Fenerbahçe’nin genlerinde “derbi“ oynamak zaten var... En kötü dönemlerinde bile derbilerin diri takımı olduğunu biliyoruz... Beşiktaş deseniz, geçmiş yılların derbi fakiri Beşiktaş değil... Özellikle bu sezon daha güçlü, daha kaliteli, daha olgun ve daha tecrübeli...
Ancak derbilerin en erken gollerinden biri gelince, sanki maç tek yönlü bir maç gibi başladı... Fenerbahçe bindirdi, erken golle biraz dağılan, biraz panikleyen Beşiktaş savunması acemice hareketler yaptı... İlk otuz dakikada özellikle Volkan ve Van Persie, biraz daha dikkatli olabilseler maçı sağlama alacak bir sonuç ortaya çıkabilirdi...
Bu ilk yarım saatte Beşiktaş’ın akıllarda kalan birbuçuk atağı var... Quaresma’nın Volkan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, kendisinin de inanmakta zorluk çektiği dışarı vurduğu şut, bir diğeri de gene Quaresma’nın arka direğe kaldırdığı, kaleci Volkan‘ın tokatladığı pozisyon...
İlk yarının özeti şu... Fenerbahçe topuyla tüfeğiyle, tam saha presiyle saldırdı. Beşiktaş çıkacak alanlar bulamadı, iki bekini oyuna sokamadı. İlk yarının her dakikasında, sahanın her santimetresinde Fenerbahçe vardı.
Özellikle Fenerbahçe‘nin iki kenar adamı Volkan ile Alper, Beşiktaş‘ın iki beki Beck ile İsmail Köybaşı‘nın arkasına çok iyi sarktılar, çok iyi işler yaptılar. Ama bu yarının en iyisi kim derseniz, çoğu maçta olduğu gibi gene Mehmet Topal‘dı...
Fenerbahçe golünden önce “faul verilirdi, verilmezdi“ tartışmaları var... Ama açıkçası golün güzelliği tartışılmaz. Bir de Beck‘in, Volkan‘ın sırtıyla buluşan tabanı. Cüneyt Hoca gol öncesi faulü vermeyi, Beck pozisyonunu faul ve kart yerine taçla başlatmayı tercih etti.
İkinci yarıda roller değişti... Bu defa Beşiktaş sazı eline aldı... Özellikle bu yarının ilk çeyreğinde inanılmaz bir Beşiktaş baskısı gördük... Ancak Fenerbahçe’de de roller değişti... İlk yarının ele avuca sığmayan adamı Volkan Şen’in yerini, bu kez tutan Volkan Demirel aldı. Yani atan Volkan gitti, tutan Volkan geldi. Kaleci Volkan mutlak dört golü kurtarırken, belki de kariyerinin en iyi maçlarından birini oynadı.
Bu arada Alper Potuk’un oyundan çıktıktan sonra, kendi kendine verdiği tepkiye ve üzüntüsüne saygı duyuyorum. Hiçbir futbolcu çok iyi oynadığı bir maçtan alınmak istemez. Ancak bu değişiklikte hocası haklı çıktı. Sonradan oyuna soktuğu Ozan getirdi, kelimenin tam anlamıyla Nani‘ye “al da at“ dedi ve Fenerbahçe iki farkı yakaladı.
Fenerbahçe alışılmışın dışında bu maçta topla daha az oynayan taraftı. Bu sezonun en az pas yaptığı maçını da oynadı. Aslında Beşiktaş, sonlarda Cenk Tosun’un kaleyi bulamayan kafa şutu da düşünülürse, Fenerbahçe kadar, belki de daha fazla pozisyona girdi. Ama iştahıyla, mücadelesiyle, sahadaki sağlam duruşu ile maçı hakeden Fenerbahçe’ydi.
Maçın özeti derseniz; Bir Volkan attı, bir Volkan tuttu, Fenerbahçe üç puanı kaptı.