Sevgili Ünal Aysal...
Sizin oraları bilemem ama bizim buralarda Fatih Terim'e maaşlı eleman değil “İmparator" derler!..
U-21 Milli Takımı'nı 1993 yılında Akdeniz Oyunları Şampiyonu yaptığında, imparatorluğunun temelini çoktan atmıştı.
Sizden önceki patronların döneminde, işyerinize bir adet UEFA Kupası bıraktığında ise tüm Türkiye onunla birlikte yere çökerek ağlamıştı.
Ama siz neredeyse böylesine bir futbol adamına, mavi iş önlüğü giydirip yaka kartı bile taktıracaksınız.
Hoş İmparator gocunmaz böyle şeylerden çünkü o emekçi bir babanın oğlu.
Ama siz böyle devam ederseniz, birgün karşınıza Yaşar Usta (Münir Özkul) gibi biri çıkar “bak beyim, sana iki çift lafım var" diyebilir.
Benden uyarması!..
İyi mesailer...
Futbol sendikası
Madem güne patron-işçi ilişkisiyle başladık; o zaman futbol sendikasına değinmeden geçemeyiz.
Rahmetli Metin Kurt'un kurulması için çok uğraş verdiği futbol sendikası geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız faliyete geçti.
Beşiktaş'ın eski futbolcusu Rahim Zafer başkanlığında kurulan, Futbol-Sen'in üye sayısı her geçen gün artıyor.
Diyeceksiniz ki “futbolcular zaten dünyanın parasını kazanıyorlar, ne gereği var."
Hiç öyle düşünmeyin, futbolun alt ve amatör ligleri ile, kulüplerde görev alan malzemeci ve masör gibi çalışanları da kapsıyor bu sendika.
İki yıl önce trafik kazası geçirdiği için futboldan kopmak zorunda kalan, Mersin İdman Yurdu ile Ankaragücü'nün eski oyuncusu, Mustafa Aydın için de bir umut kapısı bu sendika.
Hastalıklarla boğuşarak aramızdan ayrılan futbolcuları hatırlayalım.
Avrupa'da bir çok örneği olan Futbol-Sen'in kurulmasında emeği geçenlerin yüreğine sağlık diyorum.
Futbolumuzun patron-işçi seviyesine indiği bu günlerde böylesine bir oluşum futbolcular adına muhakkak sevindirici.
Çünkü ligimizde öyle patronlar var ki, sezon biter bitmez futbolcusuna pamuk bile toplattırır.
Tembel Veli
Başlığa bakarak Veli'ye nasıl tembel diyebileceğimi sorguladığınıza eminim.
Futbolu konusunda kimse onu tembellikle suçlayamaz...
Ama imajı konusunda tembel diyebiliriz.
Ben söylemiyorum bizzat kendisi açıkladı.
Veli, Avusturya basınına verdigi demeçte, sakal imajının tembellikten kaynaklandığını söyledi.
Sahada bal yapan arı gibi olan Veli, tembellikten kesemediği sakallarını arkadaşları da beğenince, tembelliğe devam etme kararı almış.
Aklıma İlhan Mansız geldi bir an.
Yürüyen moda dergisi gibiydi.
Gününü üçe bölerdi.
Yeşil zemin, uyku ve ayna önü...