Yeni yüzyılın 19. senesindeyiz... Bu yeni yüzyılın en kötü, en çaresiz, en sıradan kadrosu karşında... Kadıköy’de son galibiyetini eski yüzyılın son yılında almışsın... Yeni yüzyılda daha galibiyetin yok... Üstelik bu bitik, çaresiz, yetersiz Fenerbahçe ilk yarının son dakikasında bir eksik kaldı... Sen ikinci yarıda öne geçtin, buna rağmen kazanamadın. İnsaf...
Bu maçı kazanamazsan, nasıl şampiyon olacaksın, tarihi nasıl değiştireceksin... Fenerbahçe maçın ilk otuz dakikasında sahanın mutlak hakimiydi... Buna rağmen ne yaptı derseniz, en ufak birşey yapmadı, tehlike yaratamadı, pozisyona giremedi... Yaptığı tek şey, Galatasaray’ı kalesine yaklaştırmadı... İlk yarının son onbeş dakikasında Galatasaray sazı eline aldı. Ne yaptı derseniz, Galatasaray da birşey yapmadı. Ama en azından Hasan Ali’yi oyundan attırdı. Çaresiz Fenerbahçe’ye vurulabilecek en büyük darbeydi bu... Onu bile kullanamadı Galatasaray.
Kırmızı kartta hakem Ali Palabıyık bana göre haklıydı. Ancak kırmızı karta karşı olanlar Diagne‘nin topu henüz kontrol etmediğini ve kaleci Harun‘un topa yakın olduğunu ileri sürdüler. Bu tartışma sürer gider, anlayacağınız bu pilav daha çok su kaldırır.
İkinci yarıda doğal olarak Fenerbahçe çekildi, Galatasaray baskıyı ele aldı. Baktığınızda direkten dönen şut dışında Galatasaray da fazla bir etkinlik gösteremedi. Diagne hiç yoktu, tıpkı Soldado‘nun olmadığı gibi. Galatasaray golünde, kaleye armut gibi süzülen topu kaleci Harun almalı, en azından yumrukla uzaklaştırmalıydı. Hem Moses seyretti, hem de kaleci Harun. Fenerbahçe golünde Feghouli‘ye faul var mıydı. Bana göre vardı. Ama VAR “yok“ dedi... Hakimin verdiği kararın temyizi var, VAR’ın verdiği kararın temyizi yok. VAR buna nasıl faul demedi, açıkcası şaşırdım...
Galatasaray orta sahası eski gücünün çok uzağında. Fatih Hoca‘nın ikinci yarıya sarı kartlı Belhanda‘yı çıkararak Emre Akbaba ile başlaması doğruydu. Ama Emre etkili olamadı. Ne olursa olsun, koca Galatasaray’sın. 1-0 öndesin, rakibin bir eksik... Yeme kardeşim yeme. Tarihi bu maçta değiştiremezsen ne zaman değiştireceksin… Şampiyonluk için bu maçta dev bir adım atamazsan ne zaman atacaksın… Maç berabere bitti ama kim kaybetti derseniz ben Galatasaray derim... Galatasaray şampiyonluk yarışı yaparken, arkasından gelen ve artık nefesini hissettirmeye başlayan Beşiktaş’ı unutmasın… Şampiyonluk kovalarken, üçüncülüğe düşmesin. Fenerbahçe’nin bunca sıkıntıya ve eksiğe rağmen direnişini görünce rahmetli üstad İslam Çupi’nin Fenerbahçe‘nin büyüklüğünü anlatan yazısı aklıma geldi. Bu görüntü Fenerbahçe‘nin büyüklüğüne elbette yakışmıyor.. Ama bu büyüklük olmasa, bu şartlarda Fenerbahçe, bu Galatasaray karşısında, bu şartlarda direnemezdi...