Serdar Sarıdağ

Serdar Sarıdağ

serdar.saridag@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Peter Cech... Hepimizin malumu Chelsea'in kalesini koruyan ve Dünya kaleci sıralamasının en tepesinde yer alan isimlerden biri. Aynı zamanda Çek Cumhuriyeti Milli Takımı'nın da değişmez kalecisi. Beşiktaşlı Sivok'un deyim yerindeyse kankası.

Bu arkadaşın ismi son zamanlarda Beşiktaş ile yan yana çok yazılıp çizilmeye başlandı. Kimi zaman İngiliz basınında kimi zaman ise Türk basınında geniş puntolarla yer aldı. Halbuki Beşiktaş'ın hem devre arasında hem de sezon sonundaki transfer planlamasında, Cech'in ismi hiç ama hiç geçmiyor. Cech'i geçtim herhangi bir yabancı kaleci ismi bile geçmiyor. Peki o zaman neden sürekli basında bu tür haberler çıkılor diyecek olursanız hemen anlatayım.

Haberin Devamı

Bilindiği gibi Beşiktaş Yönetimi, ünlü İngiliz kulübü Chelsea ile çok iyi ilişkiler kurdu. Demba Ba transferinden önce başlayan bu süreç tüm sıcaklığıyla devam ediyor. Her iki kulüp arasında özellikle alt yapı ve kiralama konusunda bir çok ön görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler henüz resmiyete dökülmedi. Başta Fikret Orman olmak üzere Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetici Erdal Torunoğulları da bu ilişkinin sürekliliğini sağlıyor. Ben de bu yönde Milliyet'te çıkan bir haber yazmıştım. Haberin içeriğinde kiralık kelimesi geçtiği için ertesi gün bir çok internet sitesi, gazetecilik dilinde takla attırmak diye tabir edilen bir yöntemle, habere çok daha farklı boyut kazandırdılar. İngiliz basını durur mu? İngiliz medyası ise Türk basınında çıkan bu haberleri kendi dilinde takla attırarak işi Peter Cech'e kadar getirdiler.

Bu zaman diliminde kulüpten bana bir telefon geldi. Yazdığım haberi sordular. Sordular Çünkü Chelsea Yönetimi de, Beşiktaş Yönetimi'ne “Nereden çıkıyor bu tür haberler" diye merak içerisinde sormuşlar. Neyin ne olduğu anlaşılmasına rağmen, bu tür haberler hâlâ devam ediyor. Cech gündemde yok ama bu tür haberler devam ettiği sürece de her zaman Beşiktaş Yönetimi'nin kafasının bir yerinde olacak. Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic de bir zamanlar Beşiktaş gündeminde değildi ama basın öylesine ısrarla yazdı ki, sonunda kaderi Beşiktaş ile birleşti.

Haberin Devamı

Efendim gelelim Sinan Bolat'a... Galatasaray'dan aldığı rakam ve sözleşmesi son günlerde çok konuşuldu. Kimse Sinan Bolat'a bu kadar para aldığı için kızamaz. Ortada bir anlaşma var, alan razı veren razı ise geriye yapacak bir şey kalmıyor. Ben alan ve verenin razı olmadığı bir konuya geleceğim. Bundan bir kaç sene önce Sinan Bolat için Beşiktaş Yönetimi devreye girmişti. Başkan Fikret Orman'ın kafasındaki yıllık rakam 500 bin euro. Sinan Bolat'ın menajerinin kafasındaki yıllık ücret 1 milyon 200 bin euro civarında. Fakat Sinan Bolat'ın kafasının içine girildiğinde ise ortaya anormal bir şey çıktı. Yıllık 1.5 milyon euro, maç başı 20 bin euro ve 1.5 milyon euro da imza parası. Menajeri bile dondu kaldı. Fikret Orman doğal olarak kapıyı gösterdi. Sinan oradan Porto'ya yıllık 200 bin euroya gitti. İşte Galatasaray o parayı alan o Sinan'a bu paraları verdi.

Demem o ki, bazen nokta transferi yaparak başarı elde edersin ama bazen de transfer yapmayarak daha büyük başarılar elde edersin. Bravo Beşiktaş Transfer Komitesi'ne. Çok iyi işler yapıyor. Fakat yönetimin, izleme komitesinin yapısını da bir an önce değiştirmesi lazım. Avrupa'nın büyük kulüplerinin standartlarına getirtilmesi lazım. Örnek mi istiyorsunuz? Bakınız Anderlecht'e... Galatasaray'a kök söktüren bu mütevazi kadroda yer alan 20 yaşındaki Mbemba, 8 milyon euroya Porto'ya gidecek. Muhtemelen Porto da bir kaç sene sonra onu daha büyük rakamlara satacak. Demek istediğim işte bu. Anderlecht, Porto gibi kulüplerin izleme komiteleri ne yapıyorsa, Beşiktaş Yönetimi de kendi komitesini o seviyeye getirtmeli. Paraysa para... Teknoloji ise teknoloji. Ne yaparsa yapsın, bu birime çok dikkat etmeli. Çünkü bu birim hem para kazandırır hem de düşük maliyetle sağlam kadrolar kurdurur. Bir de merak ediyorum, İzleme Komitesi neden hala BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde değil? Bir sıkıntı mı var acaba?