Serdar Sarıdağ

Serdar Sarıdağ

serdar.saridag@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tolgay Arslan'ın ilk geldiği dönemlerdi. Bir röportaj sırasında kendisine "Seni Türkiye'de en çok şaşırtan şey nedir" diye sorduğumda, aldığım yanıt "sahalar" olmuştu. Devam eden Tolgay "Almanya'nın köylerindeki bazı sahalar, Türkiye'deki bazı Süper Lig takımlarının sahasından daha kaliteli" demişti.
İşte Tolgay Arslan dün, o kendisini çok şaşırtan zeminlerden birinin üzerinde, oynamak zorunda kaldı. Buna rağmen Tolgay Arslan çok iyi oynadı. Lens ve Negredo gibi isimleri yeni yeni tanımasına rağmen, onların önüne bitirici paslar atmaya çalıştı. Tanzanya'daki Serengeti düzlükleri gibi bir zemindeki bu bir kaç isabetsiz pası, insan istatistiklere bile yazmaya utanır. Halbuki bir zeminin bakım maliyeti ne kadar olabilir ki? Futbolculara ederinden fazla milyonlarca Euro para ödeyen bazı kulüplerimiz, nedense çim bakımına gerekli özeni göstermiyorlar. Abartmıyorum; Şenol Güneş bir keresinde "Statta her şey var bir tek sıcak su yok" demişti... Üstelik bu konuşma iki sezon önce olmuştu. Pepe'yi getiriyorlar ama bataklıkta oynatıyorsun. Allah'tan şu an yaz dönemindeyiz. Daha bunun karı-kışı ve yağmuru-çamuru var.
Maça geçecek olursak, Şenol Güneş öyle bir kadro sahaya sürdü ki kendi ismini esame listesinde gören bazı oyuncular bile şaşırmıştır bu duruma. Evet kadro sürpriz ama doğru mu? Bana göre kesinlikle doğru. Uzaklardan gelmiş bir Medel ve Atiba yerine daha hazır isimlere şans vermek gayet doğru bir hamleydi. Üstelik o sürpriz kadro, ilk yarı Kardemir Karabükspor'a göre çok daha iyi oynadı ve çok daha fazla pozisyona girdi. Ama hesapta olmayan bir Tosic performansı vardı. Bireysel anlamda Yatabare'ye zaman zaman nefes aldırmadı fakat, züccaciye dükkanına giren fil gibiydi kendisi.
Maçın bir diğer başrol oyuncusu ise Oğuzhan Özyakup'tu. Şu bir gerçek, Hırvatistan ile oynanan milli maçtaki Oğuzhan gibi bir Oğuzhan yoktu sahada. Bunun dışında her an herkese gol attırabilecek bir Oğuzhan vardı. Sadece Babel'in attığı golde değil, bir çok pozisyonda tek pasla fişi çekmeye çalıştı. Bu anlamda çok etkili oynadı. Hele Tolgay Arslan ile yan yana oynayınca, tam bir "kadife ayak" kıvamında oluyor. Penaltı pozisyonu ise büyük bir talihsizlik. O kötü zeminde Oğuzhan'ın ayağının çime nasıl gömüldüğünün fotoğrafı, sosyal medyada en çok paylaşılan fotoğraflardan biri oldu. Fakat yine de penaltı vuruşunu yapacak olan bir oyuncu, topu koyacağı yer ve çevresinde özenli bir zemin etüdü yapması gerekir. Ayrıca Oğuzhan, bu takımın kaptanı. Tek bir gole ihtiyacı olan Negredo'ya "Geç Matador topun başına" diyebilirdi. Negredo demişken ona da bir parantez açmak gerekir. İlk günlerine göre daha bir istekliydi. Saha içerisinde, yılların tecrübesini kullanarak bir çok arkadaşına görev verdi. Kazanılan bir serbest vuruşta Lens'e topun başına geçmesini Pepe'yi ise topa kafa vurması için rakip ceza sahasına davet etti. Tüm bunlar çok mu büyük adımlar; hayır ama bu takıma alışma konusunda küçük ama etkili adımlardı. Keza Lens de, Beşiktaş'taki ilk günlerine göre daha fazla takıma alışmış gibiydi.
Kardemir Karabükspor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, takımını bu maça iyi hazırlamış. Özellikle savunma dörtlüsüne maç sırasında sürekli uyarılarda bulunması dikkatlerden kaçmadı. Talisca, Babel, Lens, ve Negredo gibi dörtlü karşısında bulunan dörtlünün işi, muhakkak kolay değildi. Doğru... Beşiktaş ilk yarıda gol pozisyonlarına girdi ama Kardemir Karabükspor savunması, canlı kalkan gibiydi.
Sonuç olarak böyle bir deplasmandan 10 kişiyle üç puan kazanıp dönmek, her takımın başarabileceği bir iş değil. Sezon içerisindeki yakalaması gereken ritmini yavaş yavaş bulan Beşiktaş'ın, bu tür maçları kazanması, yarıştaki diğer rakipler için de ürkütücü olmuştur. Şenol Güneş'in, Tosic'in gördüğü kırmızı karttan sonraki değişikliklerine baktığınızda, bu takımın son iki senede niye şampiyon olduğunu, çok net görebiliyorsunuz.