İsviçre kötü takım. Bence hak etmeden bir üst tura çıktı.
Bir de öyle bir özelliği var ki yer aldığı her maç sıkıcı. Rakibi kim olursa olsun kendine benzetiyor.
İsveç zaten kalite olarak kapasitesi belli bir takım. Ama buna rağmen iyi oynayarak buraya kadar geldiler. Almanya ve Almanya’yı perişan eden Meksika maçlarındaki performansları gayet iyiydi. Seyir zevki olarak da tatmin ediciydi. Ama İsviçre tamamen kontrollü ve sonuç odaklı oynuyor.
Hatta bunu o kadar ileri bir seviyeye taşıdılar ki maalesef orta çağ futbolu oynuyorlar diyebilirim. Eleme maçları tam da onlar için. Behrami ve Dzemaili’yi koy orta sahaya. Savunma yap, boşluk bulmaya çalış. Bekle, bekle, bekle... Ağır ve gitmeyen bir oyun. İleride Shaqiri bir şeyler yaparsa yapsın. Neyse ki maçı 0-0 götürüyorum diye sevinen rakibine, İsveç cevap verdi. Golü bulunca oyun biraz hareketlendi. Ve hak ettiği bir maçı kazandı. Bu maçla birlikte İsviçre elendi ve kupada “Orta Çağ Dönemi” sona erdi. İsviçre maç boyu tek pozisyonu uzatmalarda buldu. Teknik direktörü Petkoviç ile Young Boys-Fenerbahçe eşleşmesi öncesi tanışmıştık. Oynattığı futbol ve kupada üst turlara kadar ilerlemesiyle adından söz ettirmişti. O da futbolun bu sonuç düzenine teslim olmuş belli ki. Eski idealist halinden eser kalmamış.
İsveç adına sevindirici bir başka gelişmede İbrahimovic olmadan çeyrek finale çıkmasıydı.
Umarım artık Zlatan da “Ben şöyleyim, böyleyim” diyip kendini övmekten vazgeçer ve eski takım arkadaşlarına biraz saygı gösterir.