Sürekli zirveye oynayan ve başarı için mücadele eden üst seviye takımlarda her geçen sezon genç futbolcuların kendini göstermesi zorlaşıyor. Büyük takımların altyapısında mücadele etmek başlangıçta havalı olup ve kulağa hoşgelse de uzun vadede tam tersi bir etki yapıyor. Gerekli şans bulunamadığı için çoğu gencin hayali başlamadan bitiyor.
Dünkü maçı izlerken de aklıma gelen soru “Bu gençlerin kaçı A Takıma yükselebilir?” oldu. Daha önce yeteneği ne olursa olsun “Hiçbiri” derdim. Finansal Fair Play (FFP) ile artık düzen değişecek gibi duruyor. Kulüplerin mali harcamaları takip edilip, gelir gider dengesi aranıyor. Şartlar sağlanamadığı taktirde doğal olarak bu durum transfer harcamalarının azaltılması ve devamında “mecburen” altyapıya dönüşü beraberinde getirecek.
İşte bu sebeple dün sahaya çıkan gençler, kendilerinden önceki jenerasyona göre daha şanslı. Fırsatları değerlendirdikleri taktirde bu formayı sadece kupa maçlarında değil uzun yıllar giyecek bir ya da iki isim çıkabilir. Yine büyük isimler gelecek, yine pahalı transferler olacak ama tüm iddialı takımların altyapıdan desteğe ihtiyacı olacak. Bir de onlara Pereira gibi bakan teknik adamların olması da önemli. 8 ay boyunca çizdiği profil net. Kim olursa olsun genç ya da ismi duyulmamış önemli değil. Kalitesini ispat etsin, ışık versin Portekizli’nin takımında yer bulabilir. Sabit fikirli değil. Dünkü maçı, futbol dünyasında yaşanan bu mali devrimle birlikte düşündüğümüzde büyük kulüplerimizin tamamında, orta ve uzun vadede gençlerin önemli rol oynaması kaçınılmaz gibi duruyor.