08.02.2022 - 09:23 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Divan Kurulu toplantısında, “Kadro mühendisliğinde yanlışlar yaptık” dedi. Bir yöneticinin yanlışını kabul etmesi, ilk doğru adımını atması anlamına gelir. Ama bu birinci yıl değil, ikinci yıl değil... Dördüncü sezona giriliyor, kadro mühendisliğindeki yanlış itiraf ediliyor ama ilk doğru adım bir türlü atılamıyor.
- Fenerbahçe bu kadar sıkça “kriz hocaları-nöbetçi hocalarla” yönetilemez. Futbolcular hocanın birkaç maçlık ya da birkaç aylık olduğunu herkesten iyi biliyorlar, dikkate bile almıyorlar.
-Fenerbahçe’ye gelen bir oyuncu, ne kadar parlak bir süreçten gelirse gelsin, niye sürekli hep geriye gidiyor? Fenerbahçe aldığı bir oyuncuyu niye ileri taşıyamıyor? Hadi ondan vazgeçtim, mevcut halini niye koruyamıyor?
-Fenerbahçe, otoritesi tartışılmaz bir hoca ile anlaşmak zorunda... Emekliliğe dayanmış değil, genç, hırslı, takım üstünde otorite kuracak, sahadaki oyuna imzasını atacak, futbolcuları hizaya sokacak ve dediğini yaptıracak bir hocaya...
-Fenerbahçe’yi ikinci sınıf kaleciler, üçüncü sınıf golcüler temsil edemez. O büyüklüğü taşıyamaz. Fenerbahçe’nin şampiyon olabilmesi için süper bir kaleciye, biri mutlaka 25 gol ortalamasını bulacak çok iyi iki santrfora ihtiyacı var. Kanatsız kuşlar gibi çırpınan santrforlarla ancak bu kadar olur.
Her yer karanlık
- Sivassporlu Yatabare’nin kırmızı kartı süper doğru... Gaziantep lehine verilen penaltı yanlış...
- Fenerbahçeli Crespo, “Geleceğe bakıyoruz” dedi. Bak da, “Her yer karanlık”, ne görüyorsun?
- Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Aykut Kocaman”ı ben kovmadım” dedi. Aykut Hoca kendi kendine mi gitti?
Ya verin ya susun
Güncelliğini biraz yitirdi ama yazmaya değer... Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Habertürk’te Fatih Altaylı’ya verdiği röportajda, “Hangi oyuncuyla, hangi menajerle görüşülmüş, biz transferin tamamının evraklarını Denetleme Kurulu’na teslim ettik” dedi. O zaman camia içindeki bu kadar ağır iddialara ve suçlamalara gerek yok. Transferde usulsüzlük, çalma, çırpma olduğunu düşünen varsa; bildiklerini, belgelerini götürüp Denetleme Kurulu’na versin. Ya da sussun.
İstanbul, İstanbul olalı...
F.Bahçe ile Beşiktaş 20’şer puan geride...
G.Saray çok uzaklarda, 29 puan geride...
İstanbul, İstanbul olalı, böyle eziyet yaşamadı.
İstanbul, İstanbul olalı böyle nal toplamadı.
Kaderinizi siz belirleyeceksiniz
Abdullah Avcı’nın henüz Başakşehir yıllarıydı. Ara ara Başakşehir Stadı’na giderdim. Kamp yeri orada, kulüp idari binası orada... Göksel Başkan’la sohbet eder, futbolcuların 7 yıldızlı kamp yemeğinden yerdik.Abdullah Avcı’nın henüz Başakşehir yıllarıydı. .Başkan’la bu sohbetlere bazen Abdullah Hoca da katılır ve çoğu zaman “Ben İzmir’e gidiyorum” diye yanımızdan erken ayrılırdı. Bir-iki-üç, merak ettim, bir gün hocaya, “Nedir Allah aşkına bu İzmir aşkı Hocam” diye sordum. “Ağabey” dedi, “Altınordu’da Cengiz Ünder diye bir genç var, onu izliyorum.” Gördük o Cengiz Ünder’i... Abdullah Hoca’nın elinde önce milli, sonra Avrupa’nın aranan oyuncusu, hatta yıldızı oldu. Şimdi Trabzonspor’un devre arası aldığı gençlere; Enislere, Tahalara, Batuhanlara, Keremlere diyorum ki; “Türkiye’nin en köklü, en büyüklerinden biri olan, gençlere en fazla kucak açıp şans veren kulübüne gittiniz. Başınızda Abdullah Avcı gibi bir başöğretmen var. Böylesi her kula nasip olmaz. Bundan sonrası tamamen size ait...”Ya hızla yürüyeceksiniz ya da hızla düşeceksiniz. Kaderinizi, yaşamınızı, futbolculuk kariyerinizi sadece siz belirleyeceksiniz. Umarım yanlış tercih kullanmazsınız.
Galatasaray’ın buna hakkı yok
Galatasaray kötü oynar, kabul...
Galatasaray kaybeder, kabul...
Ama; koca Galatasaray takımı;
İkinci yarıda rakip ceza alanına girmeden...
Doğru dürüst tek şut atmadan maç bitirir mi?
Galatasaray maçta koşmadığı kadar,
“Sıradan takım” olmak için koşuyor.
Buna hakkı yok.
Kendi çöplüğünde öten horoz gibi
Gaziantep, “kendi çöplüğünde öten horoz” gibi... 11 maçta, 9 galibiyet, iki beraberliği var. Giresun’la 1-1, Beşiktaş’la 0-0 biten maçlar dışında Başakşehir, Fenerbahçe dahil, her takımı mağlup etti. Kendi sahasında henüz bileği bükülmedi. 29 puan topladı, 26 gol attı, 9 gol yedi. Bu hafta da Sivas’ı 5 golle uğurlayıp göz kamaştıran bir galibiyet aldı.Gaziantep, “kendi çöplüğünde öten horoz” gibi... 11 maçta, 9 galibiyet, iki beraberliği var. Giresun’la 1-1, Beşiktaş’la 0-0 biten maçlar dışında Başakşehir, Fenerbahçe dahil, her takımı mağlup etti. Kendi sahasında henüz bileği bükülmedi. 29 puan topladı, 26 gol attı, 9 gol yedi. Bu hafta da Sivas’ı 5 golle uğurlayıp göz kamaştıran bir galibiyet aldı.
Tabelada onun adı var
Trabzonspor’un 1-0 kazandığı maçta, Kasımpaşa abartısız üç gömlek daha iyi oynadı. Görsellik, oyun becerisi, atak zenginliği, pozisyon bolluğu, kaleye atılan şutlar, kullanılan kornerler, tamamında belirli bir Kasımpaşa üstünlüğü vardı. Ama hepsi bir yere kadar, gerisi hikâye... Tabela ne yazıyorsa o... O tabelada da Trabzonspor’un adı var.
Ağaoğlu’na katılıyorum
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, “Şampiyonluk ile bitecek bir yarış bizim için son değil, yeni bir başlangıç olacak” dedi. Bu açıklamaya kesin katılıyorum. Trabzonspor bu kadar iyi, İstanbul’un üç büyükleri bu kadar kötü olursa, Trabzonspor çok uzun yıllar sonra, yeni bir şampiyonluklar serisine başlayabilir.
Alkışlanan goller
-Furkan (Gaziantep)
- Edin Visça (Trabzon)
- Bytyqi (Konyaspor)
- Falette (Hatay)
- Thaicano (Altay)
- Bjamason (Adana Demir)
Kulüplere öğütler
-Başka yerlerden ağır hakaretler yer, sesiniz çıkmazken, yayıncının en ufak bir eleştirisine, “Biz iş ortağıyız” diye karşı koyarsanız, yayıncının yanlışlarına her defasında “Decoderleri bırakın” diye kampanya yaparsanız.n Başka yerlerden ağır hakaretler yer, sesiniz çıkmazken, yayıncının en ufak bir eleştirisine, “Biz iş ortağıyız” diye karşı koyarsanız, yayıncının yanlışlarına her defasında “Decoderleri bırakın” diye kampanya yaparsanız.
-Yayıncıya özel röportajlar vermez, hocalarınızın, futbolcularınız röportajlarına yasak koyarsanız, kulübün kapılarını, izin verdiği ölçüde yayıncıya açmaz, destek olmazsanız...n Her maç sonrası, her koşulda sadece hakem konuşup, kavgaya tutuşup, kendi yanlışlarınızı görmez, özeleştiri yapmaz, futbolu yüceltmeyi unutursanız...
- Rakibe, futbola ve sonuca asla saygı duymazsanız.
-Süper Lig’de yüzde 200 gibi korkunç bir orana yükselen “Kaçak izleyici” konusunda samimi bir çaba ortaya koymaz, hatta kılınızı kıpırdatmazsanız...
-Başta başkan ve hocalar olarak; yerde yatmayı marifet edinen, yatınca kalkmak bilmeyen, sahteciliği alışkanlık haline getiren oyuncularınıza gereken uyarıları yapmaz ve gerçekçi, caydırıcı önlemleri almazsanız...
-Dünya para verip yaptığınız transferlerin çoğunda karavana atarsanız...
-Avrupa futbolunun bu kadar gerisinde kalır, Edirne’den öteye nal toplamaya başlarsanız...
-Bir anlamda ısrarla bindiğiniz dalı kesmeye kalkarsanız...Olacağı budur; 1 milyar dolar bekliyoruz diye başlayan yayın ihalesi hayalleri, 200-250 milyon dolarlara düşer.
-Bunun adına ne derseniz deyin: Kendi düşen ağlamaz. Kendim ettim, kendim buldum. Kimsede suç, ya da suçlu aramayın; ektiğinizi biçiyorsunuz.
Yılmaz ciddi katkı sağlar
Fenerbahçe’nin nisan ayında yapılacak Divan Kurulu kongresinde, Sait Yılmaz başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Sait Yılmaz Trabzonlu ama çok uzun yıllardır Fenerbahçe genel kurul üyesi... Geride kalan yıllarda hiçbir grubun, hiçbir başkanın adamı olmadı. Sait Yılmaz seçilir seçilmez, elbette onu Divan Kurulu üyeleri bilir. Ancak Sait Yılmaz; dinamik, toplumcu, sosyal ve müthiş aktif kişiliği ile Fenerbahçe’ye ciddi katkı sağlar.