Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bizim futbol dünyasında kötü bir şey oldu mu sorumlusu ortaya çıkmaz. İyi bir iş olursa “Ben yaptım” diyen elli kişi görürsünüz. Galatasaray’da Sinan Gümüş parladı ya, sahiplenen sahiplenene... İşin gerçeğini biz söyleyelim: Sinan Gümüş’ü Alman Üçüncü Ligi’nde oynarken bulan ve dönemin başkanı Ünal Aysal’a ısrar ederek, hatta dayatarak aldıran scout ekibinin başındaki Emre Utkucan...

Sinan bonservissiz geldi. Başlangıçta 200 bin euro maaş alacaktı. Ancak o günlerde Süper Lig’in bir ekibi araya girip 600 bin euro teklif edince, Galatasaray da Sinan’ın yıllık maaşını 500 bin euroya çıkardı.

Haberin Devamı

Hatta o günlerde Galatasaray’ın eski oyuncularından birinin “Bu parayı etmez...

U 21 seviyesinde... Galatasaray A takımının oyuncusu değil. Ayda 2 bin euro maaştan fazla verilmez” dediğini o dönemin görevlileri biliyor. Hatta, buna benzer bazı telefon mesajları da bazılarının telefonlarında duruyor. Sinan’ı sahiplenenler Sinan oynayana kadar nerelerdeydiler?

Badji 10’a katladı
Başakşehirspor, orta saha oyuncusu Badji’yi 300 bin euroya transfer etmişti. Üç gün önce Anderlecht’e tam 2 milyon 650 bin euroya sattı. Ayrıca Badji, Anderlecht’ten bir başka kulübe giderse, Başakşehir o satıştan ayrıca yüzde 15 daha alacak. 300 bine al, 3 milyona sat... Transfer budur, yöneticilik budur, kulüp yönetmek budur...
Ayrıca Başakşehir bunu hep yapıyor. Yakın zamanda Holmen, Webo, Trabzonspor’a satılan Tjikuzu, 5 bin liraya alınıp 1.5 milyon euroya satılan Gökhan Süzen... Belki de aklıma gelmeyen diğerleri...
“Battık” diyen kulüpler, ki çoğu batık, Başakşehirspor’a baksınlar, niyetleri varsa biraz ders alsınlar.
Trabzon’u kim tutuyor?
Şota, Pazartesi Maraton’un konuğuydu. Trabzonspor gerçeğini bakın nasıl anlattı: “Cadde tarafındaki tribünlere bakıyorsun ‘onu’ tutuyor, okul tarafındaki tribünlere bakıyorsun ‘bunu’ tutuyor, kapalıya bakıyorsun ‘Ahmet’i’ tutuyor, numaralıya bakıyorsun ‘Mehmet’i’ tutuyor. Peki Trabzonspor’u kim tutuyor?”
Şota haklı... Öyle bir parçalanmışlık var ki, Trabzonspor’u kimin tuttuğu belli değil... Oysa bu ülkede bir tane Trabzonspor var. Her şeyin ve herkesin üstünde bir Trabzonspor... Değerini bilmek lazım ama neredeee…
Hibe değil borç
Kulüpler Birliği’nin düzenlediği Futbol Zirvesi’nde kısa da olsa Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’la konuşma şansını bulduk. Sayın Bakan kulüpleri borç batağından kurtarmak adına çareler arıyor. Ancak olası bir maddi desteğin “borç” olacağını, bu borcun geri ödemesi konusunda kulüplerin gelirleri üstünden ciddi önlemler alınacağını üstüne basa basa söyledi. Hemen belirtelim, Sayın Bakan kulüplere verilecek olası borcun bazı çevreler tarafından “Hibe” gibi algılanmasından son derece rahatsız... Kimse eskisi gibi umutlanmasın; hibe yok. Devlet şimdiye kadar çok affetti. Vergi borcu, sigorta borcu çok affetti. Artık pamuk eller cebe... Borcu alacaksınız ama aldığınız gibi ödeyeceksiniz.
Bu yazıyı okuyun
Fenerbahçe’nin genellikle tek farklı galibiyetlerle yoluna devam etmesi futbol dünyasında çok konuşuluyor, çok tartışılıyor... Ama Pereira’yı başarıya götüren oyun planı daha önce çalıştırdığı takımlardan belliydi.
Nitekim değerli meslektaşım Sedat Kaya, Pereira Fenerbahçe’ye gelmeden önce 10 Haziran 2015 tarihinde sporturkiye.com adlı sitede “Fenerbahçeliler bu yazıyı saklasın” başlıklı bir yorum yazdı. Açıp okumanızı öneririm...
Ben, haziran ayından, daha ligler başlamadan, hatta daha Pereira gelmeden beş-altı ay sonra olacakları “tam isabet” yorumlayan bir başka yazı görmedim.
Pabuç pahalı
Beşiktaş kalecisi Tolga, kupadaki Buca maçında bu sezonun en iyi performanslarından birini ortaya koydu... Belli ki Boyko’nun gelişi ile birlikte “pabucun pahalı” olduğunu anlamış. Ama bu Boyko için de geçerli... Boyko da Buca maçındaki Tolga’yı görünce Beşiktaş kalesine geçmenin “çantada keklik” olmadığını çok iyi anlamıştır. Bu yarışta Tolga mı kazanır, Boyko mu kazanır bilemem ama Beşiktaş’ın kazandığı apaçık ortada...
Kartal’a iki stoper gelince
Beşiktaş, bir stoper almak için kılı kırk yararken, iki stoper birden aldı. Bu durumda Ersan Gülüm’ün Çin işi halen gündemde mi acaba? Çin’de transferin halen devam ettiği unutulmasın... Ya da sezon sonu için “ne olur ne olmaz” önlemi mi? Ne olursa olsun, isterse bu ihtimallerden hiçbiri olmasın, şampiyonluğa oynayan bir takımın kadrosunda dört stoperinin olması ciddi bir avantaj... (Bu yazı transfer gerçekleşmeden önce yazılmıştır).
20 milyon iyi para
Fenerbahçeli Nani için Çin’den gelen 20 milyon euroluk bonservis bedeli gerçekten iyi para... Futbolcu satmaktaki becerisini bildiğimiz Aziz Yıldırım’ın elinde o iş 25 milyon euroyu da bulurdu... Ama Fenerbahçe buna rağmen vermedi. Nani, Fenerbahçe Yönetimi’nin ve camiasının kendisine beslediği güveni, verdiği değeri iyi anlamalı ve karşılığını vermeli...
İçimizdeki Akhisarlılar
Akhisar, Avni Aker’de Trabzonspor’u, kadrosunda çoğunlukta olan ve geçmişte Trabzonspor forması giyen oyuncularla eledi.
Kaleci Fatih, stoper Caner, solda Kadir Keleş, üç gün önce Trabzonspor’dan Akhisar’a transfer olan Soner... Trabzonspor bu sonuçtan sonra şunu görmeli: Takım olursan her oyuncundan yararlanırsın, takım olamazsan, kimi alsan toparlanamazsın...
Kurtar bizi baba
Tribünlerde seyirci yok... Zeminler berbat... Kulüpler borçtan batıyor... Alt yapılardan tek oyuncu gelmiyor... Avrupa’nın en sert, en faullü ligini oynuyoruz. Devlet, “Battım” diye feryat eden ve “Kurtar bizi” diye kapısına dayanan kulüpler için çare arıyor.
Yayıncı bir reklam filmi çekmek istiyor, bazı kulüpler tek bir oyuncusunu bile göndermekte zorluk çıkarıyor.
Futbol anlayışının böylesine iflas ettiği, futbolun bu kadar battığı bir ortamda, bırakın futbol ihalesinde gelirleri yükseltmeyi, dua edin de bu anlayışınızla yayıncı da batmasın...
Başkanlar nerede?
Kulüpler Birliği’nin ev sahipliğini yaptığı futbol zirvesine birbirinden önemli konuklar geldi. Her fırsatta örnek aldığımız Premier Lig’in en aktif, en etkili isimleri konuştu. Zirvenin sabah oturumuna baktım, eksik bile olsalar Süper Lig’in başkanları oradaydı...
Öğleden sonraki oturumlara baktım, dört başkan kalmış. Birisi ev sahibi olarak Kulüpler Birliği Başkanı ve Başakşehirspor Kulübü Başkanı, diğer üçü de vakıfta başkan vekilliği görevini sürdüren Sivasspor, Antalyaspor ve Eskişehirspor başkanları... Yani ev sahipleri...
Ortak menfaat bile kulüpleri bir arada tutamıyorsa bu Sportif AŞ nasıl olacak merak ediyorum?