Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Futbol disiplin talimatının 58. maddesinin değiştirilebilmesi için belli kesimlerden beklenen salvolar gelmeye başladı bile. Bir tarafta; değişsin yoksa Türk sporu batar diyenler diğer tarafta ise; eğer değişirse asıl o zaman batar diyenler. Asıl trajikomik olan tarafı ise sporun geneli üzerinden dem vurmaları değil mi? Sanki çok düşünürler ya sporun ruhunu! Hep ona göre davranırlar hani!
Aslında önce 58.madde ne diyor ona bakmak lazım; müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. Bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir. İhlalde sorumluluğu bulunan kişi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir. Anılan yasağın hakemler tarafından ihlali halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.

Haberin Devamı

Futbol ekonomisi çöker
Değiştirilmek istenen ve en çok üzerinde tartışılan konu ise; "Müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti ve kulüplere küme düşürme cezası verilmesi" kısmı. Kısacası bu işleri yapmış olanlar varsa az bir sportif ceza ile kurtulsun ve hatta küme düşme riski de ortadan tamamen kalksın istiyorlar. Eğer küme düşme olursa takımlar ve kişiler çok zarar görür ama en çok da futbolun ekonomisi çöker ve düzenimiz de baya bir bozulur demek istiyorlar. Sanki futbolun ekonomisi ve marka değeri kalmış gibi. Ne yazık ki bazı kesimler bu değişiklik talebinde ısrarlı davranılmasının bir bakıma iddiaları da kabul etmek olduğunun farkında bile değiller. Ya da nasıl bu kadar emin olabiliyorlar ki, "sporun çökeceğinden" sorusu insanın aklına gelmiyor mu? Veya adama sormazlar mı o zaman; neden bu maddenin değişmesini bu kadar arzu ediyorsunuz diye.
Akılları sıra Türk sporunu korumak adına (!) bu açıklamaları yapıyorlar. Yani söylediklerinin aksi durumunda spor biter yerle bir olurmuş. Sevsinler sizin içinizdeki spor sevginizi! Sporu çok seviyor ve değer veriyor olsaydınız eğer, o zaman cezaların azaltılmasının yerine disiplin talimatlarının doğru ve adil uygulanmasını istemeniz gerekmez miydi? Oysa ki böyle davranarak inandırıcılığınızı kaybediyorsunuz.
Peki bu karmaşa içinde Mehmet Ali Aydınlar ne diyor? TFF Başkanı Aydınlar ; "Görevde kaldığım sürece şike ve teşvik eylemlerine karışan takımlara küme düşme cezası getiren 58. madde değişmeyecek" dedi.

Haberin Devamı

Futbola sahip çıkılmalı
Sayın Aydınlar aslında çok doğru ve olması gereken bir açıklama yaptı. Ancak asıl önemli olanın bunu söylemek değil, samimi bir şekilde Türk futbolu adına sahip çıkılması olduğunu unutmamasıdır. Aydınlar sezon başından bu yana o kadar çok şeyi söyleyip sonra değiştirdi ki hepimizin kafası karıştı doğrusu. Burada ki tutumu ne olacak gerçekten merakla bekliyorum.
Ayrıca üzülerek izlediğim gündem içinde, olaylar öyle noktalara çekilmek isteniyor ki tam bir felaket. Hatta eğer çok yakında birileri çıkıp da "Bundan sonra şikeye de hiç ceza verilmesin, ne var ki bunda canım iki takım anlaşmış arasında nasıl olsa" derse hiç ama hiç şaşırmam.
Yazık ki ne yazık! İçinde bulunduğumuz süreç maalesef adım adım çıkmaza doğru götürüyor futbolu. Evrensel değerler, emek, saygı ve etik hepsi masal olmuş! Bunun yanında futbolu bu duruma düşüren zihniyet hala körü körüne işler yapmaya ve eyyama ise olanca hızıyla devam ediyor. Eyyamın kelime anlamını herkes iyi bilir. Menfaatini kollayan demektir. 0 kadar çok var ki böylelerinden hangi birini söylesem. Futbolun menfaatini kollayanı görene ise aşk olsun!

Haberin Devamı

Son hafta başarılıydılar

Ligin ilk yarısının son haftasını hakemler başarıyla kapattılar. Bunda maçların kolay geçmesi de önemli bir etkendi. Ancak ilk yarının genelinde bir çok müsabakada maçın önüne geçen kötü hakem yönetimleri vardı. Bu hafta hakem yönetimlerinin başarılı olması hakem camiasının devre arasına daha yüksek moralle girmesini de sağlamış oldu.
Yardımcı hakemler açısından iyi bir hafta geçtiğini söyleyemeyiz. Bazı yardımcılar ben hata yapsam da nasıl olsa ağabeylerim bana maç verir mantığıyla hareket ediyor ve hata üstüne hatalar yapıyor. Bu çok yanlış bir düşünce ama bu duruma getiren de MHK’nin ta kendisi. Yardımcı hakem atamalarına dikkat etmek lazım. Öyle bir yerde hata yaparlar ve ligin altı üstüne getirirler ki kimse anlayamaz ne olduğunu.
Yunus Yıldırım çok tecrübeli bir hakem. Bana göre MHK ligin ilk yarısında ondan yeterince faydalanamadı. Kabul ediyorum kötü maçları da oldu. Ancak deneyimiyle her zaman bu ligin yükünü çekecek kapasitede bir hakem. En önemlisi de kafasında başka hesaplar yok ve gördüğünü çalıyor. Antalyaspor - Fenerbahçe maçını iyi idare etti. Maçtaki en önemli hatası maçı bitiriş şekliydi.
Özgür Yankaya gördüğünü çalarak, eyyamdan uzak ve kendinden emin maçlar yönetiyor. Galatasaray-Manisaspor maçında genel olarak oyunu iyi kontrol etti. Ancak Yiğit İncedemir’i yanlış bir kartla ihraç etmesi onun kalitesinde bir hakeme yakışmadı. Oysa ki o pozisyonda sadece bir faul vardı.
Kamil Abitoğlu’nun Trabzonspor-Orduspor maçında verdiği penaltı kararı yerindeydi. Ancak faul tespitlerinde önemli hatalar yaptı. Eğer bunlara devam edrse bundan sonra yöneteceği maçlarda başına iş alabilir.
Barış Şimşek İnönü’de oynanan Beşiktaş-Karabükspor maçını zorlanmadan başarılı bir şekilde yönetti. En önemli artısı sakin ve soğukkanlı oluşuydu. Yardımcılarıyla da uyum içindeydi.