Fenerbahçe’nin hocası Ersun Yanal, 27. haftada lig tarihinin en büyük puan farkını yakaladı. Ben Yanal’ın bu ülkede hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. Elbette bu başarının mimarı futbolcular ama, lideri asla göz ardı edemezsin. Yiğidin hakkı Yanal’a teslim edilmeli
Her hafta Türk futbolunun röntgenini çeken ustamız Şansal Büyüka’nın, akıcı üslubuyla verdiği yanıtları siz değerli okuyucularımıza aktarmanın, paylaşmanın, keyfini yaşıyoruz. Söyleşilerimizde kantarın ibresini eşit tutuyor, tarafsızlık ilkesinden hareket ediyor, doğruları, futboldaki hataları masaya yatırıyoruz Usta’yla...
Futbolumuzun doğal olarak birinci maddesi lig şampiyonluğu... Fenerbahçe, iki ezeli rakibi Galatasaray ve Beşiktaş’a bir maç eksiğiyle (Trabzon karşısında hükmen kazanacağını da varsayarak) 13 puan gibi bir fark attı. Yani, ligin bitimine 7 hafta kala makası bir hayli açtı.
Usta’nın deyimiyle, “Fenerbahçe zirvede tek başına”...
Ölümcül kaza olmaz
İkinci yarının derbisi ise pazar günü Aslantepe’de oynanacak. Usta’ya bu maçı, derbiden çıkacak skorun şampiyonluğu etkileyip, etkilemeyeceğini soruyoruz:
“Fenerbahçe’nin oynayacağı iki derbi maçın sonucunun şampiyonluğu etkileyeceğini düşünmüyorum. Ama ikinciliği ciddi şekilde etkiler. Kabul edelim ki, Fenerbahçe zirvede tek başına... Bu saatten sonra yol kazası olmaz. Olsa bile ufak sıyrıklarla atlatır, ölümcül bir kaza yapmaz.”
Şansal Ağabey’den, Ersun Yanal ile Aykut Kocaman’ı kantara koymasını istedik, kimin daha ağır bastığını sorduk:
* “Sevgili Bilal, Ersun Hoca ile Aykut Kocaman’ı kıyaslamak çok gerçekçi olmaz. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Aykut hoca, kontrollü, daha fazla pasa dayalı ama temposu nispeten yavaş futbol oynatırdı. Ersun Hoca, hızlı, tempolu, coşkulu futbol oynatmaya çalışıyor. Kocaman, Başkan’ın tutuklu, yönetimin çil yavrusu gibi dağıldığı 3 Temmuz sürecinde bu kulübe hem başkanlık, hem yöneticilik, hem hocalık yaptı. Böyle bir ortamda, şampiyonluğu play-off ‘ta kılpayı kaçırdı. Son iki yılda, son iki yılın çok kötü şartlarında iki ikinciliği var.
Ersun Hoca dersen, 27. haftada ligde tarihinin en büyük puan farkını yakaladı. Ben Ersun Yanal’ın bu ülkede hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. Elbette bu başarının mimarı futbolcular ama, lideri asla göz ardı edemezsin. Yiğidin hakkı Yanal’a? Başarı ayrıntıda gizlidir demişler ya; unutmayalım, ligin başında Sow “oynamıyorum” diye mırın kırın ediyordu. Ersun hoca, Sow’un önce fizik kalitesini yükseltti, sonra klasik bir golcüden, hücumcudan iyi bir kenar adamı yarattı . Bugün Sow hücuma verdiği katkı kadar, Caner ‘in önünde savunmaya da katkı veriyor. Bu gerçek bir hoca başarısıdır.”
Hazır, liderden konu açılmışken, Salih Uçan’ı sormadan geçmek olmaz. Kiraya mı verilmeli, yoksa kalmalı mı ağabey?
* “Fenerbahçe, Salih’i kiralık vermez. Böyle bir niyeti olsa devre arasında 10 milyon eurodan fazla para sayan Roma’ya verirdi. Salih’in kalitesine, yaratıcılığına zaten laf eden yok, takdir eden var. Ancak fizik gücündeki kaliteyi de, futbolcu kimliğine eklemeli. Bu konuda eskiye oranla iyi, ama henüz yeterli düzeyde değil . Nitekim Bursa maçında ilk yarıda olağanüstü işler yaptı, ikinci devrede düştü. Ersun Hoca’nın Salih için önemli bir şans olduğunu düşünüyorum. Unutulmasın, Selçuk İnanlar, Ardalar, Caner Erkinler, gençlik yıllarını Yanal’ın yanında geçirdiler.”
Toplum lider
Fenerbahçe’nin bugünkü başarısında, futbolcu ve teknik adamların yanı sıra Başkan Aziz Yıldırım’ın katkısını unutmak, ayıp olur. Fenerbahçe, adım adım şampiyonluğa koşuyor, hatta oldu da diyebiliriz. Başkanın katkısı ne kadardır ağabey?
* “Aziz Yıldırım’ın şampiyonluktaki payı” diye sorduğuna göre, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu ilan etmiş gibisin Bilal . Ama söylediğin doğru. Fenerbahçe için sadece rakamlar “şampiyon” demiyor. Rakipleri bile bunu kabul ediyor . Aziz Yıldırım değişik bir başkan... Sadece başkan değil, bir başkandan fazlası... Seveni taparcasına seviyor, kızanı nefret edercesine kızıyor. Gri bölgesi yok. Ya ‘evet’ der, ya ‘hayır’. Öfkesinin ‘dağ gibi’ kabardığı da olur, sakin denizlere de döner. Ama her şartta bir hoca için çalışılması zor bir başkandır. Futbolu iyi anladığına inandığı ve böyle düşündüğü için Aziz Başkan’a kolay kolay hoca beğendiremezsiniz. Ben bu konuda Aykut Hoca’nın da, Ersun Hoca’nın da sıkıntı çektiğini düşünüyorum. Ama ister beğen, ister beğenme, Aziz Yıldırım bir başkandan öte, bugün için istediğinde kitleleri ayağa kaldıran, yüz binleri, milyonları, motive edebilecek, organize edebilecek, bir başkandan öte, toplumsal bir lider görüntüsü veriyor.”
Takım olarak oynuyor Usta’ya, toplam 41 gol atan Fenerbahçe’nin ‘dört silahşörünü’ ve Meireles’in form grafiğinin yükselişini soruyoruz:
*“Fenerbahçe’nin ‘dört silahşörü’nün en büyük şansı, gol görevini bir futbolcunun üstüne yüklenmemiş olması. Böyle olunca Kuyt, Sow, Emenike, Webo rahat oynuyorlar. Kaldı ki Kuyt ile Sow’un çok önemli defansif görevleri de var. Webo sonradan oyuna giriyor, buna rağmen atıyorlar. Çünkü Fenerbahçe’nin oyun içi bir lideri yok. Takım olarak oynuyorlar,
takım olarak atıyorlar. Fenerbahçe, Alex‘ın gidişinden sonra bir futbolcuya bağlı takım olmaktan çıktı, on bir futbolcuya bağlı takım oldu. Meireles, son maçlarda sinirlerini aldırınca, futboluyla öne çıkmaya başladı. Zaten Premier Lig’de oynamış, Portekiz Milli Takımı’nın halen formasını giyen bir futbolcunun kötü olması düşünülemez. Meireles, son maçlardaki gibi sadece futbola odaklanırsa, çok ciddi katkı sağlamaya devam eder.”takım olarak atıyorlar
Şampiyonluk kaybedilir ama değerler asla!
Ne olursa olsun, Galatasaray Kulübü Başkanı’nın arabasını kimse yumruklayamaz. Ben bu konuda çok daha ciddi bir tepki beklerdim. Ortalık ayağa kalksın isterdim. Galatasaray şampiyonluğu kaybedebilir ama değerlerini asla...
Rotayı, Karabük’te puan bırakan Galatasaray’a çevirdik. Başkan Ünal Aysal ve Teknik Direktör Mancini’ye müthiş tepki var. Aslan’da işler yolunda gitmiyor, tartışmalar giderek büyüyor:
* “Galatasaray’da önce Başkan’ın arabasının yumruklanmasından başlamak isterim. Arkadaş, sonuçlar ne olursa olsun, Galatasaray Kulübü Başkanı’nın arabasını kimse yumruklayamaz. Ben bu konuda çok daha ciddi bir tepki beklerdim. Ortalık ayağa kalksın isterdim. Galatasaray şampiyonluğu kaybedebilir ama değerlerini asla... Seyirci de olsa, taraftar da olsa Galatasaray’ın değerlerine saygı duymak zorunda... Başkanı protesto edebilirsin ama saldıramazsın. Bu hakkı kimden, nereden alıyorsun. O saldırganlara nasıl bir disiplin uygulaması yapıldı, açıkçası merak ediyorum. Gene yapanın yanına kâr kaldıysa üzülürüm.”
Mancini, kadro seçimi, hatta oyuncu hamleleriyle hedef haline geldi. ‘Giderim’ diyor, ‘Yaşlılar başarılara doydu’ diyor:
* “Sevgili Bilal, şurası kesin, Mancini ile Galatasaray arasında bir ‘kan uyuşmazlığı’ var. Adamın anlayışı, mantığı farklı, bizimki çok farklı. Ama son saniyede değişiklik yapması, taktik değişiklikleri kağıt yazarak sahaya yollaması, basın toplantılarında gazetecilerle polemiğe girmesi doğru değil. Ama bizim yadırgadığımız, futbol anlayışını eleştirdiğimiz Mancini, bugün Galatasaray’dan ayrılsın, yarın Avrupa’nın sıradan değil, en önemli takımlarından birinde iş bulur . Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şuna hiç katılmam. Galatasaray takımına ‘yaşlı’ diyorsa, bu ihtiyarlar, almadık kupa, kazanılmadık şampiyonluk bırakmadı.”
Ağabey, derbi... Galatasaray için çok önemli bir maç:
* “Galatasaray, derbiyi kazanırsa, yaraya merhem olur, ama ilaç olmaz. Galatasaray’dan, Florya’dan gelen maddi-manevi haberler hoş değil. Sürekli medyayı suçlayarak, gerçeklerin kapatılmak istenmesini doğru bulmuyorum. Herkes biliyor ki, Galatasaray kaynıyor, Florya’da disiplin iflas etti, parasal sıkıntı ciddi boyutta. Bu şartlarda derbi galibiyeti camia için elbette büyük moral olur, ama işlerin düzene girmesi adına ilaç olmaz. Galatasaray’ın ikincilik şansını bu hafta Fenerbahçe maçının sonucu ve deplasmanda oynayacağı üç maçın belirleyeceğini düşünüyorum.”
Ağabey, Drogba ile Sneijder?
* “Drogba ile Sneijder’i soruyorsun. Drogba ‘nın sezon sonu gideceğini düşünüyorum. Ben olsam Sneijder’i bırakmam. Baktığında son haftaların sahadaki en etkili oyuncusu. Üstelik Drogba gibi artık yolun sonuna gelen bir oyuncu da değil. Önünde daha oynayabileceği çok yıllar var.”
Kartal sakata geldi
Beşiktaş, sakatlarının bolluğu nedeniyle kadro istikrarını kaybetti. Karabük’te birini gol yapabilse, bunları konuşmuyor olacaktık
Fenerbahçe’yi noktaladık, ibreyi Beşiktaş ve Galatasaray’a çevirdik... Lig ikinciliği kuşkusuz şampiyonluk kadar değerli. Ya siyah-beyazlılar için ne düşünüyorsun?
“Beşiktaş, sakatlarının bolluğu nedeniyle kadro istikrarını kaybetti. Düşünün, Fenerbahçe’nin üç silahşörü birden sakatlandığında nasıl sarsılmıştı. Benzer bir durumu bugün Beşiktaş yaşıyor. Karabük karşısında yakaladığı 2-3 fırsattan birini gol yapabilse, bugün ‘inişli-çıkışlı’ grafiğini konuşmuyor olacaktık. Ama bu devirde böyle fırsatları kaçırırsan, bir bakarsın, ikincilik de kaçar.”
Peki ağabey, ikinci hangi takım olur?
* “İkincilik yarışında ipi kim göğüsler bilemem. Ama iki takımın da Fenerbahçe maçlarında alacağı sonuçlar önemli. Hem Beşiktaş, hem Galatasaray, Fenerbahçe ile kendi sahalarında oynayacaklar. Olası bir puan kaybı hesaplarını bozabilir. Şunu da kimse aklından çıkarmasın. İkili averaj Galatasaray’da . Bu yarış averajla bile belli olabilir.”
Bilic’in uzun süre sonra Almeida hamlesiyle, Karabük karşısında çift forvete dönmesini nasıl yorumluyorsunuz?
* “Görüyoruz ki, Bilic’in futbol anlayışında klasik bir ‘çift santrfor’ anlayışı yok. Ben Almeida’yı yedek bırakmasını, ‘Bilic’in adaleti’ olarak görüyorum. Kafası, gözü patlamış, olağanüstü oynamış bir futbolcuyu, yani Mustafa Pektemek’i bir sonraki hafta kesersen, sadece Mustafa’nın değil, hiçbir futbolcunun sana güveni kalmaz.”
Eneramo tartışması gündeme oturdu. Efendim, kiralık oyuncu eski takımına karşı oynatılmasının yanlış olduğunun, bunun tersini de savunanlarda var?
* “Kardeşim, Eneramo niye tartışılıyor? Kiraya verdiğin adamdan çekiniyorsan ‘bize karşı oynamasın’ diye madde koymak istiyorsan, o zaman niye veriyorsun? Türkiye’de bu uygulama toptan kalkmalı.
Fernandes sezonu kapadı, yönetim Hunt’un peşine düştü:
* “Allah aşkına şu Fernandes sorularını bırak. Adam istemiyor, yönetim istemiyor. Harç bitmiş, yapı paydos. Hunt transferi diyorsan, demek ki Beşiktaş boş durmuyor, arıyor, çalışıyor. Sağlıklı transfer istiyorsan, sezon ortasında gözlemeye, aramaya ve karar vermeye başlamalısın.”
Üç büyükler kulvarından çıkıp, biraz Anadolu’ya, yani Trabzonspor’a ibreyi çevirmekte yarar var.
* “Trabzonspor’da bu saatten sonra her şey Avrupa Ligi’ne gitmeye bağlı. Gidemezse, zaten mutsuz olan camia, yeni arayışlar içine girebilir. Hami Mandıralı’nın konumu tartışılabilir. Her şey Hami hocanın elinde. Camianın huzuru da, kendi geleceği de... Ama isteğini, hevesini kaybetmiş bir kadro ile nereye kadar gidebilirsiniz, o da ciddi bir sıkıntı. Trabzonspor’da kadro anlamında radikal bir değişim gerekiyor. Ülkemize, Galatasaray’a bir Hagi geldi, harikalar yarattı, ülkesinden sonra, bizde de efsane oldu. Şimdi biz yolun sonuna gelen, her yabancı şöhretten yeni bir Hagi bulacağımızı sanıyoruz . Ne oldu Malouda? Ya da diğer kulüplerdeki benzerleri... Modeli geçmiş şöhretlerden çok, iş yapacak, geleceği zorlayacak adamları bulmak gerekiyor. Hagi bir tane. Geldi, oynadı, harikalar yarattı ve gitti.”