Kimle oynarsanız oynayın, nerede oynarsanız oynayın, bir Avrupalı karşısında iki farklı yenilgiden kurtulup beraberliği yakalamak çok kolay değil... Ama bazen “eğri gemi doğru sefer” oluyor... Hepimiz biliyoruz ki, Fernandao, Beşiktaş maçında kaçırdıklarından sonra kulübede başlayacak, belki de maçı kulübede bitirecekti... Ancak ilk yarıda gelen Volkan Şen sakatlığı bir anlamda hem Fernandao’ya, hem Fenerbahçe’ye şans oldu... Beşiktaş maçında çok daha kolay pozisyonları gol yapamayan Brezilyalı, biri ilk yarının sonunda, diğeri ikinci yarının başında, toplam beş dakikaya sığdırdığı iki golle, Fenerbahçe’ye “hayata dönüş” yaptırırken, kendisine de “onbire dönüş” yaptırdı...
Oynamayınca “tavır” yapan Van Persie’nin dikkatli, güçlü ve iyi olması gerekiyor... Çünkü gördüğümüz kadarıyla Fernandao’nun “pes” etmeye niyeti yok... Açık konuşalım, bu geri dönüşe rağmen Fenerbahçe’de “ama”lar çok fazla... Van Persie daha iyi olmak zorundayken niye olamıyor? Nani bu mu? Daha iyi olması, kalitesini ortaya koyması gerekmiyor mu ? Ozan Tufan geriye mi gidiyor?... Stoperlerin uyum sorunu niye çözülemiyor... Özellikle savunmada adam paylaşımı ne kadar kötü...
Her şeye rağmen “fark mı geliyor” endişesi yaşanırken, “galibiyet nasıl kaçtı” üzüntüsü yaşanıyorsa ortada bir başarı var... Üstelik Fenerbahçe’nin kaybedeceği bir maç rakibi ile aradaki puan farkını açacaktı... Beraberlik bu bakımdan da değerli... Hele Molde- Ajax maçının berabere bitmesinden sonra... İnsanın anlamakta zorluk çektiği şeyler oluyor. İkinci yarıdaki o 10 dakikalık müthiş baskı 20-25 dakikayı bulabilse, belki de rakip tam çözülecek. Ama Fenerbahçe hep “kısa devre” yapıyor. Biraz sürekliliği yakalasa, belki de çoğu şeyi çözüp rahatlayacak... Gecenin bir tesellisi de elbette taraftarların “bu nasıl kaleci” dediği Fabiano’nun “sandığınız gibi kötü kaleci değilim” cevabını vermesiydi... Bir hata yaptı ama birçok kurtarışa da imza attı...
İki gecede oynadığımız üç Avrupa maçında çok net gördük... Hakemler mümkün olduğunca az düdük çalıyorlar... Bizde bir maçta 30-40 faul düdüğü çalınırken, Avrupa maçlarında bu pozisyonların çoğu devam ediyor... Eğer ritmi olan, temposu olan maçları oynamak ve vücut vücuda mücadele etmeyi öğreneceksek, hakemlerimizi “onu niye çalmadın, bunu niye vermedin” baskısından kurtarmalıyız...
Sonuç... Avrupa’nın yolunu bilmeyen Astana, Avrupa’nın “eh işte” takımlarından Sporting Lizbon ve Celtic önünde üç takımımızın aldığı toplam üç puan asla yeterli olamaz... Özellikle dün akşamki sonuçlar olsa olsa, geri dönüş adına “bir teselli ver” olur...