Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kadere bakın: Galatasaray’ın öne geçtiği golde, asist Feghouli’den, gol Belhanda’dan geldi. Galatasaray’ın istenmeyen, gitmeleri için arkalarından elli türlü dolap döndürülen, camia ve taraftara hedef gösterilen iki futbolcu... İkinci golün asistinin de Belhanda’dan geldiğini ekleyelim.
Kardeşim, bu adamlar sizin kontratlı oyuncularınız değil mi? İsteseniz de, istemeseniz de paralarını tıpış tıpış ödemek zorunda değil misiniz? Bırakın, oynasınlar o zaman... Kontratları bitene kadar etlerinden-sütlerinden yararlanın. Eve damat almıyorsunuz ki, takıma yararı olacak futbolcuya bakıyorsunuz.
Anlamadığım şu; Sivasspor son yarım saatte bu kadar dirilecekse, maçın ilk bir saatini niçin “baygın” geçirdi. Galatasaray 60. dakikaya kadar rakibini, sahayı, sonucu, futbolu teslim aldıktan sonra, ne oldu da son yarım saatte bu kadar dağıldı, ecel terleri dökerek bitiş düdüğünü zor-bela getirdi.
Hiç kuşkusuz, son yarım saate damgasını vuran ve Galatasaray’ı ayakta tutan kaleci Okan oldu. İlk bir saatte Sivas’ın soğuğundan üşüyüp, sıcak bölgelere “yıllık izne” çıkan kaleci Okan, son yarım saatte, kelimenin tam anlamıyla “fazla mesai” yaptı. İlginçtir, bu son yarım saatte, Okan’ın büyük hataları da oldu, muhteşem kurtarışları da... Ama kabul edelim ki, sevapları, günahlarına oranla kat kat fazlaydı.
Galatasaray adına en kötüsü, Falcao’nun “mevsim normallerine” uyup sakatlık haftalarına başlaması... Yokluktan Babel santrforda, her maçta hayal kırıklığı yaratan Diagne tribünlerde... Golcü adına sıkıntı olduğu kesin...
Neyse bu maç, attığı golü ve mücadelesini düşünürsek, eski Arda Turan’a dönüş yolunda Galatasaray kaptanının ilk adımı olabilir. Şunu da gördük... Arda ne zaman kenardan ortaya girerse, forvet arkası görev yaparsa daha etkili oluyor. Böyle bir Arda, golcü sıkıntısı çeken Galatasaray’da skora da ciddi katkı sağlar.
Sivas, bu kadrosu ile geçmiş yılları çok arar. Gradel ilk bir saatte her pozisyonda kendisini “çuval” gibi yere atıp penaltı bekleyeceğine, son yarım saatteki gibi futbolu hatırlasaydı, Sivas hiç olmazsa bu kadar süreyi boşa harcamazdı. Buna rağmen Sivas orta alanı ciddi anlamda boşalmış. Bir Hakan Aslan tek başına yetmiyor. Hakan Aslan demişken, bunca yılın usta penaltıcısı varken, Faysal Fajr’a penaltı attırmak nereden çıktı? Eski köye yeni adet...
Penaltıdan devam edelim. Allah aşkına; Marcao, arkadan Kayode’yi “karakucak güreşi” yapar gibi indirirken, bu penaltıyı bile VAR’a gidip, dakikalarca inceleyip veriyorsan insaf... Bırakın o zaman maçları VAR yönetsin. Gerçi öyle oluyor ya... Üstelik bu pozisyondan 15 saniye sonra bir penaltı pozisyonu daha var. Görüntülerin, hakemin, VAR’ın pas geçtiği, ne olduğu pek de anlaşılamayan bir pozisyon...
Abdulkadir Bitigen’in bir de sarı kartı var. Yatabare‘nin arkadan Emre Kılınç‘ın topuğuna bastığı pozisyon... Bir futbolcunun sakatlanması adına en hassas yeri; sarı çıktı. Yatabare şanslı... Gündüz maçında aynı pozisyonda Gençlerbirliği’nin oyuncusu atıldı. Bire bir aynı pozisyon... Birine var, birine yok... Sonra seyircinin aklı şaşıyor.
İlk bir saatte çok rahat, iyi bir Galatasaray, son yarım saati dağınık, paniğe uğrayan, kalecisiyle ayakta kalmaya çalışan bir Galatasaray izledik. Bu galibiyet Galatasaray için “üçlü vurgun”dan farksız... Herkesin puan kaybettiği haftada zirveye yaklaştılar, arkadan gelenlerle arayı açtılar. Belki Arda‘yı kazandılar. Belki Feghouli-Belhanda ikilisi ile camia arasındaki barışı sağladılar. Yetmez mi, daha ne olsun?