Hastane doktorsuz, okul öğretmensiz, gemi kaptansız, Galatasaray, Fatih Hoca’sız olmaz. Tribünlerde oturmayı son dönemlerde alışkanlık haline getiren Fatih Hoca, uzun bir aradan sonra bir lig maçında saha kenarında, takımın başındaydı.
Hayret, Hoca’nın varlığı bile Galatasaray’ı kendine getiremedi. Gene düşük tempo, hırstan, öfkeden, tepkiden ve pozisyondan uzak bir Galatasaray izledik.
Bunca yıldır Galatasaray izlerim... Çok iyi maçlarını, çok kötü maçlarını gördüm. Ama Süper Lig’de bir maçta ilk gol pozisyonuna 90+3’de girdiğine ilk kez tanık oluyorum. İnanılır gibi değil...
Galatasaray ilk yarıda durumu “idare” ederken, Gençlerbirliği “canını dişine takıp” oynadı. Böyle olunca ikinci yarıda Gençlerbirliği’nin pili biter sandık. Ne pilmiş... Hiç teklemeden, hiç yorulmadan, üstelik son on dakikayı bir eksik oynamasına rağmen üst düzey mücadele ederek bitirdi.
Mustafa Kaplan’dan da söz etmeksek haksızlık etmiş oluruz. Yetmişli dakikalar, oyun berabere devam ediyor, çoğu hoca vaziyeti idare etmek için yeni bir savunma oyuncusunu sahaya sürer... Mustafa Hoca, bir başka forveti, Stancu’yu sahaya sürdü. Aslında Kaplan’ın Aslan’a yara verdiği bir maç oldu.
Galatasaray savunmasından dönen her topu Gençlerbirliği oyuncuları alınca, her sahipsiz topa ev sahibi ekibin oyuncuları hamle yapınca Galatasaray oyun kurmakta ve pozisyon bulmakta ciddi anlamda bocaladı. Gençlerbirliği, özellikle Ayeti, Candeias, Sessegnon ve Sio ile hücum noktalarında çok etkili oldu.
Biz Galatasaray’ın sağ kanat savunmacısı Mariano’yu hep hücumdaki halleri ile hatırlıyoruz ve doğal olarak beğeniyoruz. Ama Mariano’nun özellikle Gençlerbirliği önünde savunması felaketti. Gençlerbirliği özellikle ilk yarıda Mariano’nun arkasından elini kolunu sallayarak son derece rahat atak geliştirdi.
Kaç zamandır iddia ediyorum; Galatasaray orta alanı yeterli sertlikte ve caydırıcılıkta değil... Nzonzi’nin kariyerine ve her maçta yere-göğe koyamayanlara saygılar... Ama Nzonzi’de şu görüntüsü ile bu orta alana çare olamadı. Lemina’nın hemen, şimdi takıma dönmesi ve orta alanda “kilit” rolünü üstlenmesi gerekiyor.
Andone şu görüntüsü ile Falcao’nun pabucunu bağlayacak durumda değil... Falcao’da bir maç oynayıp, bir maç oturacaksa sıkıntı var demektir. Falcao son iki yılında uzun ve önemli sakatlıklar geçirdi. Türkiye’de bu sakatlıkların “artçılarını” mı yaşıyor acaba?
Gençlerbirliği’ni sezon başından beri izliyorum. Kötü oynadıkları maçı görmedim, ama kazandıkları maç da yok. Bu da enterasan... Ama Galatasaray karşısında galibiyete daha yakın taraftılar.
Şef sahaya döndü, takımı yönetmeye başladı ama Galatasaray’da değişen bir şey yok. Biraz öfke, biraz hırs, biraz tutkulu futbol, o bile yok. Üstelik Muslera’nın 70’li dakikalarda kurtardığı bir tehlikeden sonra ekrana yakın plandan yüzü yansıdı. Ne kadar mutsuzdu... Feghouli çıkarken bir alem...
Uzun lafa gerek yok: Bu kadroya, bu hocaya rağmen Galatasaray iyi değil...