Alanya, ülkenin sadece “turizm cenneti” değil, Süper Lig’in de “deplasman cenneti...” Haftalar öncesinden düşmesi kesinleşen Karabük’ten sonra kendi sahasında en fazla puan yitiren, en fazla maç kaybeden, en çok gol yiyen ve en son sırada bulunan takım Alanyaspor...
Diyeceğim o ki, deplasmanlarda “cehennem” sıkıntısı çeken Galatasaray için Alanya deplasmanı bulunmaz bir fırsattı. Buna rağmen Muslera olmasa, Galatasaray yeni bir hayal kırıklığı ile İstanbul’a dönebilirdi.
Nitekim, maç başladı Alanyaspor cömert ev sahipliğini göstermekte gecikmedi. Gomis’in golünde kaleci Haydar mükemmel bir asist yaptı... Zaten ikinci golü Tzavellas kendi kalesine attı.
Galatasaray baktı ki Alanyaspor’un cömertliği sınır tanımıyor, “Ayıp olmasın, bir jest de ben yapayım” dedi. Fernandes golünde Galatasaray savunması kalabalıktı ve Alanyasporlu oyuncunun önünü üç Galatasaraylı oyuncu vardı. Buna rağmen Fernandes’in vuruş açısını kapatamadılar. Allah’ı var, Fernandes de bu ikramın hakkını verdi ve mükemmel bir gol attı.
Bu dakikalarda karşılıklı ikramlara katılmayan tek adam kaleci Muslera oldu. Savunmanın sallandığı ve Alanyaspor’un gelmeye başladığı dakikalarda önemli müdahaleler yaptı.
Galatasaray geri dörtlüsünün dağınıklığına inanamadım. Penaltı pozisyonunda bir stoper rakibine bu kadar kontrolsuz girer mi? Nitekim hem penaltı geldi, hem Serdar Aziz cezalı duruma düştü.
Elbette Feghouli ile Belhanda... Galatasaray’ın en iddialı transferleri bu iki oyuncu... Ama sezon bitiyor, halen kariyerlerine yakışan futbol noktasına gelemediler. Hesaba kitaba katılmayan Donk bile, bugün Belhanda ve Feghouli’ye oranla çok daha yararlı oynuyor.
Fatih Hoca elbette daha iyi bilecektir. Ancak bu Sinan Gümüş’ü “dara düşünce, sıkıntı basınca” değil, normal koşullarda ilk on birde oynatırım. Türkiye’de gole bu kadar yakın oyuncu, gol vuruşlarını bu kadar iyi yapan bir oyuncu yok denecek kadar az...
Alanya’nın hocası Mesut Bakkal, Douglas’ı oyundan alırken gözlerime inanamadım. Acaba “yanlış tabela mı çıktı” diye düşündüm. Alanya maçı, Sinan’ın attıgı golde değil, Douglas’ın oyundan çıktığı dakikada kaybetti.
Yardımcı hakem Kemal Yılmaz elbette çok konuşulacak. Douglas ile gelişen pozisyonda gol olma şansı, penaltı olma şansı ve Muslera’nın kırmızı kart görme ihtimali vardı. Kemal Yılmaz ofsayt bayrağını kaldırdı. Günahı boynuna, böyle ofsayt olmaz...
Sonrasında da Emre Akbaba’nın Muslera tarafından önlenen mutlak gol pozisyonu... Burada da Emre Akbaba açık ofsayttı. Kemal Yılmaz bu defa oynatmakta sakınca görmedi.
Ligin son adımları yaklaşırken, elbette iyi oyun bir yana sonuç çok önemli... Ancak Galatasaray gibi Aslantepe’nin aslanı bir takımın en rahat deplasmanlarda bile futbolundan, mücadelesinden, kalitesinden ve etkisinden bu kadar uzaklaşmasını, adeta yarı yarıya indirime gitmesini anlayabilmiş değilim.
Koca Galatasaray takımı bu... Yatıp kalkıp Muslera’ya dua etsin. Muslera olmasa, bu üç puan olmazdı... Peki Muslera burada, takım nerede?