Galatasaray’ın abartısız tam bir düzine gol fırsatı yakalayıp, sadece bir gol atması, beceriksizlikle birlikte tam bir futbol mucizesi... Antalyaspor’un bu kadar kötü oynayıp, bu kadar savunmada kalıp, bu kadar ilkel bir anlayışla Arena’dan bir puan çıkarması, kelimenin tam anlamıyla bir başka futbol mucizesi...
Daha 7. Dakika... Galatasaray’ın direkten dönen iki şutu, Burak’ın iki, Drogba’nın bir mutlak pozisyonundan biri- ya da ikisi gol olsa, belki de gol rekoru olurdu...
Ama sonraki dakikalarda öyle goller kaçtı, öyle goller kaçtı ki, tribündeki, ekran başındaki Galatasaray taraftarları da adeta aklını kaçırdı...
Galatasaray kaçan iki puan için eleştirilebilir... Ama Galatasaray’ın oyun iştahını, maça asılışını eleştirmek sanırım hakça olmaz...
Ancak Drogba gibi bir futbol ustası, bir gol makinesi bu kadar net pozisyonları kaçırıyorsa, bir başka gol makinesi Burak Yılmaz bu kadar etkisiz kalıyorsa, milli maçın üç gollü oyuncusu Umut, direğin dibinden topu içeri yollayamıyorsa, o zaman böyle futbol mucizeleri oluyor...
O zaman, Antalya da bu oyunuyla beraberliği alıp gidebiliyor...
Galatasaray bu baskısına, bu iştahına ve bu kadar pozisyon zenginliğine rağmen orta alanda Selçuk, Sneijder eksikliğini hissetti, bu ikilinin koordinasyonunu aradı...
Selçuk ile Sneijder olmayınca Engin ile Emre’ye gün doğdu... Ama ne yazık ki, ikisi de bizzat kendi taraftarlarının ıslık ve protestoları ile oyundan çıkmak zorunda kaldı... Fatih Terim’in Emre ile Engin’e gösterdiği hoşgörüyü, sabırı bir baba evladına göstermez... Ama Engin ile Emre, bu şansı, bu hoşgörüyü , Hoca’nın bu sabrını ısrarla geri çeviriyorlar...
Şunu unutmasınlar, dilemem, istemem ama günün birinde Galatasaray’ı aramasınlar... Malum, son pişmanlık işe yaramıyor...
Amrabat’a da geçmiş olsun... Bruma bu kadar hızlıysa, topu bu kadar iyi kullanıyorsa, Amrabat forma yüzünü bir daha zor görür... Bruma’yı kısa bir süre izlememize rağmen, Galatasaraylı Ribery’den sanki bize esintiler sundu...
Galatasaray golü “kılpayı” ofsayt olabilir... Emre Güngör, koluyla topa hamle yaptığı pozisyonda sarı kartı görse, ilk yarıyı zor bitirirdi... Engin, ceza alanı dışında düşürülüşüne, nasıl oluyor da penaltı istiyor onu da anlamadım...
Galatasaray üç haftada üç beraberlik aldı... Bu Galatasaray için alışılmış bir sezon başlangıcı değil... Ama böyle devam ederse, “sezon başıdır” diye geçiştirirse, yarınlar çok geç olabilir...
Fatih Terim, mucize yaratmaya alışkın bir Hoca... Bugün de bir mucize oldu ama, Fatih Terim’e ve takımına yaramayan bir mucize... Galatasaray bir düzine gol atacağı maçı, nasıl oldu da bir golle bitirdi, halen aklım almıyor...
Biraz sabır lütfen...
Galatasaray mı, milli takım mı derken Hoca’yı çok hırpaladık... Allah’tan Romanya galibiyeti geldi de, geçici de olsa bir “Ateşkes” sağlandı... Aslında ülkenin en önde gelen Hoca’sı bunları hak etmedi... Eleştiriyi aşıp yargılamaya kadar giden değerlendirmeler oldu... Oysa biraz bekleyemez miyiz... Tanrı bile kullarına hesap sormak için son günü beklemiyor mu?
Merdiven çürük
Bakıyorum, varsa yoksa Hollanda maçı... Oysa Hollanda maçından önce deplasmanda Estonya maçı var... Unutulmasın, konuştuğumuz Hollanda, Estonya deplasmanında bir puanı 90 artı 3’te attığı penaltı golüyle kurtardı... Kaldı ki biz, bunca hasardan sonra, çürük bir merdivenin basamaklarında dama çıkmaya çalışıyoruz... Her basamağı gıcırdayan merdiven bir kırılırsa, damdan düşmüşe döneriz... Aman ha... Çürük merdivenin ilk basamağı Estonya...
Adımı çok dikkatli atmamız gerekiyor...
Antalya kendini kandırmasın...
Antalyaspor iyi oyunculardan kurulu kötü bir takım görüntüsünde... Hezimete uğrayacağı bir maçı berabere bitirmesi, Antalyaspor’u yanıltmasın... Eğer savunma yapıyorsan, rakibe bu kadar pozisyon vermeyeceksin... Eğer hücum oynayacaksan, golün dışında yakaladığın tek pozisyonla maçı tamamlamayacaksın...
Galatasaray topuyla tüfeğiyle hücum ederken, özellikle korner atışlarından dönen toplarda Antalyaspor için inanılmaz kontratak fırsatları doğdu. Antalyaspor bunları bile değerlendiremedi...
Antalyaspor’un bu maçta futbol adına alkışlanacak tek organizasyonu attığı goldü... Topun savunmanın arkasına atılışı, İsaac’ın sıfıra inip geriye çıkarması, Tita’nın olağanüstü vuruşu, gerçekten alkışlanmaya değerdi... Ama bu gol, Arena’dan çıkarılan bir puan iyi bir Antalyaspor için yeterli değil...