Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

3 Temmuz’dan bu yana çok zor bir sınav veriyor Türk Futbolu. Kimileri tapelerde deşifre olmaya devam ederken kimisi de açıklamalarındaki tutarsızlıkları ile futbol gündemindeki yerlerini alıyorlar.
Tutarsız açıklamaları ile en çok öne çıkan isimler de M.Ali Aydınlar ile Nihat Özdemir oldular.
M.Ali Aydınlar bir gün önce söylediğini ertesi gün düzeltme konusunda oldukça ilginç açıklamaları oldu. Şikeyle ilgili süreç başladığından bu yana, yaptığı değerlendirmelerde aslında neyi söylemek istediğini ve neyi amaçladığını inanın birçok kişi gibi bende anlamakta zorlandım. Düşünün Türk Futbolu’nun halini. İçinde olduğumuz bu günlerde en tutarlı davranması gereken kurul bile bunları başaramadı.
Bir diğer tarafta ise Fenerbahçe Kulübü başkan vekili Sayın Nihat Özdemir. Özdemir ilk önce; ‘’58.madde değişmez ise Türk Futbolu batar’’ dedi. Sonra çıkıp bu defa da ’’ 58. madde değişirse asıl o zaman futbol batar’’ dedi. Şimdi biz hangisine inanalım Sayın Özdemir anlamadık bir türlü. İsterseniz bir üçüncü açıklama yapın da acaba biz mi yanlış duyduk doğrusu neydi onu öğrenelim. Acaba havanın (!) durumuna göre mi değişiyor bu açıklamaların şekli ve içeriği?
Ya Murat Özaydınlı’ya ne demeli? Tapelerde çıkan telefon görüşmelerinde M.Ali Aydınlar’la bir başka konuşuyor, genel kurulda bir başka. Belli ki hızını almış esiyor, gürlüyor...
Ne diyor genel kurulda? ‘’Amerika’yı yıkarlar ancak Fenerbahçe’yi yıkamazlar’’diyor. Oysa ki çıkan tapelerde Özaydınlı’nın, gelişmelerle ilgili olarak Aydınlar’a bir yalvarmadığı kalmıştı.
Yöneticilerin bu tutarsız davranışları bağlı bulundukları kurumları ve camiaları da zor durumda bırakıyor. Ayrıca futbol ailesini karmaşaya sürükleyen bu açıklamalar, yöneticilerin aslında sürece ne denli hakim olamadıklarının da önemli bir göstergesi. Bir tarafta etliye sütlüye karışmadan işlerimi yürüteyim diyen bir zihniyet, diğer tarafta ise kulübümüzün hakkını her ne pahasına olursa olsun savunurum diyen yaklaşım.
Yöneticiler bu açıklamalarıyla farkında olmadan, durumu kurtarmak yerine futbolun geleceğini yok ediyorlar aslında. Önemli olanın etik değerler ve doğrular olduklarını unutuyorlar genelde. Bir ‘’bizi düşürmeyin’’ diyorlar, ‘’düşsün’’ diyenlere kızıyorlar. Ondan sonra da’’ biz kendimizi düşürürüz’’ diyorlar. Anlayana aşk olsun...

Haberin Devamı

UEFA eğitimcileri
Jaap Uilenberg, Philip Sharp ve Jorn Larsen hakemlerimizi eğitmek adına federasyonumuz tarafından UEFA aracılığıyla eğitimlere çağrılan kişiler. Bildiğim kadarıyla bunlara federasyon hatırı sayılır paralar da ödüyor. Hakemlerimizin gelişen dünya futboluna denk, standart ve çağdaş hakemlik yapısına uygun bir şekilde gelişmesi için çalışıyorlar. Benim bildiğim yaklaşık dört yıldan bu yana da eğitimlerine devam ediyorlar. Ancak gel gelelim ki ligimiz hakemlerinde herhangi bir ilerleme göremiyoruz. Hakemlerimiz aynı tas aynı hamam devam ediyorlar skandal kararlar vermeye. Standart kararlar veremedikleri gibi ne değişen yeni kuralları ne de talimatları doğru uygulayabiliyorlar. Kısacası hakemlik kurumunda değişen pek bir şey yok. Durum böyle olunca da o zaman “UEFA eğitimcilerine ne gerek var?” sorusu akla geliyor doğal olarak.
Hakemlerimiz Avrupa’da önemli organizasyonlara gitmeye başladı denilebilir. Ancak ben hakemlerimizin Avrupa’daki terfilerinde bu eğitimcilerden çok Şenes Erzik’in karar verdiğini biliyorum. Üstelik bunu çok ta iyi biliyorum! Zaten kendisi de bunu inkar etmiyor ve her ortamda da açıkça söylüyor.
O zaman sorun nerede? Avrupa’da maç yöneten hakemlerde dahil olmak üzere hakemlerimiz neden Türkiye’de başarılı olamıyorlar? Bana göre hakemlerimizin ligimizde başarılı olmaları için öyle dışarıdan eğitimci getirip dünyanın parasını vermeye gerek yok. Biraz yürekli olmaları sağlanır ve kafaları rahat bırakılırsa sorun zaten kendiliğinden çözülecektir. Hiç olmazsa UEFA eğitimcilerine verilen o paralar ile de hakemlerin geç verilen tazminatları da zamanında ödenmiş olur.

Haberin Devamı

Yönetemeyenler

Haberin Devamı

Halis Özkahya ve yardımcıları Beşiktaş-Medical Park Antalyaspor maçındaki tartışmalı kararlarının ardından eleştiri oklarının hedefi oldu.

MHK’nin şansı
Şike gündemiyle meşgul olan futbol kamuoyu, skandal hakem kararları çok olmasına rağmen onları tartışmaya vakit bile bulamıyor. Benim Sayın Namoğlu’na önerim, telafisi olmayacak haftalara girdiklerini unutmamalarıdır. Hakem hatalarının tartışılmıyor olması MHK’nin ve hakemlerin çok başarılı olması anlamına gelmez. Kaldı ki yine bu haftada da hemen birçok maçta skandal hakem ve yardımcı hakem kararları vardı. Üstelik hakemler eğitimden çıkalı daha beş gün bile olmadı.