Kim demiş “sürat felakettir“ diye... Fenerbahçe maça öyle hızlı bir başlagıç yaptı ki, ilk çeyrekte bir gol attı, kaleci Beto kelimenin tam anlamıyla “mucize” bir kurtarış yaptı ve Soldado’nun bir şutu üst direkte patladı... Fenerbahçeli her futbolcu bu ilk çeyrekte 100 metreci atlet gibiydi... Sadece koşmakla kalmadılar, çok etkili işler yaptılar... Sadece bu ilk 15 dakikada attıkları 6 şutu, bu sezon bazı maçlarda göremedik bile...
Fenerbahçe’nin bu kadar iyi görüntü verdiği dakikalarda sağ kenarda İsla ve Dirar çok etkili oldular... İsla “sular seller“ gibi aktı... Dirar ile birlikte sağ kanadı “paramparça” ettiler... Bu Dirar’ı koca bir ilk yarı boyunca “hangi akıl” kadro dışı bıraktı, çok meraktayım... Ancak sağ kanadı “yarış pisti“ gibi kullanan Fenerbahçe “sol şeritte“ hiç görünmedi... Fenerbahçe için en önemli kazanım “teslimiyetçi bir ruh halinden”, isyankar bir yapıya doğru yol almasıydı... Bu isyanda İsla, Dirar ve özellikle sakatlanıp çıkana kadar Sadık başroldeydi...
Sadık yeni bir Fenerbahçeli ama, müthiş bir sahiplenme duygusuyla oynuyor... Zaten seyirci bunun farkında... Sadık boşuna en büyük alkışı alanlardan biri olmadı... Şimdi Serdar Aziz gibi önemli bir stoper geldi, Skrtel dönecek, umarım Sadık’ı sahada görmeye devam ederiz... Sadık’ın Jerome’dan çok ağır bir taban yemesine rağmen, ısrarla oyuna devam etmek istemesi bile iyi niyetinin, sahiplenme duygusunun çok çarpıcı örneğiydi...
Jerome çıkan kırmızı, belki de Hakem Suat Aslanboğa‘nın en doğru kararıydı...
Fenerbahçe’nin birinci golünde ilk pasta ofsayt var mıydı, VAR’a gidilebilir miydi? Castro’nun Benzia‘nın göğsünde patlayan tabanı sarıdan kırmızıya döner miydi?
Mehmet Topal‘a çıkan sarı ne kadar doğruydu? Bütün bunlar çok ciddi tartışılabilir...
Fenerbahçe ilk yarıya bu kadar yüksek tempoyla başlayınca, geride kalan maçları aklıma geldi ve “acaba ikinci yarıda motor yakar mı“ diye düşünmedim değil... Ancak hem Fenerbahçe‘nin fizik kalitesi herşeye rağmen her maçta biraz daha yükseliyor, hem de Jerome‘un daha ikinci yarının başında takımını bir eksik bırakması Fenerbahçe‘nin ekmeğine yağ sürdü...
Moses belli ki iş yapacak... Ancak sol savunmanın önüne, aynı sağdaki ikili İsla - Dirar gibi bir ikili oluşturmak gerekiyor... Soldaki bu oyuncu, yani ön oyuncu Ayew değil... Kadroda da şimdilik böyle bir oyuncu görünmüyor...
Fenerbahçe takımına Ersun Yanal‘ın elinin değdiği belli oluyor... Yeter mi, asla yetmez... Ama “Sevda zindanlarında” aylardır güneşe hasret kalan Fenerbahçe seyircisini bu kadarı bile coşturmaya yetti...
Sonuçta, Fenerbahçe sağ kanattan İsla - Dirar ile kurduğu oyunu, üstelik gol yemeden sağ salim bitirdi ...