Nihat Özdemir federasyonu aldığı ve vazgeçtiği kararlarla eleştiriliyor. Bunları Nihat Özdemir sorduk... İşte verdiği cevaplar...
- Galatasaray - Beşiktaş maçına “seyircili oynanacak“ dediniz, sonra vazgeçtiniz...
“O gün medyadan bir arkadaş aradı, ‘Başkanım maçlar seyircisiz mi oynanacak’ dedi... Ben de ‘Şu anda Bilim Kurulu’nun toplantısı var, onu bekliyoruz, şimdilik bir değişiklik yok’ dedim... Bir baktım her yerde ‘Galatasaray - Beşiktaş maçı seyircili oynanacak’ diye haberler çıkıyor... Aynı günün akşamı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın, maçların seyircisiz oynanacağını açıkladı... Hatta o gazeteci kardeşim daha sonra benden defalarca özür diledi... Tarihte yüz yılda bir görülen böyle bir salgın karşısında devletin kararlarına uymaktan daha doğal ne olabilir… Bizim için önce insan sağlığı… İtalya’da, İspanya’da, Fransa’da da ülke federasyonları devletin ve yerel yönetimlerin kararlarına göre kendi kararlarını revize etti…”
- Bu süreçte başka ne gelişmeler oldu ?
“27. hafta öncesinde çoğu kulüpten ‘futbolcularımız çok tedirgin’ diye maçların ertelenme talebi geldi… Bu talebe duyarlı davrandık… Ankara’da, Sayın Spor Bakanımızın başkanlığında toplantı yapıldı, Kulüpler Birliği Başkanı Mehmt Sepil de bu toplantıya katıldı ve maçların ertelenme kararı alındı…”
- Başlarken nasıl oldu?
“Tüm tedbirleri aldık… Maçları oynattık… Sahadan virüs kapan tek futbolcu olmadı… Sağ salim ligleri bitirdik... Organizasyon başarımıza, UEFA’dan tebrik geldi, örnek gösterildik…”
- Yabancı sayısı için önce 8 dediniz, sonra eski sisteme devam ettiniz…
“Bu kararı bir günde almadık… Takımların yabancı futbolcu oynatma sayısına baktık… İlk 11’lerde 7.22 çıktı… Ayrıca bu konuda Şenol Hoca çalışma yaptı… Ancak Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil geldi ‘her kulübün farklı talebi var… Biz anlaşamıyoruz, ortak bir karar alamıyoruz, ancak TFF’nin alacağı her karara saygılıyız’ dedi. Biz de bu doğrultuda üç sezonluk bir çalışma yapıp yürürlüğe koyduk…”
Peki sonra neden eski düzene döndünüz?
“Lig 21 takım olunca kulüpler 42 haftada daha geniş kadrolara ihtiyaçları olduğunu belirterek, 8 yabancı uygulamasının bir sezon sonra yürürlüğe girmesini istediler… Biz de anlayış gösterdik ve bu talebe uyduk…”
Sayın Başkan “düşme olacak“ dediniz, sonra düşmeyi kaldırdınız ve Süper Lig 21 takıma çıktı… Bu karar değişikliği niye ?
“Henüz ligler oynanırken 7 takım ligden düşmenin kaldırılmasını talep etti… Ligler bitti, Kulüpler Birliği de kendi arasında ligden düşmenin kaldırılması kararını aldı… Lige yeni çıkan kulüplerin de katılımıyla bu konuda ortak bir talepte bulundular ve TFF’ye yazılı dilekçe verdiler, bunu da basın toplantısı ile açıkladılar… Biz de kulüplerimizin bu talebine ve sezonun şartlarına dikkat ederek bütün liglerde düşmeyi kaldırdık…”
- Ekim‘de yüzde 30 seyircili dediniz, ondan da vazgeçtiniz…
“Hasta sayımız azalıp yeni normalleşmeye geçince Ekim ayında yüzde 30 seyirci ile oynama kararı aldık, bunu Sayın Sağlık Bakanımız ile de paylaştık… Biz 24 Ağustos’ta ‘seyircili’ kararı aldığımızda hasta sayımız 1443, vefat sayımız 18 idi… 2 Eylül tarihinde ise hasta sayımız 1596‘ya, vefat sayımız 45‘e çıktı… Aynı gün Bilim Kurulu artan vakalar karşısında maçların seyircisiz oynanmasını tavsiye etti… Biz de bu tavsiyeye uyduk… İlk yarı sonuna kadar maçlar seyircisiz… Bu değişimler sadece bizde değil, Avrupa’da da yaşanıyor… Umarım herşey iyiye gitmeye başlar ve ligin ikinci yarısında seyircili oynama şansı doğar…”
- Bir de TFF’nin son mali genel kurulunda sahte imza iddaları ortaya atıldı…
“Pandemi sürecine rağmen genel kurulu gerçekleştirdik… Birçok başkanımız bizzat arayarak salgın nedeniyle gelemeyeceğini bildirdi… Bunu protesto olarak görenler oldu… Hala sahte imza palavrasını ortaya atarak TFF’nin ibrasına gölge düşürmeye çalışmasınlar… 97 yıllık TFF’nin yasal olmayan bir genel kurul yapması mümkün mü? Birileri bir iddia ortaya atıyor, başkaları da araştırmadan bunun peşinden gidiyor… Çoğunluk sağlanamasa ne olurdu, birgün sonra yapardık… Olmadı, 9 Eylül’de çoğunluğa bakılmadan yapardık...”
MHK’nin yeni başkanı Serdar Tatlı’yı sizin değil, Rıdvan Dilmen‘in getirttiği iddiaları var, ne dersiniz ?
“Olur mu öyle şey… Serdar Tatlı liyakatını kanıtlamış, başarısını herkesin taktir ettiği, bu görevi anasının ak sütü gibi hak eden biridir… Serdar Tatlı‘ya da haksızlık yapmayalım, başkalarına da… Kaldı ki, ben herkese bir telefon uzaklığındayım… Arayan beni bulur, sorsunlar, söyleyeyim. Doğruyu söyleyeyim, kamuoyunu yanıltmaya, tahrik etmeye ne gerek var...”