Elinizi vicdanınıza, kendinizi Volkan Şen’in yerine koyun... Üç gün önce Ajax maçında sonradan oyuna girip rakip savunmada adeta 9 şiddetinde deprem yaratmışsın. Dönüp geliyorsun, daha ilk maçta kulübeye mahkumsun... Hocaya inancın, adalet duygusuna güvenin, oynamaya hevesin kalır mı?
Buna rağmen özellikle ilk yarıda belki de ligin en baskılı oyununu oynadı Fenerbahçe... Ancak bu baskıya rağmen gol pozisyonu bulamadan bu yarıyı tamamladı... Niye böyle oluyor... Şunu söyleyelim ki, bu geniş, kaliteli ve derin kadroya rağmen Fenerbahçe’nin Sneijder gibi, Oğuzhan gibi sağa bakarken topu sola atan, bir ara pasla rakip savunmayı topluca taca çıkaran bir oyuncusu yok...
Defansın arkasına bir top bırakmazsan, aynı topu ön direğe kaldırmazsan, arka direkte buluşturmazsan bu Van Persie ile Fernandao nasıl gol atacaklar... Tamam Van Persie de, Fernandao da iyi değiller, hatta kötüler de, en azından ölü değiller... Vermezsen, alamazsın... Van Persie ile Fernandao’nun dramı bu...
Fenerbahçe’de Mehmet Topal ile Souza mücadele eden, rakibi bozan oyuncular... O işi iyi yapıyorlar... Sıkıntı oyun kurmakta... Topu taşımakta, rakibi eksiltmekte, her fırsatta şut atmakta, rakip savunmanın arkasına sarkmakta... Diego dahil (Diego’nun da takımın az sayıdaki iyilerinden olduğunu söyleyelim) bunları yapamıyor Fenerbahçe... Düşünün Konya kalesini bulan ilk şutun dakikası 52... Abartmıyorum, Samandıra’dan PAF takımını getirseniz, Konya kalesine ilk isabetli şutu atmak için 52 dakika beklemez...
Pereira’ya bakıyorum “gelişiyoruz“ diyor... İnsaf, Pereira‘nın kucağına “kundaktaki bebek“ bırakılmadı ki, gelişmesini bekleyesin... Bu yönetim Pereira‘ya Avrupa’nın ve ülkenin en iyilerinden, en kalitelilerinden kurulu bir takım teslim etti...
Kadro zengin, Alper kendine verilen şansı iyi kullanmalı... Bakıyorum “bitik“ gibi... En iyi yaptığı işleri, yani adam eksiltmeyi, mesafe katetmeyi, pas vermeyi eskisi kadar etkili yapamıyor... Düşündüğünü, güçsüzlüğü engelliyor gibi... Fenerbahçe‘nin kendi sahasında oynadığı maçta seyirciden en büyük alkışı sağbeki Gökhan ile solbeki Hasan Ali alıyorsa, bunu gerçekçi anlamda iyi düşünmek ve değerlendirmek gerekiyor...
Konya diyeceksiniz ama neyini yazayım... Konyasporlu futbolcular futbol sahasının nizami çizgileri içinde bir ceza alanı olduğunu akıllarına bile getirmediler... Bir takım, kiminle oynarsa oynasın, rakip ceza alanına girmeden doksan dakikayı bitirir mi?
Fenerbahçe’de “tek fark, üç puan“ anlayışı başarıyla ve kayıpsız sürüyor... Puanda ve sıralamada bir sorun yok... Ama bu kadroya yakışır daha iyi, daha kaliteli, taraftarın tırnaklarını yemeden bitireceği futbol ve maç istiyorsanız, sıkıntı ve sorun gerçekten çok...