En kötüsü ne biliyor musunuz? İnsan kime kızacağını bilemiyor! Dünkü maçı seyretmek için Vodafone Park’a gelen taraftarların yüzündeki ifadeleri anlatmak mümkün değildi. Üzüntü ile kızgınlık arasında gidip gelen surat ifadeleri, yenilen üçüncü golden sonra tam bir çaresizlik içerisindeydi. “Beşiktaş taraftarı ne dese hakılı” konumundadır artık. Aslında o konuma çoktan geldiler ama ya sabır dediler hep.
Beşiktaş gibi bir takım, Diabate’nin 22. dakikada attığı penaltı golünden sonra, elbette maçı çevirebilecek bir güce sahiptir. Kaldı ki siyah-beyazlı takım, Giresunspor karşısında oyuna tempolu başladı ama artık tempolu başlamak yetmiyor. Hatay maçı hariç Beşiktaş bu seneki tüm maçlarına tempolu ve arzulu başladı ama günün sonunda zirveden daha da uzaklaşmış oluyordu.
Beşiktaş gibi bir takım 1-0 geride olsa da, Necip’in 39. dakikada gördüğü kırmızı kart gibi bir kişi eksik kalsa da maçı çevirebilecek güçte bir takım... Lakin 55. dakikada kaleci Mert’in inanılmaz hatasını Balde gole çevirince elbette işiniz daha da zora giriyor. Hele bir de Sergio’nun 64. dakikada attığı goldeki gibi üst üste seri hatalar yapınca geriye maçı kurtaracak hiç bir umudunuz kalmıyor.
Bu dakikadan sonra ne transfer takviyesi ne de radikal taktiksel değişimler, hiçbiri çare olmaz. Beşiktaş’ın bundan sonraki ilk idmanı yeni sezon hazırlıklarının başlangıcı olur. Kimse kimseyi kandırmasın! 90. dakikada Champness’in attığı gol skoru 4-0 yaptı ama Mert yerdeyken atması, etik mi tartışmalarını da yanında getirdi.