Bu kadar eksiğe rağmen, maça çok iyi değil iyi ötesi başlayan bir Beşiktaş gördük. Aboubakar, Cenk Tosun ve Larin gibi üç forvetinden eksik olarak maça çıkmak, Beşiktaş için sanki bir dezavantaj yaratmamıştı. Belki de Larin’i olan bir Beşiktaş, Kayserispor için daha kolay bir rakip olabilirdi. Üçüncü bölgede yer alan N’Koudou, Gökhan, Ljajic, Necip ve Ghezzal beşlisi Kayseri için alışılmış bir durum değildi. Sanki Hamza Hamzaoğlu, bunların hangisi forvet der gibiydi.
Bu beşlinin sürekli paslaşması, sürekli yer değiştirmesi ve sürekli içeriye kat etmesi, Kayseri savunmasını şüphesiz çok yoruyordu.
Maçın daha dördüncü dakikasında Ghezzal’in attığı penaltı golüyle geriye düşen Kayserispor buna rağmen, 6. dakikada Henrique ile skoru eşitleyebildi.
Yerinde duramayan Beşiktaş’ın üçüncü bölgesi bu kez N’Koudou ile 13. dakikada yine öne geçme fırsatı buldu. Hatta 19’da Josef’in kafa vuruşuyla farkı daha da açabilirdi.
Yedek kulübesindeki oyuncu sayısı konusunda Sergen Yalçın’dan daha şanslı olan Hamza Hamzaoğlu, ikinci yarıya Ramazan ve Emre’yi sokarak başladı. İkinci yarıda tıpkı ilk yarıda olduğu gibi Beşiktaş’ın üstünlüğünde geçti diyebiliriz. Son maçlara göre Beşiktaş’ı bu maçta farklı kılan şey, oyuncuların aşırı istekli oluşuydu.
Özellikle N’Koudou’daki değişim gözden kaçmıyordu. Ghezzal’in müthiş asistini iyi takip eden N’Koudou, 66’da attığı golle, tüm Beşiktaşlılar’a rahat bir nefes aldırdı.
Üst üste yaşanan kayıpların ardından sadece santrforsuz değil Atiba’nın da olmadığı bir maçta üç puan kazanan Beşiktaş, hem elindeki avantajı korudu hem de kara bulutları dağıtmış oldu.