Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir futbol federasyonu genel kurulu daha tamamlandı. Yeni başkan olarak seçilen sayın Yıldırım Demirören ve yönetimi önemli bir destekle iş başına geldiler.
Bilindiği üzere genel kurul tek adaylı olarak yapıldı. Kulüplerin ve delegelerin bir çoğunun desteğini alan yeni liste oluşturulurken, delegeler arasında ciddi bir mutabakatta vardı. Buraya kadar çok güzeldi her şey ancak unutulmaması gereken bir şey var ki; o da Türk futbolunun içinde bulunduğu zor günlerdi.
Yeni yönetimin futbolu başarıyla yöneteceğine inandıklarını ve desteklediklerini söyleyenlerin yüzlerinde bir umut ve mutluluk vardı. Artık futbolun sorunları kolayca çözülecek ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Ancak gelgelelim öbür tarafa kazın ayağı hiçte öyle kolay görünmüyor. Çünkü futbolumuzun sorunları öyle bir iki günde çözülecek ve kolay aşılacak durumda değil. Çözülmesi gereken sorunlar o kadar çok ve büyük ki, neredeyse Türk futbolunun bugüne kadar hiç yaşamadığı kadar.

Haberin Devamı

Bu filmi görmüştük
Dünkü genel kurulda en dikkat çeken şey ise bütün delegelerin (bir iki istisna hariç) yüzü gülüyor ve herkes birbirini sarıp sarmalıyordu. Elbette bundan sonraki süreçlerde de bunun böyle devam etmesi gerekir. Fakat biz bu filmi daha önce çok seyrettiğimiz için bu o kadar kolay olmayacak gibi. Çünkü federasyon kararları almaya başladığında birilerinin canı yanacak ve onlar da bağırmaya başlayacaktır.
İşte zurnanın zırt dediği yerde burasıdır zaten. Kulüpler ve delegeler genel kuruldaki gibi verdikleri desteği devam ettirip futbolun evrensel değerlerine sahip çıksalar aslında sorun da kendiliğinden çözülecektir. Bugüne kadar yapılamayan da bu oldu zaten. Bu yönetime koşulsuz destek verdiğini söyleyen kulüpler yarın işler, kurallar ve talimatlar gereği aleyhlerine döndüğünde de alınan kararlara saygı duyabilmelidirler.
Biz desteğimizi ve oyumuzu verdik, onlar da bu işi adam gibi yapsınlar demekle olmuyor sadece. Futbolu korumak ve sahip çıkmak genel kurul delegelerinin her koşulda ve sürekli sorumluluğu altındadır. Verdim yetkiyi ne yaparlarsa yapsınlar demek değildir mesele.

Haberin Devamı

Maçı tamamlayamadılar
Daha önce göreve gelmiş olan yönetimlerin bir çoğu, birilerine şirin görünme amacıyla ödünler vererek hataların en büyüğünü yaptı. Oyunun kuralından çok duygularını ve menfaatlerini ön plana çıkardılar hep. Oyunun kontrolünü de, otoriteyi de başkaları kurdu hep. İşte o yüzdendir başkanların çoğunun maçın doksan dakikasını sağlıklı bir şekilde tamamlayamadan kaçışı.
Bu oyunun elbette bir kuralı var ve yönetimler de onu uygulamak için göreve geliyorlar. Unutmamalıyız ki, Türk futbolunun başına bugüne kadar ne geldiyse bunların doğru ve etkin bir şekilde uygulanamamasından, yani daha doğrusu eyyamdan geldi. Bazen dere geçilirken at değiştirildi bazen de adamına göre değerlendirildi olaylar.
Kesin olan bir şey var ki; o da, sayın Yıldırım Demirören ve yönetiminin, kimsenin kolaylıkla cesaret edemeyeceği bir gömleği üzerlerine giymiş olmalarıdır. Kamuoyu ise onlardan; Türk futbolunun geleceği ile ilgili önemli kararları alırken de bu cesaret ve adalet duygusunu görmek isteyecektir.

Haberin Devamı

Cesaret ve adalet gerek

Dün yapılan oylamada Yıldırım Demirören, 41. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı seçilmeyi başardı ve gelecekle ilgili planlarını aktardı.

Gözlemcileri MHK değil, başka bir kurul atamalı
Düşünebiliyor musunuz? Hakemi maçlara atayan kurul aynı zamanda maçların gözlemcisini de kendisi veriyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yani minareyi çalan kılıfını hazırlarmış misali...
Kendi atadığı hakemin başarısız görünmesini ister mi hiç MHK? Elbette istemez...
O nedenledir ki; hakemine ve maçına göre gözlemciler atamaya devam ediyorlar. Yani hakem başarısız maç yönetmiş olsa bile ’işte efendim gözlemci raporu, bakın hakem başarılı yönetti’ diyerek işin içinden çıkıyorlar. O yüzden gözlemcileri maça, hakemi de atayan bir kurul değil başka ve bağımsız bir kurul atamalıdır.
Bu sistemin yürümediği açıkça ortadır. Ayrıca sezon başında başarısız hakeme yüksek not veren veya hatalı rapor yazan gözlemcileri uyarıp gerekirse onlara ceza vereceğiz diyen MHK, bugüne kadar hangi gözlemciye ne ceza verdi doğrusu kamuoyu merak etmektedir. MHK bunları da açıklamalıdır. Ya da en azından hakemlerin çok kötü yönettiği maçlardaki hakem raporlarında neler yazmaktadır bunları paylaşmalıdır kamuoyuyla. Paylaşmalıdır ki, kamuoyu da skandal maç yöneten hakemlerin bazılarının gözlemcilerinden nasıl ‘başarılı maç yönetti’ notunu aldıklarını öğrenmelidir.
Gözlemciler arasında da ciddi bir revizyona ihtiyaç var. Hep söylerim maçlara atanan bazı gözlemcilere gözlemci gerektiğini. Çünkü bu tip gözlemciler için o maçın başarılı yönetilmesi değil o hakemin düşük not almaması önemlidir.