Fenerbahçe, Monaco gibi Şampiyonlar Ligi seviyesindeki bir takıma 25 dakika direnebildi. Bunu skor olarak değil, ilk yarı sonrası aldığım detaylı verilere göre söylüyorum. Bu dakikadan sonra takımın enerjisinde ciddi bir düşüş söz konusu oldu. Benzer kadro ile devam edilse ve çok fazla değişiklik olmasa 60’tan sonra yine benzer bir düşüş yaşanacaktı.
İlginç olarak Fenerbahçe rakibinden daha fazla koşmuş, sprint mesafesinde de önde. Bunu ilk yarıdaki verilere göre söylüyorum. Ancak bunun temel sebebi Monaco’nun, Fenerbahçe’yi koşturması. Monaco, o kadar çok top çevirip, hızlı oynuyor ki Fenerbahçe, koşarak rakibine yetişmeye çalışıyor ve devamında yorulup oyundan düşüyor.
Takımın bu kadar koşmak zorunda olması ve yorulmasının en önemli sebebi ise fiziksel kapasitenin henüz istenen seviyede olmaması ile beraber bu kadar hızlı pas yapabilecek oyuncu kalitesinin de bulunmaması.
Kocaman ve ekibi bu kadar iyi takımlarla hazırlık maçı yaparak risk aldı. Belki sonuçlar çok farklı olabilirdi. Ama bu maçlarda “gerçek” veriler elde edildi. Oyuncular her açıdan zorlandı ve gelişim sağlandı. Kocaman’ın bahsettiği yarım kalan işlerden biri, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi seviyesindeki takımlar gibi dakikada minimum “15 pas” yapmasını sağlamak. Şu an bunun çok gerisinde. Bu sayıya yaklaşılması bile lig şampiyonluğu için yeterli olabilir. Ama bunu sağlamak için de zamana ve kaliteli oyunculara ihtiyaç var.