14.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray, derbi zaferinin ardından Hatayspor karşısında da hata yapmadı. Sarı-kırmızılılar, aldığı galibiyetle zirve yolunda önemli bir virajı daha geçmeyi başardı. Galatasaray'ın futbolunu spor yazarları değerlendirdi. Milliyet Gazetesi yazarı Şansal Büyüka'nın benzetmesi dikkatlerden kaçmadı.
İşte Galatasaray - Hatayspor maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
GALATASARAY LİDERLİĞİ BIRAKMAZ / OSMAN ŞENHER
Doğruyu konuşmak lazım... Galatasaray öyle bir yola girdi ki, taraftarı, futbolcusu, teknik direktörü, yöneticisi müthiş bir bütünleşme var. Tribünlerin baskısı bütün futbolcuların sorumluluklarını artırıyor. Hepsi de bunun farkında.
Hatayspor karşısında bakıyorum; kötü oynayan, mücadele etmeyen bir tek futbolcu yok. Tamamı sahada resmen rakipleriyle kavga ediyorlar. Maçın daha zor geçeceğini düşünüyordum ama erken gelen gol bir anda takımın havasını değiştirdi. Daha sonra peş peşe iki gol iyice takımı rahatlattı.
İkinci yarıya Cim-Bom rölantide başladı. Daha doğrusu şimdiden salı günü oynayacakları Alanyaspor maçının havasına girdi. Gerçekten defansa bakıyorsun Nelsson, Abdülkerim... Arkalarında ligdeki en iyi kaleci Muslera var. Nitekim dün de iki muhteşem kurtarış yaptı. Orta sahada Oliveira, Torreira, biraz önlerinde Mata birbirinden kaliteli futbolcular. Oyuna ağırlıklarını koyuyorlar. İlk yarı Mata çok top kaybetti buna rağmen tecrübesiyle iki gol attı.
Icardi gol atamadı ama gol attırdı. Bir pas veriyor, rakipten üç isim oyundan düşüyor. Arjantinli yıldızı seyretmek gerçekten büyük bir keyif. Sacha Boey’de en ufak bir düşme, yorulma yok. İki maçtır sol bekte oynayan Dubois de hücuma çıkıyor, Boey gibi olmasa da yine de çok etkili.
Barış Alper’in fizik gücüne, yüreğini sahaya koymasına, rakibe yaptığı baskıya saygı duyuyorum. Bu çabuklukla son vuruşlarda biraz etkili olsa her maç en az iki gol atar. Kendini biraz daha geliştirmesi lazım. Kerem ilk golü atmasına rağmen son vuruşlarda iyi bir gününde değildi. Hadi buna da yorgunluk diyelim.
Okan hoca 70. dakikada Kerem’i, Barış Alper’i, Oliveira’yı ve Mata’yı oyundan aldı. Yerlerine Berkan, Yunus, Rashica ve Gomis girdi. Takımın düşen temposu bir anda arttı ve Gomis ile dördüncü golü de buldular. Hoca öyle bir sistem kurmuş ki giren, çıkan fark etmiyor. Sonradan girenler de savaşıyor, ilk 11’de sahaya çıkanlar da savaşıyor, oyundan düşmüyorlar.
Maçın skoru 4-0 sizi aldatmasın. Karşılaşma 7 veya 8 farklı olabilirdi. Konuk ekip de 2 gol atabilirdi. Stada gelenler gerçekten çok keyifli bir müsabaka seyrettiler. Mücadelenin hakemi de ufak tefek hatalar yapsa da, bunlar masum hatalardı, art niyetli değildi. Hakem futbolcularla dalaşmadı, maçın önüne geçmedi. Bravo Kadir Sağlam’a!
Hatayspor’a gelince... Defansı çok aksıyor. Diyebilirsiniz ki Galatasaray’ın forvetinde çok çabuk, tekniği iyi futbolcular var. Ama her maç Hatay savunması bu hataları yapıyor. Forveti de son vuruşlarda çok başarısız. Volkan Demirel’in işi oldukça zor.
KİM TUTAR SENİ / ŞANSAL BÜYÜKA
Galatasaray haklı olarak havalı - civalı - fiyakalı bir başlangıç yaptı… Üstelik zirve yapmış özgüveni ile… Galatasaray‘da tribünlerden başlayarak sahaya kadar yayılan “Fenerbahçe morali“ her dakika, her saniye çok ciddi anlamda hissedildi…
Bu maçta özellikle ilk yarıda şunu gördük; İcardi, sadece gol atan bir merkez santrfor olmanın yanında, hücum bölgesini müthiş organize etti… Çok etkili servisler yaptı…
En önemlisi artık Kerem Aktürkoğlu tam Kerem gibi, alıştığımız gibi oynamaya başladı… Çok hareketli, çok çabuk ve gole yakın oyunu ile her pozisyonun içinde vardı…
Kerem‘in attığı başlangıç golü, tam bir ustalık işiydi… Kaleci Erce‘nin üstüne vurmak yerine, kafayı kaldırdı, topu aşırtma ve akıllı bir vuruş yapıp Hatay ağlarına gönderdi…
Erce‘nin yediği bu golde, Hatay kalecisinde kusur aramak yerine, Kerem‘in ustalığını alkışlamak gerekir… Ancak Erce ikinci golde hata, üçüncü golde asist yaptı…
Elbette Mata… Uzatmanın son iki dakikasına kadar asla etkili değildi… Ama ilk yarının son dakikasına, yani bir dakikaya sığdırdığı iki gol, çok yakın mesafeden dışarı attığı top “tehlike nerede, Mata orada“ dedirtti…
Hep atandan tutandan konuşmayalım… Sergio Oliveira orta alanda hücumları müthiş organize etti… Atakların yönünü son derece etkili değiştirdi… Hatay’ın pasla çıkmaya çalışırken, kaptırdığı toplar, Galatasaray‘ın sıkça pozisyona girmesine katkı sağladı… Hatay iyi kapanamadı… Pasla çıkayım derken, “komik“ hatalar yaptı… Bir - iki kontratak denedi, El Kaabi‘nin bir hücumunu kaleci Muslera karşıladı, hepsi o…
Sanki ilk yarıda önce Nelsson‘a, sonra Bertuğ‘a yapılan birer penaltı vardı… Kadir Sağlam oynattı… Galatasaray ilk yarı bittiğinde rakip ceza alanı içinde tam 43 kez topla buluştu ve 2016-17‘den bu yana bunu ilk defa başardı...
İkinci yarının başlangıcı El Kaabi ile kaleci Muslera‘yı bir daha karşı karşıya bıraktı… Bu pozisyondan da çoğu pozisyonda olduğu gibi gene Muslera galip çıktı… Galatasaray’ın maç bitine kadar etkili ama bir antrenman rahatlığında ve son derece organize görüntüsü devam etti… Giren-çıkan bu görüntü netliğini hiç kaybetmedi…
Bu liderlik konuşulurken ve kutlanırken “Baba Gomis“in hakkını verelim… Attığı 8 golle, Galatasaray‘ın zirve yürüyüşünde “rehberlik“ yapan, yol gösteren çok önemli bir- iki futbolcudan biriydi...
Galatasaray sıkıntılı geçen başlangıç haftalarından sonra özellikle son iki maçtır “üst düzey“ futbol oynadı… Tazı gibi çabuk adamları, bir dokunuşuyla skoru değiştirecek ustalarıyla lige ve zirveye ciddi anlamda ağırlığını koydu…
Biri Fenerbahçe son iki maçta atılan 7 gol, toplanan 6 puan, yakalanan özgüven, iyice ortaya çıkan “hız ve kalite“ farkı ile Galatasaray’ı tutmak ve yakalamak çok kolay olmayacak...