Futbolumuzda yaşanan şike olaylarının yarattığı ağır travmanın, hem taraftar hem de sahanın içindeki unsurların keyfini nasıl kaçırdığını ilk haftada net bir şekilde gördük. Türk futbolunun psikolojisi bozuk ve ciddi bir rehabilitasyona ihtiyacı var. Bu uzun zaman alacak bir süreç. Hiç kimse bana bu sorunun üç günde çözüleceğini söylemesin! İşte İtalya örneği, yaklaşık 5 yıldan bu yana hâlâ geri kazanımı sağlayamadılar.
Hiç de alışık olmadığımız bir şekilde, ama yaşanan olayların doğal bir sonucu olarak, tribünlerin büyük bir kısmı boştu. Ne sahada oynanan futbolun ruhu, ne de seyircinin tadı tuzu vardı. Bakın! Unutulmaması gereken en önemli konu, taraftarların futbolun velinimeti olduğudur. Onların olmadığı yerde ne güçlü bir futbol ekonomisinden ne de maçlardan aldığımız keyiften söz edebiliriz. Bu ağır tahribatı ancak sahada oynanacak futbol kalitesinin yükselmesi ve TFF'nin yeni projeleriyle aşabiliriz.
Doğru işler yapılıyor
TFF doğru işler yapmaya başladı. TFF'nin 16 yaş altındakileri ve bayanları ücretsiz olarak maçlara alma düşüncelerini destekliyorum. En azından bu yolla taraftarları tribüne çekmenin yanı sıra yeni bir taraftar profili de kazanılmış olacak. Yalnız burada TFF'ye bir önerim olacak. 16 yaş altındakilerle ilgili projelerde mutlaka Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılmalı. Çünkü oradan enteresan katkılar alınabilir.
Ödül katkı sağlar
Bunun yanında yine TFF'nin bir Fair- Play fonu oluşturarak burada öne çıkacak olanlara ciddi ödül verecek olması da futbolumuza katkı sağlar. Aslında bunlar bugüne kadar çoktan hayata geçmiş olması gereken projelerdi. Ama ne yazık ki bu konulara bundan önceki federasyonlar duyarsız kaldılar. Bu ve buna benzer projeleri üretemediler. Umursamamaları da normaldi tabi! Onların neyine Fair-Play! Yazık değil mi! Birilerinin düzeni bozulabilirdi belki! Üzülerek söylüyorum ama maalesef onlar kendi düzenleri bozulmasın diye Türk futbolunun civatalarını yerinden oynattılar.
Bünyamin Gezer, sert geçen Eskişehirspor-Beşiktaş maçında kırmızı-siyahlı oyuncu Kamara’ya sarı kartını çıkarmıştı.
FOTOĞRAF:?CENGİZ?MALGIR
İlk hafta gözlemleri
MHK lige güvendiği hakemlerle başladı. İlk hafta maçlarına baktığımızda hakemlerin de sezona tıpkı takımlarımız gibi formsuz başladığını gördük. Bence hakemlerimizin en büyük eksikliği kendi içlerinde standardı sağlayamamaları oldu. İşte size basit bir karşılaştırmalı örnek: Eskişehirspor ile Beşiktaş arasında oynanan maçta hakem Bünyamin Gezer, Queresma'nın rakibin tendonuna yaptığı harekete kırmızı kart gösteremezken, Cüneyt Çakır İsaac'i rakibine kayarak yaptığı müdahaleden dolayı direkt kırmızı kartla ihraç etti. Benzer bir pozisyonda Yunus Yıldırım, Yobo'ya rakibin bileğine yapmış olduğu hareketinden dolayı kırmızı kartını göstermedi. Şimdi bunun hangisi doğru, hangisi yanlış? MHK'na ve hakemlere soruyorum: Ne oldu 'sıfır tolerans' uygulaması? Böyle net pozisyonlarda dahi standardın yakalanamamış olması kafaları karıştırıp hakem kararlarına olan güveni azaltıyor.
Bravo Yankaya
Bana göre haftanın en başarılı performansını Özgür Yankaya gösterdi. Helal olsun Yankaya'ya! Maçta ne gördüyse onu çaldı ve doğru yorumlar yaptı. Her şeyden önemlisi hiç eyyam yapmadı.
Penaltı beklenen iki pozisyondaki yorumu ise derslikti. En çok dikkatimi çeken yönü objektif oluşu ve topu oyunda tutma arzusuydu. Ancak aynı değerlendirmeleri maçın yardımcı hakemi Cem Hanoğlu ve dördüncü hakemi Taner Gizlenci için yapamayacağım. Çünkü Melo'nun rakibine kafa attığı pozisyonu hakem arkası dönük olduğundan dolayı göremezken onların hakemin görüş alanı dışında kalan bu pozisyonu dikkatle takip edip ona bildirmeleri gerekirdi.
Hep söylediğim bir şey var; ceza ve ödül, yerinde ve adil uygulanmazsa MHK bu işi başarılı götüremez. Ver bakalım bu yardımcıyla dördüncü hakeme cezayı! Bundan sonraki ilk maçlarında bu tip pozisyonları görecekler mi görmeyecekler mi?
Fazla hata yoktu
Haftanın diğer maçlarında hakemlerin çok spesifik hataları olmadı. Ve bana göre hakemlerin tespitleri genel olarak doğruydu. Ancak bir pozisyonu vurgulamak gerekir. O da D.Ç Karabükspor-Sivasspor maçında hakem Serkan Çınar köşe vuruşu kullanıldığı esnada ceza alanı içinde oluşan karmaşada yapılan ihlali çok doğru tespit etti ve penaltıyı çaldı. Bu kararıyla Serkan Çınar hakemlerin bundan böyle ceza alanı içindeki benzer pozisyonlara müsaade etmeyeceğinin de mesajını vermiş oldu.