UEFA Fransız(!)
3 Temmuz’dan bu yana Türk futbolunun içinde bulunduğu ortam hem yöneticilerimiz hem de futbol kamuoyu açısından çok sıkıntılı geçiyor. Bazı yöneticiler basiretsiz ve tutarsız açıklamalarıyla komik durumlara düşerken, bazıları da futbolun evrensel değerlerinden uzak sadece taraftarlık duygusuyla bakıyor sürece.
Futbolu yönetenler ve kulüp yöneticilerinin futbolda gerçek belirleyiciler olarak ne durumda olduğunu görüyor herkes. Maçlardan sonra kendi hatalarını hakeme, futbolcusuna ve teknik yönetime fatura edenlerin büyük bir kısmının bu işleri ne kadar becerdiğini de gördü kamuoyu. Kulüp başkan ve yöneticilerini seçenlerin onların sadece maddi olanaklarını ön planda tutması ve önemli diğer unsurları yok sayması aslında futbolumuzu bu durumlara getirmedi mi? Bu süreç bize gösterdi ki aslında yöneticilerde olması gereken en önemli şey, maddi imkanların yanında yöneticilik becerilerini de taşıyor olmalarıdır. Futbolun etik değerlerine sahip olmaları ise en temel konudur.
İşin içine UEFA girdi
Kendi ülkemizde yöneticilerin büyük bir kısmının beceriksizliği tartışılırken, işin içine bir de UEFA girince olay başka bir şekil aldı. UEFA’nın çelişkili açıklamaları dışında uygulamaları da tezat oluşturdu. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden ihracı ile ilgili jet hızıyla hareket eden UEFA, konu Olimpik Lyon-Dinamo Zagrep maçında yaşananlar olunca arkasını döndü. Lyon takımı yedi gol bulması gerekirken bunu atıyor ki, oyuncular arasında geçen nahoş görüntüler de çok açık ortada.
Lyon konusunda kılını kıpırdatmayan UEFA Başkanı Platini ve yönetim kurulu üyeleri ki, bir üyesi olarak Şenes Erzik çok ciddi zan altında kalmıştır. Kısacası UEFA konu bir Lyon takımı olunca olaya Fransız kalmıştır. Üstelik şike konularıyla ilgili olarak bize sıfır tolerans diye tutturan ve TFF’ye baskı uygulayan da bu UEFA değil mi?
Şimdi UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik’e sormak istiyorum. Fenerbahçe takımının Şampiyonlar Ligi’nden ihracında ses çıkaramadığınız çok açık ortadayken UEFA yetkililerine Lyon’la ilgili neden bir yaptırım uygulamıyorsunuz? Türk takımları ile ilgili kararlar konusunda cömert davranan UEFA’nın bir yetkilisi olarak şike süreci ile ilgili olarak neler yaptınız? Lyon takımının yaptıkları mı doğru yoksa UEFA’nın Fenerbahçe ile ilgili almış olduğu karar mı?
Sayın Erzik kamuoyu haklı olarak bu soruların cevabını sizlerden bekliyor. Eğer bunların cevaplarını veremezseniz Avrupa ve Türk futbolu içindeki durumunuz kamuoyu tarafından sorgulanmaya devam edecektir.
Kayserispor-Beşiktaş maçının hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu
verdiği yanlış kararlarla eleştirildi. FOTOĞRAF:?CENGİZ?MALGIR
Tutarsız atamalar
Hakemler yönettikleri maçların bir çoğunda oyunun sonucuna etki ediyor. Oyun kurallarını doğru uygulayan ve başarılı olan hakemlere görev verilmediği sürece hakemler de kafalarına göre maç yönetmeye devam eder. Bugün hakemlerin çok tartışılmıyor olması onların başarılı olduğunu göstermez. Eğer kamuoyunda şike ile ilgili tartışmalar her şeyin önüne geçmemiş olsaydı MHK bu uygulamalarıyla çoktan görevi bırakmak zorunda kalırdı.
Gol ofsayttı
MHK’nin en büyük hatası tutarsız atamalar yapıyor olması. Bir tarafta hiç hata yapmadığı halde görev alamayan hakemler, diğer tarafta ise maçların sonucuna etki edip görev almaya devam edenler.
Örneğin; Karabükspor - Trabzonspor maçında, Trabzonspor’un kazandığı gol çok net ofsayttı. Bu pozisyona devam diyen Aleks Taşçıoğlu, sonraki hafta oynanan Bursaspor-Galatasaray maçında yardımcı hakemdi. Hakemlerin aynı ekiple maçlara çıkması çok doğru bir uygulama ancak maçın sonucuna etki eden hakem kararlarında ceza müessesesi mutlaka uygulanmalıdır. Ekipler için mutlaka alternatif kadroların oluşturulması gerekir. Yani ekipler birlikte maça çıkacaklar diye hem hakemlere yazık oluyor hem de takımlara. Hata yapan hakemler aralıksız maç almaya devam ederse kötü maç yönetimleri azalacağı yerde sadece artar.
Diğer önemli bir örnek de Kamil Abitoğlu için geçerli. Abitoğlu, Kayserispor-Beşiktaş maçında çok kötü bir yönetim gösterdi. Verdiği ve vermediği kararlarla çok tartışılan Abitoğlu, Fernandes’in ihracından önce ona yapılan faulü vermeyip bu oyuncunun ihracına zemin hazırladı. Ayrıca Kayserispor’lu Pekarik ikinci sarı karttan ihraç edilmesi gerekirken onu ihraç etmeyen Abitoğlu çok önemli hata yaptı. İşin ilginç tarafı böylesine önemli hatalar yapan ve maçın sonucuna etki eden Kamil Abitoğlu’nun bu hafta da maçı var. Bu haftanın en önemli maçlarından birisi olan Samsunspor-Fenerbahçe maçına atandı.
Atamalardaki kriter ne
Şimdi MHK’ye sormak istiyorum. Hakem atamalarındaki kriterleriniz nelerdir? Hakemlerden hata yapanlara görev veriyor olmanız onlara bir ceza mı yoksa ödül mü? Hata yapmadığı halde görev vermediğiniz hakemlerle ilgili düşünceniz ve altında yatan sebepler nelerdir?
Eğer kamuoyuna bu sebepleri mantıklı bir şekilde anlatmazsanız ki, zor görünüyor bu kaos ve tartışmaların önüne hiçbir zaman geçemezsiniz.