hiç değimemiş bir Beşiktaş vardı. Ne yapacağını bilmeyen, nereye koşacağını kestiremeyen ve hırsını sahaya yansıtamayan oyuncu grubundan başka bir şey yoktu.
Tribünler “Burası Beşiktaş herkes kendine gelsin” diye bağırıyordu. Mame Thiam’ın 38. dakikada attığı golden sonra taraftarın isyanı daha da arttı. Haksız da sayılmazlar. Beşiktaş taraftarı bu sene dese haklı! İlk yarıya baktığımızda Beşiktaş adına Larin’in 45. dakikada attığı gol dışında dişe dokunur bir dakika görmekte çok zorlandık. Geçen sene bu zamanlarda öyle pozisyonlar vardı ki bazılarını yer yok diye yazmıyorduk. Keşke dünkü maçta o yazmadığımız pozisyonlar olsa da yazabilsek.
Beşiktaş geriye düştüğü maçta, soyunma odasına eşitliği sağlayarak girdiği için ikinci yarıya daha bir istekli başladı. 51. dakikada Batshuayi’nin kale ağzındaki dokunuşu auta gitti ki Rıdvan o topu ona getirirken ne inceliklere imza atmıştı. Aynı Batshuayi 66’da da penaltı noktası üzerinden vurdu ama top savunmaya çarparak kornere gitti. Fakat 71’de Thiam takımını yine öne geçirdi. Bu kez tribünler “Sergen Yalçın” diye bağırıyordu.
Takıma adeta “çıkın oynayın” diyordu taraftar. Batshuayi’den uzun zamandır beklenen o gol 84. dakikada geldi. Uzun zamandır Vodafone Park tribünleri böyle değildi. Hele Batshuayi bir de 90. dakikada atınca Dolmabahçe’de yer yerinden oynadı. Beşiktaş’ı uzun zamandır böyle sevinirken görmedik. Güven’in son saniyelerde attığı golün ardından Beşiktaş en son hangi maçta dört gol atmıştı diye düşünmeden edemiyor insan.