Türkiye liglerinde ve Avrupa kupalarında uzun yıllar görev yapmış bir futbol hakemi olarak önemli bir tespitimi ve bununla ilgili önerimi paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi maçları idare eden hakem dörtlüsünün en önemli görevi oyun kurallarını doğru bir şekilde yorumlayarak maçı yönetmeleridir. Özellikle oyun alanının her yerini hatta ve hatta yedek kulübesindeki ihlalleri bile tespit etmekten sorumludurlar. Ama bazen oyuncuların kırmızı kartlık hareketlerinde yakalanamadığını görüyoruz. Hele bir de bu ihlaller maçın temsilcisinin gözünden de kaçmışsa o zaman tartışmaların ardı arkası kesilmiyor.
Tıpkı aşağıda size anlatacağım örneklerde olduğu gibi:
Galatasaray-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında Melo'nun rakibine atmış olduğu kafayı müsabaka görevlileri hariç herkes gördü. Dolayısıyla Melo da ceza almadı doğal olarak... Peki sonrasında ne oldu? O Melo ceza almadığı için oynadığı Samsunspor maçında çok da iyi bir performans göstererek önemli bir gole de imzasını attı.
Burak’ın cezası doğruydu
Diğer bir tarafta ise; Manisaspor - Trabzonspor maçının hemen bitiminden sonra Burak rakip takım taraftarlarına yaptığı hareketleri nedeniyle maçın temsilcisi tarafından rapor edilerek ceza aldı. Kim bilir belki de oynamış olsaydı Trabzonspor - İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında o da bir gol atacaktı. Ancak Burak'ın ceza alması doğru olan karardı. Çünkü Burak böyle bir ihlal yapmış ve bu da müsabaka görevlileri tarafından rapora yazılmıştı.
Peki sorarım size? Bu gerçekten adil bir durum mu? Bir tarafta ihraçlık hareket yapıp cezalandırılmayan Melo, diğer bir tarafta ise yaptığı hareketten dolayı haklı olarak rapora yazılıp cezalandırılan Burak.
TFF'ye önerim; müsabaka görevlilerinin (hakem, temsilci) gözünden kaçan ve spor ahlâkına yakışmayan bu gibi hareketlerin televizyon görüntülerinden yararlanılarak TFF Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılmalıdır. Eğer TFF Disiplin Kurulu, televizyon görüntülerinden yararlanıp Melo'ya bir ceza verseydi kamu vicdanı bu kadar yaralanır mıydı? Bence hayır...
İşlerine gelmedi
Bildiğim kadarıyla UEFA, FIFA ve önemli futbol ülkelerinde bu uygulanıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli kriter; müsabaka görevlilerinin bu pozisyonu görememiş olmalarıdır. Dolayısıyla müsabaka görevlilerinden ek bir rapor da talep edilmelidir.
Peki neden federasyonlar bugüne kadar benzer durumlarda bu yöntemi kullanmadılar? Cevabı çok kolay. Sorumluluğu kendi üstlerine almak istemediler. Kulüpleri karşılarına almak işlerine gelmezdi.
TFF Başkanı Sayın Aydınlar'ın yeni projelere açık olduğunu biliyorum. Sayın Aydınlar! Daha ligin başındayız, bence bu hatadan dönmelisiniz? Eğer bu kararı alırsanız oluşacak olan bu ve benzeri olayların da büyük bir kısmının önünü kesmiş olursunuz. Yapılacak olan çok basit. Bir karar alıp bundan sonra Süper Lig maçlarında bu gibi hareketleri yapanları televizyon görüntüsünden cezalandıracağız diyeceksiniz. Bakın bakalım o zaman bir tane oyuncu böyle bir harekete yelteniyor mu!
Kuddusi Müftüoğlu, Galatasaray - Samsunspor maçında çelişkili kararlar verdi, performansı vasatı geçemedi.
FOTOĞRAF:?MUSTAFA?ALKAÇ
İkinci hafta gözlemleri
İkinci haftada öne çıkan pozisyonlarda hakemlerin genel olarak itirazlar konusunda çok başarılı değerlendirmeleri oldu. Kondisyon açısından da sorunları olmayan hakemler, yine disiplin değerlendirmeleri ve ceza alanını içindeki hataları ile dikkati çektiler. Aynı maçta benzer hareketlere doğru kartları çıkaramadılar.
Penaltı tartışmaları
Bülent Yıldırım'ın yönetmiş olduğu Gaziantep-Fenerbahçe maçında yapmış olduğu iki önemli hatanın ikisi de ceza alanı içinde oluştu. Yine Sivasspor-Eskişehirspor maçında Barış Şimşek'in çok net bir penaltıyı atlaması ve yine hatalı bir penaltı kararı gibi. Bana göre Bülent Yıldırım ve Barış Şimşek'in en büyük sorunları yer almadaki sıkıntıları.
Disiplin uygulamaları
Disiplin kararlarında çok hata yapan Tolga Özkalfa'nın neredeyse verdiği ve vermediği kartların çoğu yanlıştı. Böyle üst seviyede maç yöneten bir hakemin bunları ayırt edememesi ilginç geldi bana. Özkalfa aynı zamanda Ankaragücü'nden Kağan'ı da direkt kırmızı kartla ihraç etmeliydi.
Yine Kuddusi Müftüoğlu'nun yönettiği Galatasaray - Samsunspor maçında da benzer hatalar oldu ve bana göre Ahmet'i oyundan atması yanlış bir karardı. Bence karar sarı olmalıydı. Biraz da Elmander'in abartılı bir şekilde kendini yere atmasına aldandı. Orada bana göre bir sarı kart da Elmander'e göstermeliydi.
Haftanın diğer maçlarındaki hakemler yönetimlerinde başarılıydılar ve dikkat çekici hatalar yapmadılar. Özelikle ligin deneyimli hakemi Aytekin Durmaz'ın Orduspor - Manisaspor maçındaki yönetimini oldukça başarılı buldum.
Siyah-beyaz hatalar
Daha ligin ikinci haftası olmasına MHK hakem ve gözlemci atamalarında ciddi hatalar yapıyor. Namoğlu siyah beyaz hata yapan hakemlere ve gözlemcilere ceza vereceğini üstüne basa basa söylemişti. Oysa ilk haftada Eskişehirspor-Beşiktaş maçını yöneten ve skandal hakem kararlarına imza atan, Quaresma'yı iki defa oyundan ihraç etmesi gerekirken ihraç etmeyen Bünyamin Gezer'e 3. haftanın zorlu maçlarından birinde görev verdi. Demek ki Gezer'i gözlemcisi Abdurrahman Arıcı çok başarılı bulmuş ki bu hafta maçı var. İlginç olan bu hafta Abdurrahman Arıcı'nın da görevi olması. MHK enteresan işler yapıyor. Şimdi soruyorum size burada ciddi bir çelişki yok mu? Bence var çünkü MHK, ya Gezer'i cezaya sokmalıydı ya da Arıcı'yı. Öyle değil mi?
Peki o zaman bunlar siyah beyaz hata değilse, siyah beyaz hata nedir? MHK'den birileri anlatsın da biz de öğrenelim.