Serdar Sarıdağ

Serdar Sarıdağ

serdar.saridag@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maçın ilk yarısında ne geçen sezonki şampiyon Beşiktaş’tan izler vardı ne de futbol adına bizleri yerimizden zıplatacak pozisyonlar... Erol Bulut’un Gaziantep’i, top Beşiktaş’ta olduğu zaman tüm takımı topun arkasında tutmaya çalıştı. Ortaya çıkan beşli savunma görüntüsü, Beşiktaş’ın üçüncü bölge oyuncularının boş alan bulmasını engelliyordu. Uzaktan şutlarlarla bu duvarı yıkmak isteyen Beşiktaş’ta, Ghezzal’in 22. dakikadaki şutu Günay’da kaldı. Bu şut da ilk yarıda yazabileceğimiz tek dakika.
İkinci yarıya, Larin’i oyuna sokarak başlayan Sergen Yalçın, N’Koudou’yu kenara çekti. Bu değişiklik anından itibaren oyun Beşiktaş lehine gelişmeye başladı. Larin-Kenan ikilisinin arkasında Salih-Ghezzal ikilisinin savunma arkası pasları, Beşiktaş’ı ilk yarıdan daha farklı bir yere getirdi. 51. dakikada Ghezzal’in ortasında, arka direkteki Larin dokundu ama top Günay’da kaldı. 55. dakikada Rosier’in hiç bekletmeden kestiği topu, Larin ıskalamasa, o dakika tüm takım gol sevinci yaşıyor olacaktı. 66. dakikada Atiba’nın da değerlendiremediği pozisyon bir o kadar net pozisyondu.
Karşılaşmanın 71. dakikasında bir anda yere yığıldıktan sonra ambulansla hastaneye kaldırılan N’Sakala’nın bu durumu yürekleri ağızlara getirdi. Sahadaki futbolcuların gözü topta ama kulakları ambulanstan gelen ilk haberlerdeydi. 67’de Batshuayi, Gökhan ve Teixeira, Beşiktaş’ta aynı anda oyuna giren isimler oldu. Bu isimler de oyunun kaderini değiştiremedi. Üç puan kovalayan Beşiktaş aksine sahada üç puan bırakabilirdi. 90+3’te Jefferson topu ağlara atmak yerine auta gönderdi. 90+9’da Furkan’ın şutunu kurtaran Ersin ise sanki “ben birinci kaleciyim” der gibiydi. Ligin ikinci haftasında bir puan kazanan Beşiktaş, daha fazlasını da kaybedebilirdi.