Galatasaray, Aslantepe’de oynadığında üç şeritli otobanda fırtına gibi uçan arabaya benziyor. Orta şeritten uçuyor, sağ kanattan uçuyor, sol kanattan uçuyor. Aslantepe’ye gelen rakipleri, yanlarından “Vınnn” diye gelip geçen Galatasaraylı oyuncuları görmekte bile zorlanıyorlar.
Ancak Galatasaray deplasmana gittiğinde otobandan çıkıp çakıllı, taşlı yola girmiş gibi sarsılıyor, sallanıyor, futbol adına sert bir fren yapıyor. Hem bireysel hem takım olarak hızının, hırsının, futbol kalitesinin çok ama çok gerisinde kalıyor.
Niye böyle oluyor, anlamak mümkün değil... Eğer Aslantepe’de Galatasaray’ı oynatan o müthiş seyirci ise, o zaman rolleri değişin. Siz tribünlere çıkın, seyirci sahaya insin...
Akhisar’da da benzer bir Galatasaray izledik. Aslantepe coşkusunun, hırsının, hızının, futbol kalitesinin çok gerisinde kalan bir Galatasaray... Rodrigues’e baktık, Aslantepe’de gazdan kalkmayan ayakları, Akhisar’da sürekli frene bastı. Üstelik penaltı atışı dahil, ayaklarının ayarı da ciddi anlamda bozuktu.
Onyekuru merkezde başladı ve ortalıkta pek görünmedi. Acaba Rodrigues bir kenarda, Onyekuru diğer kenarda oynayıp, gole yakın Sinan merkeze geçse acaba daha mı iyi olurdu?
Elbette sorun sadece hücum anlayışında değildi. Özellikle ilk yarıda ciddi anlamda titrek ve dağınık bir savunma anlayışı vardı. Nitekim çok ciddi anlamda 2 Regattin, 1’er Manu ve Serginho atağı gördük. Hepsi gole çok yakın pozisyonlardı.
Galatasaray’da ikinci yarıda Onyekuru kenara geçince hücum adına biraz olsun hareket başladı. Ama Mustafa Yumlu, Caner, Kadir gibi “kulelerin” olduğu bir savunmaya Galatasaray hep havadan ve yüksek toplarla hücum etmeyi düşündü. Tabi Akhisar savunması bu topları “armut toplar” gibi topladı.
Kaleci Fatih’in hakkını da teslim edelim. Rodriges’in penaltısından sonra Serdar Aziz’in de tam köşeye giden vuruşunu mükemmel kurtardı. Bir başka kaleci Muslera derseniz, herhalde Türkiye kariyerindeki en kötü maçlarından birini, belki de birincisi oynadı. Penaltı pozisyonunda Manu’ya girişi tam bir “acemi” işiydi. Elinden kaçırdığı top bir başka felaket... Ancak bu topta sanki Ozan, kendi kalecisini bozdu gibi geldi bana... Düşünün koca Galatasaray savunması bir Manu’yu tutamadı.
Bu Akhisar takmı beş maçtır kazanamamıştı. Bu Akhisar takımı Galatasaray salı oynarken, perşembe akşamı Avrupa Ligi’nde oynamıştı ve bu Akhisar takımının henüz hocası yok. Bu Akhisar takımında Galatasaray’a her maçta gol atan Seleznov cezalı...
Ayrıca bu Akhisar takımı seni Türkiye Kupası’ndan eledi. Süper Kupa’yı elinden aldı ve dün de üç gollü çarpıcı bir galibiyete imza attı. Hadi futbolcu olarak hırs yapmıyorsun, insan olarak hırs yaparsın “Gelip gidip bu takıma yenilecek miyiz?” diye bir tepki koyarsın. Onu bile yapamadı Galatasaray... Bir önceki deplasmanda 4 yiyorsun... Akhisar’dan 3 yiyorsun... 0’a karşı tam 7 gol...
Aslantepe’de büyük seyircin ile “fiyaka”ndan geçilmiyor ama Anadolu’ya çıktın mı, kusura bakma “perişan” haldesin. Daha önce sorduğumu bir daha soruyorum: Ne oluyor, Anadolu’da adam mı yiyorlar? Niye bu kadar siliksiziniz, niye bu kadar bitiksiniz, niye bu kadar çaresizsiniz...