Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı seçimlerinde yeni göreve gelen başkan ve yönetim kurulu üyelerinin ilk işi yeni kurullarını oluşturmaktır. Bu yeni kurullar da hemen kendi ekiplerini kurup yollarına devam etmek isterler. Ancak en kötü olanı kurulların değişmesi sırasında işini başarıyla yerine getirmeye çalışan ve kimsenin adamı olmamış işinin ehli ve yıllarını bu işlerde harcamış emektar kişilerin kadro dışına çıkarılmasıdır. Asıl acı olan bu kıyımlar genelde hakem camialarında yaşanır. Yaklaşık 15-20 yıllık deneyimiyle Süper Lig kadrosuna girmeyi hak etmiş hakemlerin tasfiye edilmeye çalışılması yaşanan en büyük trajedidir.
Mahmut Özgener federasyonu ve Oğuz Sarvan MHK’si döneminde birçok hakem ortada hiçbir sebep yokken camiadan uzaklaştırıldı ve el çektirildi. Bunun sebepleri altında kendi ekiplerini oluşturma çabasının yanı sıra belirli yöneticilerin haksız yaklaşımları ile hareket ettikleri bir gerçektir. Bunu Türk futbolunun yaşadığı son olaylarda basına yansıyan diyaloglar nedeniyle anlamak çok kolay. Bazı kulüp başkanları ya da büyük(!) abilerin neler yaptıkları ve camiayı bölmek adına nasıl çaba içinde oldukları herkes tarafından görüldü.

Haberin Devamı

Keşke sendika olsaydık
Hakem derneği genel başkanı olarak başta şahsım ve yönetim kurulum olarak, bütün çabalarımıza rağmen sorunları çözmeyerek camianın bölünmesine çanak tuttular. Süreci daha da hızlandırdılar. Ben de bunun üzerine görev alamayan arkadaşlarım adına federasyona bir tepki koyarak dernek genel başkanlığından istifa ettim. Çünkü artık yapacak bir şey kalmamıştı. Dernek artık federasyon tarafından tanınmıyordu. İstediği hakeme ve gözlemciye görev verme ve terfi ettirme hakları MHK’nin elindeydi. Hatta alternatif dernek kurma çabaları bile vardı. Eğer bir sendika olmuş olsaydık tabi ki bu kadar kolay olamayacaktı bazı şeyler. Hatta birçok kez bakan düzeyinde müracaatlarımıza rağmen bunu yaptırmadılar. Çünkü gücün ellerinden gitmesini kimse istemedi. Sonuç olarak hakemliğe yıllarını vermiş olan birçok arkadaşım bu camiadan haksız yere koparıldı.

Haberin Devamı

Hatırlatma!
Buradan Sayın Yusuf Namoğlu’na bir şey hatırlatmak istiyorum. Göreve geldiği günden bu yana birçok açıklamasında camianın birlik ve bütünlük içinde olacağı mesajını verdi. Hatta görev alamayan hakemlere yeni sezonda, onları hazır hale getirip görev vereceğini bile söyledi. Bu hakem arkadaşların en çok dikkat çeken ve görev alması bekleneni sevgili Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek’ti. Hakemliğe yıllarını vermiş bu arkadaşlar, iade-i itibarlarını doğal olarak geri istemektedirler. Oğuz Sarvan döneminde sebepsiz yere hakemlik görevi verilmeyen bu arkadaşlarım il hakemi olarak hakemliğe devam etmektedir. Sizlerin verdiğiniz bu sözden ötürü de antrenman ve eğitim çalışmalarını yerine getiriyorlar haklı olarak.

Sözler tutulmalı
Sezon başından bu yana yaşanan hakem hatalarından şikayet ettik durduk ve bunun temel sebeplerinin tecrübe eksikliği ve genç hakem kadrosu olduğunu defalarca belirttik. O yüzden Namoğlu komitesinin deneyimli ve yetenekli hakemlere şiddetle ihtiyacı olduğu apaçık ortada. Sayın Namoğlu, maç alamayan bu hakem arkadaşlara hakları olan görevleri vermenin zamanı geldi geçiyor bile. Sizden beklenen, hakemliğe bunca yılını vermiş ve hakları yenmiş bu insanlara görev vermenizdir. Mağdur edilmiş olan dernek yönetimi, hakemlik ve gözlemcilikten uzaklaştırılan herkesi kucaklamanızdır. Eğer bunu yaparsanız hakemleri camiaya yararlı olacak şekilde yeniden kazanmış olursunuz. Her şeyden önemlisi emeklerine saygı duymuş olursunuz. Eğer vermiş olduğunuz sözünüzü tutmazsanız camianın birlik ve beraberliğine zarar verirsiniz. Benden söylemesi...

Haberin Devamı

Emeğe saygı

Bu hafta genel yönetiminde başarılı olan Cüneyt Çakır, buna rağmen kart ve faul uygulamalarında beklenen performansından uzaktı.

Yardımcılar damga vurdu
Sonuca etki eden hakem hatalarının fazla yaşanmadığı bu haftada yardımcı hakemler yanlış bayraklarıyla haftaya damgasını vurdu. Sivaspor - Fenerbahçe maçında Sivasspor’un attığı ilk gol net olarak ofsayttı. Bahattin Duran bu hatasıyla oyunun sonucuna etki etti.
Yine Gençlerbirliği - Beşiktaş maçında İsmail Şencan, Egemen’e öyle bir ofsayt bayrağı çekti ki evlere şenlikti. Egemen 1 metre geriden geliyordu ve devam ettirse kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Aslında yardımcı hakem için kolay olan bu pozisyonda çok ciddi bir hata yaparak Beşiktaş’ın bariz bir gol atma şansını engellemiş oldu ve sonuca etki etti.

Hatalı ofsayt bayrakları
Yine diğer maçlarda Bülent Gökçü, Ali Saygın Ögel ve Serdar Akçer de yanlış ofsayt değerlendirmeleri ve hatalarıyla saç baş yoldurttular.
Bunların yanısıra başarılı olan yardımcı hakem kararlarını anmazsak haksızlık etmiş oluruz. Örneğin Trabzonspor-Kayserispor maçında, Cem Satman, Trabzon’un attığı ilk golde mükemmel bir aktif -pasif yorumu yaparak oyuna katkı sağladı. Aynı maçta çizgiyi geçti-geçmedi tartışmalarının olduğu pozisyonda Baki Tuncay Akkın’ı eleştirmek doğru olmaz. Çünkü serbest vuruşta son adam hizasında olduğu için kale çizgisine inmesi imkansızdı. Bu pozisyon hem Trabzonspor hem de yardımcı hakem için şanssızlıktı. Burak’ın attığı goldeki devam kararı ise mükemmeldi.

Sezertam’a tam not
Yine İ.B.Belediye-Bursaspor maçında Erdinç Sezertam’ın topun çizgiyi geçip geçmediği ile ilgili üst üste gelişen iki pozisyonda, kale çizgisi hizasında olmamasına rağmen fal açmayıp doğru yardımlar yapması tecrübesine yakışan uygulamalardı.
Hakemler açısından genelde iyi geçen haftada Fırat Aydınus ve Halis Özkahya başarılı yönetimleriyle göz doldurdular. En önemli özellikleri maça iyi konsantre olmaları ve fizik kondisyon olarak yüksek tempoya ayak uydurmaları. Yankaya ve Cüneyt Çakır da genel olarak iyiydiler ancak faul ve kart yorumlarında her zamanki performanslarından uzaktılar. Özellikle Özgür Yankaya basit müdahaleleri devam ettirmek yerine, faul kararı vererek oyunun temposunu düşürdü.