Haftanın kapanış müsabakası olan Bursaspor-Samsunspor maçı ilginç görüntülere sahne oldu. Beş haftadır üç puanla tanışamayan Bursaspor takımı evinde oynadığı bu maça mutlak galibiyet parolasıyla çıkmıştı. Aradığı golü de maçın 42.dakikasında Sestak ile buldu. Bu pozisyonda gol pası Sestak’a Turgay’ın kolundan gelmişti. Bu temas topun kola çarpması değil bilinçli bir oynamaydı, bu net bir ihlaldi. Turgay’a ihtar, Bursaspor’un aleyhine direkt serbest vuruş verilmesi gerekirken Abitoğlu ve ekibi hatalı bir kararla golü verdi. Fakat bu karardan sonra Samsunspor yedek kulübesi ve sahadaki futbolcuların hakem ekibine şiddetli itirazları oldu. Bu itiraz ve kargaşada sakinliğini koruyan Abitoğlu, tecrübesinin yanında iletişim becerisiyle pozisyonu Turgay’a sorarak koluyla oynadığını öğrendi. Oyun tekrar başlamamış olduğundan Abitoğlu kural gereği golü iptal ederek sarı kartını gösterdi.
Turgay’ın yapmış olduğu bu davranış futbol sahalarımızda uzun süredir görmeyi beklediğimiz dürüstçe bir hareketti, kendisini kutluyorum. Genelde bu tür pozisyonlarda futbolcularımız, ifadelerini o anda maçın hakemine söylemek yerine, onu kandırarak maç sonrası mikrofonlara konuşmayı dürüstlük zannediyorlardı.
Peki ya Ertuğrul Sağlam ne yaptı? Abitoğlu Turgay’a kural gereği sarı kartını kullanırken, Sağlam ise bu dürüst oyunundan dolayı ona kırmızı kartını kullandı ve ilk yarı bitimi taktik gereği (!) oyundan aldı. Oysa iptal edilen gol sonrasında Turgay’la girmiş olduğu diyalogta jest ve mimikleri değişikliğin sebebinin hiç de taktiksel olmadığını açıklıyordu.
Turgay’a tebrik
Bir dönem bazı kesimler tarafından milli takım hocalığına da aday gösterilen Sağlam’ın, kazanmış olduğu müsabakalardan sonra sakin, olgun ve centilmen tavırlar sergilediğini hepimiz biliriz. Ancak puan kaybettiği müsabakalardan sonra zaman zaman hakemlere ve rakiplerine karşı aynı tavırları göstermediği de bir gerçek.
Sonuç olarak Turgay’ı biz tebrik ettik, kamuoyu ise takdir etti. Büyük ihtimalle de bu yılın fair play ödülünü alacak. Ertuğrul Sağlam ise bu talihsiz tutumu ile hafızalardan hiç ama hiç çıkmayacak.
Dernekte kaos kapıda
Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği’nin uzun zamandır gerçekleştirilemeyen genel kurulu perşembe günü toplanıyor. Dernek, federasyon ve MHK’ce genel olarak seçim dönemlerinde hatırlanır. Şu kesin ki bu seçim bundan önceki dönemlerden çok farklı bir psikoloji de geçecek.
Aldığım duyumlara göre ise Antalya ve İstanbul’da ikamet eden malum kişilerin (!) camiayı tamamen ele geçirme projeleri hızla devam ediyor. Bu hırs dolu, saplantılı ve sabit fikirlerin camiaya ne kadar zarar verdiği gün gibi ortada. Adı geçenlerin, yöneticilik ve dernek faaliyetleri zamanında camiayı birleştirmek yerine nasıl ayrıştırdıkları da herkesçe bilinmekte. Bu kişilerin kural sınavı sorularını sınavdan önce hakeme vermesi ve bir bayan hakeme cep telefonundan taciz mesajı atılması gibi utanç verici olayları da kayıtlarda mevcut.
Bu sebeple seçimde, Yusuf Namoğlu’na tarihi ve çok önemli bir görev düşmektedir. Kendisinden beklenen camiayı toparlayıp kutuplaşmalara son verecek bir yönetim için, subjektif değil objektif değerlendirme yapmasıdır. Kişiler adına değil camia adına taraf olmak zorundadır. Mevcut dernek yönetimini yok sayarak hareket etmesi tarihi bir hata olur. Onları da yanına alıp yola devam etmelidir. Eğer bunu yapmazsa yaşanacak büyük kaosun baş sorumlusu olur.
Süper Lig’in 11. haftasındaki Beşiktaş-Galatasaray derbisinde düdük çalan Cüneyt Çakır yönetimi ile vasatı aşamadı. FOTOĞRAF: FEHİM KAYACAN
Sonucu etkileyen kararlar
Mersin İdman Yurdu-Trabzonspor maçında yardımcı hakem Orkun Aktaş ve yine Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında da Tolga Özkalfa’nın sonucu etkileyen hataları oldu. Tolga’nın en önemli eksikliği otoritesini oyunculara kabul ettirememesi. Otoriteyi sadece kartlarını kullanarak sağlamaya çalışması onun için büyük bir eksiklik.
Cüneyt Çakır, derbideki yönetimiyle vasatın altındaydı. Bu düzeyde bir hakemin yapmaması gereken yanlış uygulama hataları oldu. Oyunun tekrar başlaması ile ilgili yapmış olduğu yorum hatasının gol olmaması onun şansıydı.
İlker Coşkun’un yönettiği Gaziantepspor-Manisaspor maçında, Manisasporlu Hüseyin Tok’un rakip kaleciye yaptığı hareketinden dolayı ihraç edilmesi gerekiyordu. İlker Coşkun’un, Olcan’ın son dakikalardaki penaltı beklentisine devam demesi ne kadar doğru ise, yapmış olduğu itiraza kart göstermemesi ise o kadar yanlıştı.
Suat Arslanboğa yine başarılıydı. Özellikle mentörü atandıktan sonraki gelişimi devam ediyor. Dolayısıyla mentör uygulamasının hakemlere ne kadar yararlı olduğunu da böylece görmüş oluyoruz.
Kamil Abitoğlu, Barış Şimşek ve Kuddusi Müftüoğlu da haftanın başarılı yönetimlerine imza attılar. Özellikle Kamil Abitoğlu’nun Bursaspor-Samsunspor maçındaki problemli pozisyonu çözmesi ders niteliğindeydi.